Bütün milli ve manevi değerlerimiz tarumar edildi, sulandırıldı, cıvıklaştırıldı. Yazılı devlet tanımına bakıyorsun, ortada öyle bir devlet yok.
Yazılı ve yaşadığımız 'Türk Milleti' tanımına bakıyorsun, başta milliyetçiler bu tanım ve yaşanmışlığın peşine düştü.
Allah'ın indirdiği, Hz. Peygamberin yaşayarak tebliği ettiğine İslam'a bakıyorsun, bir de bugün din adına öne çıkanlara bakıyorsun… İslam buysa bunlar ne? Bunlar İslam'sa, biz neyiz?
Sokaklarda da aynı tablo. Hemen her alanda kimliğini kaybetmiş, başkalarını taklide özenmiş, milli ve manevi değerlerin avukatlığına soyunmuş, kendisi gibi düşünmeyenleri dinsiz, laik, yobaz, çağdaş, gerici gibi tabirlerle ayrıştıran birey ve kalabalıklar.
Kısaca herkes ortaya bir kimlik koyuyor ve doğruluğunu kabul ettirmeye çalışıyor.
Bende âcizane kimliğimi ortaya koymak istiyorum.
Biz, 'O'ndan geldik ve yine O'na döneceğiz' inancında, hesap verme şuuruyla hayatı, bütün alanlarıyla Allah (c.c) rızası için yaşama gayretinde olan kullarız.
Biz, Resulullah'ın (s.a.a.v) yolunun tozuyuz. Bıraktığı iki emaneti (Kuran ve Ehl-i Beyt) için canlarımızı, can pazarına koymuş insanlarız.
Biz, kendi annemizden önce Allah Resulünün, 'canım, babasının annesi' dediği kadınların en üstünü 'Hz. Fatıma'ya (a.s) 'ana' diyen bir topluluğuz.
Biz, ayet ve hadislerle sabit hilafetin sahibi, velayetin başı, ilmin kapısı İmam Ali'nin (a.s) yarenleriyiz.
Biz, İmam Hasan'ın (a.s) yalnızlığıyız.
Biz, İmam Hüseyin'in (a.s) Kerbela'daki kanıyız.
Biz, Hz. Zeyneb'in (a.s) asaletiyiz.
Biz, İmam Zeynelabidin'in (a.s) secdedeki gözyaşıyız.
Biz, İmam Bakır'ın, İmam Cafer'in, İmam Kazım'ın, İmam Ali Rıza'nın, İmam Taki'nin, İmam Naki'nin, İmam Hasan el-Askeri'nin (a.s) yolunun yolcularıyız.
Biz, İmam Muhammed Mehdi'nin (a.s) hasret bekçileriyiz.
Biz, Ahmet Yesevi'nin nefesiyiz.
Biz, Hacı Bektaşi Velinin karakteriyiz.
Biz, Yunus'un hasreti, Mevlana'nın aşkıyız.
Biz, Hacı Bayramı Velinin imtihanı, Taptuk Emre'nin nidasıyız.
Biz, Pir Sultan Abdal'ın dizeleri, Nesimi'nin çilesiyiz.
Biz, Abdülkadir Geylani'nin feraset ve basiretiyle aydınlananlardanız.
Biz, Malazgirt'te Alparslan, Çanakkale'de Mustafa Kemal, Kocatepe'de Atatürk'üz.
Biz, 1918'de Haydarpaşa Garında, 'geldikleri gibi giderler' sesine, 2 bin yılında, 'ne AB, ne ABD. Yaşasın tam bağımsız Türkiye' cevap veren Haydar Baş'ız, biz.
Biz, Anadolu'yuz. Balkanlarız, Kafkaslarız. Biz, Laz'ız, Çerkez'iz, Kürt'üz, Türk'üz hülasa kelime-i şahadet altında bir milletiz, Türk Milletiyiz biz.
Biz, Diyarbakır'da, Mardin'de, Ağrı'da, Artvin'de, Edirne'de, Muğla'da, Niğde'de kısaca Anadolu'da ağlayan, anaların gözyaşıyız biz.
Harran'da, Konya'da, Çukurova'da, Trakya'da hülasa topraktaki çiftçinin alın teriyiz biz.
Soma'daki madenci, Ordu'daki fındıkçı, Rize'deki çaycı, Malatya'daki kaysıcının emeğiyiz biz.
Biz, memuruz, işçiyiz, emekliyiz, aşçıyız, çaycıyız, simitçiyiz, esnafız, şirketiz, holdingiz biz.
Biz, çöplerden kağıt toplayan çocukların, Yüksekova'da koyun otlatan çobanların umuduyuz.
Gecesini gündüzüne katan genç beyinlerin umutlarıyız biz.
Dağdaki teröristi de bataklığa sürüklenmiş erkekleri de, kadınları da o bataktan kurtaracak, merhametin sahipleriyiz biz.
Biz, Anadolu'yuz. Biz, seniz aslında. Sende bizsiz…
Yazılı ve yaşadığımız 'Türk Milleti' tanımına bakıyorsun, başta milliyetçiler bu tanım ve yaşanmışlığın peşine düştü.
Allah'ın indirdiği, Hz. Peygamberin yaşayarak tebliği ettiğine İslam'a bakıyorsun, bir de bugün din adına öne çıkanlara bakıyorsun… İslam buysa bunlar ne? Bunlar İslam'sa, biz neyiz?
Sokaklarda da aynı tablo. Hemen her alanda kimliğini kaybetmiş, başkalarını taklide özenmiş, milli ve manevi değerlerin avukatlığına soyunmuş, kendisi gibi düşünmeyenleri dinsiz, laik, yobaz, çağdaş, gerici gibi tabirlerle ayrıştıran birey ve kalabalıklar.
Kısaca herkes ortaya bir kimlik koyuyor ve doğruluğunu kabul ettirmeye çalışıyor.
Bende âcizane kimliğimi ortaya koymak istiyorum.
Biz, 'O'ndan geldik ve yine O'na döneceğiz' inancında, hesap verme şuuruyla hayatı, bütün alanlarıyla Allah (c.c) rızası için yaşama gayretinde olan kullarız.
Biz, Resulullah'ın (s.a.a.v) yolunun tozuyuz. Bıraktığı iki emaneti (Kuran ve Ehl-i Beyt) için canlarımızı, can pazarına koymuş insanlarız.
Biz, kendi annemizden önce Allah Resulünün, 'canım, babasının annesi' dediği kadınların en üstünü 'Hz. Fatıma'ya (a.s) 'ana' diyen bir topluluğuz.
Biz, ayet ve hadislerle sabit hilafetin sahibi, velayetin başı, ilmin kapısı İmam Ali'nin (a.s) yarenleriyiz.
Biz, İmam Hasan'ın (a.s) yalnızlığıyız.
Biz, İmam Hüseyin'in (a.s) Kerbela'daki kanıyız.
Biz, Hz. Zeyneb'in (a.s) asaletiyiz.
Biz, İmam Zeynelabidin'in (a.s) secdedeki gözyaşıyız.
Biz, İmam Bakır'ın, İmam Cafer'in, İmam Kazım'ın, İmam Ali Rıza'nın, İmam Taki'nin, İmam Naki'nin, İmam Hasan el-Askeri'nin (a.s) yolunun yolcularıyız.
Biz, İmam Muhammed Mehdi'nin (a.s) hasret bekçileriyiz.
Biz, Ahmet Yesevi'nin nefesiyiz.
Biz, Hacı Bektaşi Velinin karakteriyiz.
Biz, Yunus'un hasreti, Mevlana'nın aşkıyız.
Biz, Hacı Bayramı Velinin imtihanı, Taptuk Emre'nin nidasıyız.
Biz, Pir Sultan Abdal'ın dizeleri, Nesimi'nin çilesiyiz.
Biz, Abdülkadir Geylani'nin feraset ve basiretiyle aydınlananlardanız.
Biz, Malazgirt'te Alparslan, Çanakkale'de Mustafa Kemal, Kocatepe'de Atatürk'üz.
Biz, 1918'de Haydarpaşa Garında, 'geldikleri gibi giderler' sesine, 2 bin yılında, 'ne AB, ne ABD. Yaşasın tam bağımsız Türkiye' cevap veren Haydar Baş'ız, biz.
Biz, Anadolu'yuz. Balkanlarız, Kafkaslarız. Biz, Laz'ız, Çerkez'iz, Kürt'üz, Türk'üz hülasa kelime-i şahadet altında bir milletiz, Türk Milletiyiz biz.
Biz, Diyarbakır'da, Mardin'de, Ağrı'da, Artvin'de, Edirne'de, Muğla'da, Niğde'de kısaca Anadolu'da ağlayan, anaların gözyaşıyız biz.
Harran'da, Konya'da, Çukurova'da, Trakya'da hülasa topraktaki çiftçinin alın teriyiz biz.
Soma'daki madenci, Ordu'daki fındıkçı, Rize'deki çaycı, Malatya'daki kaysıcının emeğiyiz biz.
Biz, memuruz, işçiyiz, emekliyiz, aşçıyız, çaycıyız, simitçiyiz, esnafız, şirketiz, holdingiz biz.
Biz, çöplerden kağıt toplayan çocukların, Yüksekova'da koyun otlatan çobanların umuduyuz.
Gecesini gündüzüne katan genç beyinlerin umutlarıyız biz.
Dağdaki teröristi de bataklığa sürüklenmiş erkekleri de, kadınları da o bataktan kurtaracak, merhametin sahipleriyiz biz.
Biz, Anadolu'yuz. Biz, seniz aslında. Sende bizsiz…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Kimliğimizi güncellememiz lazım / 07.11.2025
- Türkiyelilik bize uymaz / 06.11.2025
- İcazetten meşruiyete 23 yıl / 05.11.2025
- Bebek katiline övgü Erhan Usta’ya tepki / 03.11.2025
- Öldürmeyin, bedelini ödeyemezsiniz / 02.11.2025
- Siyasal casusluk / 01.11.2025
- Ülkemiz siyasetçilerinin tarih bilgisi yok mu? / 31.10.2025
- ‘Paranın dini olmaz’ dediler yolsuzlukları patlattılar / 30.10.2025
- Tek adam vesayetinin bittiği gün / 29.10.2025
- Suriye’de kim, kime entegre oluyor / 27.10.2025
- Türkiyelilik bize uymaz / 06.11.2025
- İcazetten meşruiyete 23 yıl / 05.11.2025
- Bebek katiline övgü Erhan Usta’ya tepki / 03.11.2025
- Öldürmeyin, bedelini ödeyemezsiniz / 02.11.2025
- Siyasal casusluk / 01.11.2025
- Ülkemiz siyasetçilerinin tarih bilgisi yok mu? / 31.10.2025
- ‘Paranın dini olmaz’ dediler yolsuzlukları patlattılar / 30.10.2025
- Tek adam vesayetinin bittiği gün / 29.10.2025
- Suriye’de kim, kime entegre oluyor / 27.10.2025

















































































