Her günün getirdiği kendine has meşguliyetler vardır ve onlarla o gün içinde meşgul olup gereğini yapmak gerekir.
Her haftanın getirdiği ve o hafta içinde halledilmesi gereken işleri, çözülmesi gereken problemleri vardır ve asla bir sonraki haftaya ertelenmemelidir.
Her ayın getirdiği halledilmeyi bekleyen meseleleri, çözülmeyi bekleyen problemleri vardır ve kesinlikle bir sonraki aylara bırakılmadan her ayın işi kendi içinde bitmeli, bitirilmelidir.
Yıl, diğerlerine göre zaten uzunca bir zaman dilimi olduğu için, o yıla ait olan ve yıl içinde bitirilemeyen işler fertlerin başına da, devletlerin başına da altından kalkamayacakları büyük dertler açarlar.
Çeyrek asra yaklaşan bir zamandan beri ülkemizi yöneten mevcut siyasi kadrolar, öyle anlaşılıyor ki, işe başladıkları, görevi devraldıkları günden beri, günleri günlere ertelemişler, haftaları haftalara ve ayları aylara ertelemişler ve hiçbir işi zamanında bitirmemişler.
Seller gibi, sular gibi akıp giden zaman boyunca, her ne ile, hangi dert ve bela ile karşılaşmışlarsa hep hazırlıksız yakalanmışlar, haliyle yönettikleri ülkeyi de, yönettikleri şu kadar milyonluk nüfusu da muhtemel bela ve musibetlere, muhtemel doğal afetlere hep hazırlıksız yakalatmışlar.
Bütün dünyayı kasıp kavuran malum pandemi belasına, özellikle ekonomik açıdan hazırlıksız yakalandık ve ciddi sıkıntılar yaşadık.
Tam dokuz ay evvel, ülke olarak asrın felaketi dediğimiz korkunç depremlerle sarsıldık, şehirlerimiz yerle bir oldu, on binlerce insanımızı kaybettik, hem deprem sırasında hem de sonrasında, hazırlıksız yakalanmış olmanın ağır faturasını millet olarak ödedik, ödemeye devam ediyoruz.
Yetkililer, 'deprem imtihanından alnımızın akı ile çıktık' deseler de, perişanlıklar ortada, hiçbir imtihandan ak alınla çıkıldığı falan yok.
Aydan aya, yıldan yıla sürekli kötüleşen ekonomik göstergeler, gelir dağılımındaki korkunç dengesizlik, ülke nimetlerinin iktidar çevresinde paylaşılması, meydana gelen külfetlerin ise sürekli yoksul kesimlerin sırtına vurulması tüm hızıyla devam ederken, bu sefer de İsrail-Filistin savaşına hazırlıksız yakalandık.
Aç karın, ayak yalın, borç gırtlakta, parası pul olmuş bir toplum olarak, bir aydan beri devam eden İsrail vahşetini, katliamını ve soykırımını sessizce seyredenler arasında yerimizi almış bulunuyoruz.
Yani, yine, yeniden ve bir kez daha hazırlıksız yakalandık.
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025