Yıllar geçti, doyup kenara çekileni görmediğimiz gibi, bir türlü doymak bilmeyen oburların bu çirkefliğini duyana da rastlamadık.
Doyan yok, hiç olmazsa duyanlar olsa da bir müdahalede bulunsalar, yazık, insanlar kul hakkı yemekten çatlayacaklar.
Bir türlü doymak bilmeyenlerin, hırstan ve ihtirastan ötürü gözleri dönmüş diyelim, peki duyması gerekenlere ne oldu?
Yedi iklim dört bucağa yayılmış olan bin türlü yolsuzluklara karşı, onları kör ve sağır eden sebepler nelerdir acaba?
İşitme melekelerini neden yitirdiler?
Yetimin sofrasında lokma, lokmasına katık etmesi gereken zeytin-peynir, bir tas sıcak çorba… Bütün bunlar toplanıp açgözlü oburların ve utanmazların altlarına jip, zevk u sefalarına yat, hava atmaları için kat olmuş durumda.
Yetimin yoksulun, fakirin fukaranın, garibin gurebanın gün gün yükselen feryatları adeta kayalara çarpıp geri dönüyor.
Kendi feraytlarını yine kendileri dinliyor.
Doymayanlar, günün birinde ne yediklerini anlayacaklar ama, halkın feryadını bir türlü duymayanların bahaneleri ne olacak acaba?
En düşük emekli maaşının 3500 TL olduğu bir ülkede, 390 bin TL maaş alan bir bakan yardımcısının bu şirretliği duyulmayacak, kulak tıkanacak bir durum mudur?
Verenlere, verdirenlere, fütursuzca yedirenlere ne demeli?
Bu vahim, bu korkunç manzaradan asla rahatsız olmayan hacı-hoca takımına ne demeli?
Onlar, milleti 'cambaza bak' numaraları ile oyalamaya devam ediyorlar ve bunun adına da İslam diyorlar!
Vicdan sahibi olanlar da, 'İslam'ı bu tür Müslümanların elinden kim kurtaracak' diye kara kara düşünüp duruyor.
Dualarımızın başına; ' Allah'ım! İslam'ı bu Müslümanların elinden kurtar' cümlesini eklemenin zamanıdır şimdilerde.
İslam ülkesi iddiasındaki bir ülkede, 'bu nasıl baş bağlamak?' denilerek bir genç kadın katlediliyor.
Bizde, aşağısı kurtarmaz; 6666 ayete göre yaşamak iddiasındaki bir vekilin ve eski kocasının çıkınından, orta halli bir ülkeye yetecek kadar servet çıkıyor.
'Yanmaz kefen' satıcıları, 'nalin-i şerif' pazarlamacıları, bu topluma kanaat önderi olarak takdim edilmeye devam ediliyor.
Kat kat faiz, katmerli faiz demek olan ve çok açıkça, yoksuldan zengine servet transferi demek olan Kur Korumalı Mevduat meselesine 'hibe' diyenler, ısrarla 'âlim' sıfatı ile bu millet servis ediliyor.
Cami kürsülerinden ve üniversite mahfellerinden topluma yansıyan şovmenlerin dedikleri ise gerçekten utanç verici şeyler.
Bu durumda; 'Allah, İslam'ı bu Müslümanlardan kurtarsın' duasına âmin demekten başka bir çaremiz kalmıyor.
- Böyle bir alçaklık insanlık tarihinde yok / 22.07.2025
- Beterin beteri basiretsizlik / 19.07.2025
- Görmeyen gözler işitmeyen kulaklar ve ürpermeyen kalpler / 18.07.2025
- İmtiyazlı zümre doymak bilmiyor / 17.07.2025
- Hacım! Hayırlı olsun yeni yol arkadaşlarınız da!.. / 16.07.2025
- ‘Her kışın sonunda bir bahar olur’ / 15.07.2025
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025