Hep Amerikan stratejistleri başka dünyaları yenileyecek, genişletip daraltacak değil ya! Bizim de çorbada bir tuzumuz olsun. Biz de stratejik terzilik yapabileceğimizi gösterelim dedim.
Haritada orayı kes, buraya yama; şurayı biç, öte tarafa teğelle işi değil mi alt tarafı. Haritada çizeriz, rejim de deviririz ve hatta yeni bağımsız devlet bile ilan ederiz icabında. Yapanın bir yüzü kara!Yeni Amerikan Yüzyılı projesinin eksikliklerini ele alarak başlayalım işe. Neocon teorisyen William Kristol'ün başında bulunduğu PNAC (The Project For the New American Century) grubunca geliştirilen yeni dış politika hamlesini değerlendirelim. Derler ki, ABD liderliği hem dünya hem de ABD için iyidir. Ve bu liderliğin gerçekleştirilmesi askeri güç, diplomatik enerji ve ahlaki prensiplere bağlılıkla mümkündür. Onlara göre bunların hepsi ABD'nin zaten fazlasıyla sahip olduğu değerler. Yani un var, şeker var, yağ var. Peki neden helva yapmak mümkün olmuyor? Neden salt askeri güç artık yeni toprakları fethetmeye yetmiyor, diplomasi yetersiz kalıyor, ahlaki prensipler sorgulanıyor? Yoksa ilk unsur, diğer iki tanesini iştahla yutan bir yamyama mı dönüşüyor? Belki de böylesine hoyratça kullanılan bir askeri güç, yalnızca diplomasiyi, yani uzlaşma kültürünü ve ahlaki ilkeleri yok etme konusunda başarılı oluyor. İnsan susuyor, makineler konuşuyor, elbette bildikleri dilden. Projenin destekçilerinden Garry Schmitt "Irak Savaşı Bizi daha mı Güvenli Kıldı?" başlıklı yazısında kendi sorusunu hayır diye cevaplayarak devam ediyor; "elbette, eskisinden daha güvende değiliz ama Pearl Harbor baskınından sonra Japonya ve Almanya'ya savaş açtığımızda da ilk başta güvende değildik. Binlerce Amerikalı savaşta hayatını kaybetti ve biz kazandık". Ona göre doğru sonuca ulaşmak için kullanılan araçlar ve süreçler değersiz. Mutlak güvenliğin sağlanması için, güvensiz süreçler mümkün. İnsanlar ölebilir, ülkeler bölünebilir. Sonuçta nereye varıldığı önemli, yani ABD'nin nihai güvenliği esas olan. Peki bugün kimin güvenliği sözü edilen? ABD askeri Irak'ta niçin ölüyor? Binlerce Iraklı neyin uğruna yaşamını yitiriyor? Lübnan'a bombalar niye yağıyor? Kimler güvenli kılınıyor? Kimilerine göre sürecin tam ortasındayız. Henüz bir zafer ya da yenilgiden söz edilemez. Yeni Ortadoğu'nun kuruluş süreci devam eden. Deniyor ki, bölgeye demokrasi ve insan haklarına saygılı rejimler gelecek, dini argümanlar siyasetten ayıklanacak, çatışmacı anlayışlara sahip otoriteler yerine uzlaşmacı yöneticiler gelecek, refahın adil paylaşımı mümkün olacak. Büyük Ortadoğu Projesi'nin ABD tarafından öne sürülen idealleri bunlar. Bizim projemizin idealleri de bir cümle şaşmıyor. Yeni ABD projesi için önerdiğimiz değerler aynı. Diyoruz ki; demokrasiye ve insan haklarına saygılı olun; en saygısız davranan sizsiniz. Demokratik seçimleri reddediyor, insanların yaşam hakkına tecavüz ediyorsunuz. Bölgedeki diktatörlükler sizin eseriniz, kolayınıza gelse de, dünyada adı kötülükle anılan diktatörlerin çoğu önceden sizin destekledikleriniz. Kirli elleri olanların ardından çekilin ve bir daha omuz vermeyin. Dini motiflerin dış politika uygulamalarında etkin olmasına çağdaş dünyanın, laik yönetimleri olarak karşıyız. Demode Haçlı Seferleri söylemini, şeytan-melek ikilemesi gibi dini ifadeleri terk edin. Evanjelizmi kiliselere bırakın. Sizde görüyorsunuz ki, bu siyasetçi denilen varlığın sırtından melek kanadı çıkmasının ihtimali yoktur. Hayal kurmayı bırakın.Tamamen askerileşmiş ve güç kullanımına dayanan çatışmacı zihniyetinizi uzlaşma ve diplomasi kültürüne dönüştürün. 512 milyar dolarlık askeri bütçeden, barış çıkmaz inanın. ABD toplumu sosyal olarak zorda, ekonomik olarak da fakirleşiyor. Sosyal adaleti sağlayın, refahı dağıtın. Bizler üzülüyoruz, yoksullaşma varmış oralarda diyorlar. Colaları kim içecek; cipsleri kim yiyecek?Deniz Ülke Arıboğan/ Akşam
Haritada orayı kes, buraya yama; şurayı biç, öte tarafa teğelle işi değil mi alt tarafı. Haritada çizeriz, rejim de deviririz ve hatta yeni bağımsız devlet bile ilan ederiz icabında. Yapanın bir yüzü kara!Yeni Amerikan Yüzyılı projesinin eksikliklerini ele alarak başlayalım işe. Neocon teorisyen William Kristol'ün başında bulunduğu PNAC (The Project For the New American Century) grubunca geliştirilen yeni dış politika hamlesini değerlendirelim. Derler ki, ABD liderliği hem dünya hem de ABD için iyidir. Ve bu liderliğin gerçekleştirilmesi askeri güç, diplomatik enerji ve ahlaki prensiplere bağlılıkla mümkündür. Onlara göre bunların hepsi ABD'nin zaten fazlasıyla sahip olduğu değerler. Yani un var, şeker var, yağ var. Peki neden helva yapmak mümkün olmuyor? Neden salt askeri güç artık yeni toprakları fethetmeye yetmiyor, diplomasi yetersiz kalıyor, ahlaki prensipler sorgulanıyor? Yoksa ilk unsur, diğer iki tanesini iştahla yutan bir yamyama mı dönüşüyor? Belki de böylesine hoyratça kullanılan bir askeri güç, yalnızca diplomasiyi, yani uzlaşma kültürünü ve ahlaki ilkeleri yok etme konusunda başarılı oluyor. İnsan susuyor, makineler konuşuyor, elbette bildikleri dilden. Projenin destekçilerinden Garry Schmitt "Irak Savaşı Bizi daha mı Güvenli Kıldı?" başlıklı yazısında kendi sorusunu hayır diye cevaplayarak devam ediyor; "elbette, eskisinden daha güvende değiliz ama Pearl Harbor baskınından sonra Japonya ve Almanya'ya savaş açtığımızda da ilk başta güvende değildik. Binlerce Amerikalı savaşta hayatını kaybetti ve biz kazandık". Ona göre doğru sonuca ulaşmak için kullanılan araçlar ve süreçler değersiz. Mutlak güvenliğin sağlanması için, güvensiz süreçler mümkün. İnsanlar ölebilir, ülkeler bölünebilir. Sonuçta nereye varıldığı önemli, yani ABD'nin nihai güvenliği esas olan. Peki bugün kimin güvenliği sözü edilen? ABD askeri Irak'ta niçin ölüyor? Binlerce Iraklı neyin uğruna yaşamını yitiriyor? Lübnan'a bombalar niye yağıyor? Kimler güvenli kılınıyor? Kimilerine göre sürecin tam ortasındayız. Henüz bir zafer ya da yenilgiden söz edilemez. Yeni Ortadoğu'nun kuruluş süreci devam eden. Deniyor ki, bölgeye demokrasi ve insan haklarına saygılı rejimler gelecek, dini argümanlar siyasetten ayıklanacak, çatışmacı anlayışlara sahip otoriteler yerine uzlaşmacı yöneticiler gelecek, refahın adil paylaşımı mümkün olacak. Büyük Ortadoğu Projesi'nin ABD tarafından öne sürülen idealleri bunlar. Bizim projemizin idealleri de bir cümle şaşmıyor. Yeni ABD projesi için önerdiğimiz değerler aynı. Diyoruz ki; demokrasiye ve insan haklarına saygılı olun; en saygısız davranan sizsiniz. Demokratik seçimleri reddediyor, insanların yaşam hakkına tecavüz ediyorsunuz. Bölgedeki diktatörlükler sizin eseriniz, kolayınıza gelse de, dünyada adı kötülükle anılan diktatörlerin çoğu önceden sizin destekledikleriniz. Kirli elleri olanların ardından çekilin ve bir daha omuz vermeyin. Dini motiflerin dış politika uygulamalarında etkin olmasına çağdaş dünyanın, laik yönetimleri olarak karşıyız. Demode Haçlı Seferleri söylemini, şeytan-melek ikilemesi gibi dini ifadeleri terk edin. Evanjelizmi kiliselere bırakın. Sizde görüyorsunuz ki, bu siyasetçi denilen varlığın sırtından melek kanadı çıkmasının ihtimali yoktur. Hayal kurmayı bırakın.Tamamen askerileşmiş ve güç kullanımına dayanan çatışmacı zihniyetinizi uzlaşma ve diplomasi kültürüne dönüştürün. 512 milyar dolarlık askeri bütçeden, barış çıkmaz inanın. ABD toplumu sosyal olarak zorda, ekonomik olarak da fakirleşiyor. Sosyal adaleti sağlayın, refahı dağıtın. Bizler üzülüyoruz, yoksullaşma varmış oralarda diyorlar. Colaları kim içecek; cipsleri kim yiyecek?Deniz Ülke Arıboğan/ Akşam
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.