Yeni bir yüzyılın evveliydi koyulduk yola
Ta ezelden sevdalıydık elbet beyaza ala
Dünyamız döndükçe 'nazlı hilal' asla inmesin
'Şehadetleri dinin temeli ezan' dinmesin
Bu diyardan yayılsın dünyaya Tevhidin nuru
Umut olsun insana insanımızın süruru
Hem ekmek hem de adalet dağıtalım dünyaya
Elimizle ulaşsın yoksullar ekmeğe suya
Münbit araziler ekilsin tefeci çekilsin
Bağlara bahçelere binbir ağaç dikilsin
Tüm dünyanın açlarını doyuran el olalım
İnim inim inleyen mazlumlara dal olalım
Eselim dört bir yana yüreklere yel olalım
Savunmasız milletlere yetişip dil olalım
Zalim titresin bizden mazlumlar umutla dolsun
Zulmedene dünya dar mazlumlara geniş olsun
Haksızlar güçlü de olsalar zayıf sayılsınlar
Haklılar zayıf da olsalar haklı sayılsınlar
Haklı olan Hak'la olan güçlü de olmalıydı
Kaynaklarsa yerli yerince kullanılmalıydı
Hedefler taçlanmalıydı emek ile ter ile
Dolmalıydı hazinemiz gümüş ile zer ile
Hedefler ulvi idi ve gayeler yüce idi
Fakat kol ve bacaklar cılız boylar cüce idi
Zihinlere vurulmuş zincirler de eklenince
Engel belki on belki yüz iken oldu binlerce
Daha iyi daha güzel günler için koşturduk
Koşanlara katılmadık koşanları durdurduk
Akıl veren ve çözüm üretenlere 'bekle' dedik
Slogan üretenlerle yürürken hep cepten yedik
"Hazıra dağlar dayanmaz" demiş atalarımız
Dedikleri doğru çıktı eridi dağlarımız
Vadileri tükettik dağları bir bir erittik
İçlerini de boşaltıp yer ile yeksan ettik
'Ülke dağsız olmaz!' diyerek borçlardan dağ yaptık
Yetim-yoksul ödesin deyip altlarına soktuk
Yıllar içinde olan borç dağları sıra dağlar…
Yalnız faizlerinden yoksulun anası ağlar
Nasıl da ferman etmişti Kitabımız bir bakın:
"Sizi diri tutacak malınıza sahip çıkın"(Nisa:5)
Sahip çıkmak şöyle dursun saçıp-savurduk durduk
"Faiz lobileri" deyip bahaneler uydurduk
Hazinenin içinde ah dev delikler oluştu
Küresel farelerin ah hepsi birden doluştu
Emekçinin emekleri yoksulun alın teri
Güya borç ödüyoruz bir ileri on beş geri
Farelere beyler borçlu doyması mümkün müdür?
Yediklerinin yerine gelmesi mümkün müdür?
Akıl kullanılmayınca tefeciye gün doğdu
Tefecilik üretimi daha doğmadan boğdu
Çalışıp da üretenler hepten kaldılar yaya
Beklediler ki yönetim feryadlarını duya
Yönetimin kulağı yazık dışa ayarlıydı
İçerdeki feryadı duymamakta kararlıydı
Ödedikçe borç arttı borç arttıkça biz ödedik
İşçi memur esnaf köylü iflas bayrağını çektik
Çektik çemesine de kim görüyor bayrağı?
Vergi adlı kamçılarla veriyorlar dayağı
İş bilmezler elinden ne yaman günlere kaldık?
Aç yattık kıvrandık karanlık sabaha uyandık
Dönüp bir baktık ki hep yemişiz hem de ne yemek
Günü kurtaralım derken rehin olmuş gelecek
Yedi nesil sonrakinin hakkını da yemişiz
Kitleler çöpe dönmüş tefeciyi üzmemişiz
Her fırsatta tefeciler götürmüş çuval çuval
Çaresiz yetim-yoksul bakmışlar hep aval aval
Torunların torununa kalan miras korkunçtur
Güneşi gölgeleyen sıra dağlar kadar borçtur
Bu bizim hikayemiz bir dönemin hikayesi
Tarihe not düşmek Aziz Karaca'nın gayesi
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024