Eski yılın bitişi ve yeni yılın başlangıcı olarak vehmettiğimiz yılın dönemeç vakitlerinde eski yıldan pek sitem eder, yeni yıldan çok şeyler bekleriz.
"Yeni yıl" deriz, "savaşsız olsun, huzurlu olsun, barış getirsin" diyerek devam eder; ne kadar musibet ve bela addettiğimiz şey varsa bunlardan kurtulmayı yeni yıla bağlarız.
Adeta bir zaman kümesindeki dertlerimizden o eski zaman kümesini sorumlu tutar, yeni bir zaman kümesinde kurtuluş adınaysa zaman kümesine umut bağlarız.
Halbuki zamanın ne bir suçu var ne bir kabahati, ne de bir şeyleri düzeltmeye kuvveti.
Anneler ağlıyorsa, ağlatan insan olduğu için ağlıyor; çocuklar yetim kalıyorsa ebeveynlerini insan öldürdüğü için kalıyor; açlık varsa bunu oluşturan, buna destek olan veya bunun çözümüne sarılmayan insan olduğu için oluyor. Daha saymak mümkün?
Yani meselenin tam ortasında "insan" duruyor. Sıkıntılarımızı doğuran insan.
Bu yüzden yeni bir zaman kümesinde güzelliğe yelken almak diliyorsak evvela insan meselesine eğilmemiz gerekir.
İnsan değişmedikçe yıllar kötüye gider. Zira, yılı bozan insan.
Dünyaya barışı, adaleti ve zenginliği getirecek olan formül belli. Prof. Dr. Haydar Baş'ın yazdığı o mucizevi matematik, o benzersiz tez: Millî Ekonomi Modeli. Ve bunun hayata geçişi demek olan Sosyal Devlet Milli Devlet tezi.
Yeni veya eski, herhangi bir yılda iyiliğin gelişi çözüme sarılışımıza bağlı.
İnsanlar olarak, kendi başımıza olduğumuzda şikayetçi göründüğümüz (üstte de birkaçını saydığım) bu belaları doğurduk.
Demek ki tek başımıza bizden hiçbir cacık olmaz. İnsanlarca ya belayı yaratıyor ya ona susarak destek oluyoruz.
Bu yüzden, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in bu çözüm doğuran, çözüm taşıran tezine kitlece sarılmalıyız.
Çözüme sarılırsak, O'nu anlatırsak, O'na destek olursak geride çözümsüzlük kalmaz.
Sarılmazsak, yeni veya eski her yıl bir nebze daha cinayet, bir nebze daha rezalet, bir nebze daha hırsızlık, bir nebze daha savaş doğurur.
Şifanın reddedildiği yerde, hastalıktan daha tabii ne olabilir?
Sonuç olarak; Prof. Dr. Haydar Baş'ın şahsında cem olmuş çözüm formüllerine sarılmadan, "Yeni yıl şöyle, böyle olsun" diye en güzel sözleri sıralasak da yeni yıl yine eski yıldan beter olur.
Bu yüzden kuru temenni yerine Prof. Dr. Haydar Baş'la olun.
Yeni yıldan beklediğiniz şeyleri sizlere getirecek olan deva O'nun hekim ellerinde
çünkü.
"Yeni yıl" deriz, "savaşsız olsun, huzurlu olsun, barış getirsin" diyerek devam eder; ne kadar musibet ve bela addettiğimiz şey varsa bunlardan kurtulmayı yeni yıla bağlarız.
Adeta bir zaman kümesindeki dertlerimizden o eski zaman kümesini sorumlu tutar, yeni bir zaman kümesinde kurtuluş adınaysa zaman kümesine umut bağlarız.
Halbuki zamanın ne bir suçu var ne bir kabahati, ne de bir şeyleri düzeltmeye kuvveti.
Anneler ağlıyorsa, ağlatan insan olduğu için ağlıyor; çocuklar yetim kalıyorsa ebeveynlerini insan öldürdüğü için kalıyor; açlık varsa bunu oluşturan, buna destek olan veya bunun çözümüne sarılmayan insan olduğu için oluyor. Daha saymak mümkün?
Yani meselenin tam ortasında "insan" duruyor. Sıkıntılarımızı doğuran insan.
Bu yüzden yeni bir zaman kümesinde güzelliğe yelken almak diliyorsak evvela insan meselesine eğilmemiz gerekir.
İnsan değişmedikçe yıllar kötüye gider. Zira, yılı bozan insan.
Dünyaya barışı, adaleti ve zenginliği getirecek olan formül belli. Prof. Dr. Haydar Baş'ın yazdığı o mucizevi matematik, o benzersiz tez: Millî Ekonomi Modeli. Ve bunun hayata geçişi demek olan Sosyal Devlet Milli Devlet tezi.
Yeni veya eski, herhangi bir yılda iyiliğin gelişi çözüme sarılışımıza bağlı.
İnsanlar olarak, kendi başımıza olduğumuzda şikayetçi göründüğümüz (üstte de birkaçını saydığım) bu belaları doğurduk.
Demek ki tek başımıza bizden hiçbir cacık olmaz. İnsanlarca ya belayı yaratıyor ya ona susarak destek oluyoruz.
Bu yüzden, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in bu çözüm doğuran, çözüm taşıran tezine kitlece sarılmalıyız.
Çözüme sarılırsak, O'nu anlatırsak, O'na destek olursak geride çözümsüzlük kalmaz.
Sarılmazsak, yeni veya eski her yıl bir nebze daha cinayet, bir nebze daha rezalet, bir nebze daha hırsızlık, bir nebze daha savaş doğurur.
Şifanın reddedildiği yerde, hastalıktan daha tabii ne olabilir?
Sonuç olarak; Prof. Dr. Haydar Baş'ın şahsında cem olmuş çözüm formüllerine sarılmadan, "Yeni yıl şöyle, böyle olsun" diye en güzel sözleri sıralasak da yeni yıl yine eski yıldan beter olur.
Bu yüzden kuru temenni yerine Prof. Dr. Haydar Baş'la olun.
Yeni yıldan beklediğiniz şeyleri sizlere getirecek olan deva O'nun hekim ellerinde
çünkü.
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018