Kadim Anadolu coğrafyasında yaşayan 85 milyonun kullanmakta oldukları iki türlü yorgan var.
Ülke nüfusunun yüzde doksanının zorunlu olarak kullanmakta olduğu yorgan türü günden güne kısalıyor, 'ayağını yoranına göre uzat' şeklindeki atalar sözüne uymak istiyorlar ama, bırakın uzatmayı, ayaklar karınlara yapışmış vaziyette.
Nüfusun yüzde on kadarının kullanmakta oldukları yorgan türü ise, ucu-bucağı belli olmayan, eni uzunundan, uzunu eninden daha fazla olan bir acayip yorgan.
Öyle bir yorgan türü ki, ayakları dilediğin şekilde uzatmaya müsait, ayakları uzatmak ne kelime, altında düğün-dernek kuracak kadar, eş dost ve bilcümle akrabaların keyiflerince piknik yapacakları kadar geniş ve uzun.
Günden güne kısalan, günden güne daralan diğer yorgan çeşidinin tam aksine bu yorgan çeşidi de günden güne hem uzamakta hem de genişlemektedir.
Bir yorgan var, uçsuz-bucaksız ama sadece nüfusun yüzde onu kullanıyor, bir yorgan çeşidi daha var, nüfusun yüzde doksanı kullanıyor, daha doğrusu kullanamıyor, ayaklar karınlarına yapışmış vaziyette ama yine de ayakları açıkta kalıyor.
'Kim bu insafsız yorgancı, kim bu acemi yorgancı, böylesine dengesiz, böylesine eşitsiz yorgan üretilir mi?' dediğinizi duyar gibiyim.
Yorganına bak, yorgancının nasıl da hünerli bir yorgan ustası olduğunu anla.
Genel nüfusa göre ufacık bir mutlu azınlığı oluşturan kesime ucu-bucağı belli olmayan sınırsız uzunlukta ve genişlikte bir yorgan türü, nüfusun neredeyse tamamını oluşturan kesime ise, ayaklarını karınlarına yapıştırsalar, hiçbir zaman asla uzatmasalar dahi daima ayaklarını açıkta bırakacak bir yorgan çeşidi.
Kullanmakta oldukları yorgan türünün enine ve uzunluğuna asla bir sınır konulmamış olan kesimin sözcüleri, ileri gelenleri ise diğer geniş kitlelere çok hayati(!) tavsiyelerini de asla esirgemiyorlar.
Her fırsatta ve her vesile ile; 'ayağınızı yorgana göre uzatın' diyor ve ekliyorlar, bunu biz demiyoruz, atalarımız demiş.
Yorganlarının kısalığından ötürü bir türlü ayaklarını uzatamayan ve ayakları daima açıkta kaldığı için sürekli titremekten kendilerini alamayan geniş kitleler, dönüp demiyorlar, diyemiyorlar ki; atalarımız başka şeyler demiş, onları niye hatırlamıyorsunuz?
Mesela; 'Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar' demişler, 'yetim malı yemek ateş yemektir' demişler, 'komşusu açken tok yatan bizden değildir' demişler, 'rüşvet alan da veren de ateştedir' demişler, demişler de demişler…
Yoksulun payına, ayaklarını şöyle rahat rahat uzatabileceği bir yorgan ne zaman düşecek?
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025