Haklı olarak insanımızın kafasında bin bir türlü soru cevap bekliyor.
Baskın seçim kararının asıl sebebi nedir?
Yandaş basın her gün çarşaf çarşaf pembe tablolu haberler yayınlarken ne oldu da ülkede ve bölgede 'havalar aniden ağırlaştı da' bu ağır havayı ancak bir erken seçim dağıtabilir kanaatine varıldı?
Mevcut iktidar, sayın Bahçeli ile kanlı?bıçaklı günlerinin üzerine bir sünger çekip gül gibi geçinir duruma gelmişken, ne oldu da bu hal üzere kullanabilecekleri bir buçuk yıldan vazgeçtiler?
Mevcut iktidar on altı yıllık tek başına iktidarı boyunca ülkeyi 'Beka sorunu' olan bir ülke haline getirdi ise şimdi hangi yüzle milletten oy isteyecek?
"Üst üste sorular soru içinde."
Hatırlayalım; 3 kasım 2002 seçimleri de yine sayın Bahçeli'nin ilanı ile bir buçuk yıl erkene alınmıştı, hatta yıllarca sayın Erdoğan bu konuyu siyaset malzemesi yaparak sayın Bahçeli'yi "Daha bir buçuk yıl varken görevi bırakıp kaçmakla" suçlamıştı.
O tarihte erken seçim kararı alan, alınan karara imza atan üçlü koalisyonun üç ortağı da barajın altında kalarak Meclise girememişti ve bilindiği gibi AKP tek başına iktidar olmuştu.
2002 erken seçiminin ardından tek başına iktidar olan AKP'nin iktidarının hemen üçüncü ayında Irak işgali başlamıştı.
Demek ki haçlı?siyonist işgalcilerin acelesi vardı, kafaya koymuşlardı ve Irak işgalinde kendilerine destek olacak birilerini iş başına getirmek için kolları sıvamışlardı.
Malum ve meşhur '1 Mart Tezkeresi' tartışılırken, yani altmış bin coninin Anadolu topraklarında konuşlandırılması konuşulurken, "bu tezkereyi Meclis'ten geçirmek bizim misyonumuzdur" diyen bir iktidar kadrosu iş başı yapmıştı ve "kahraman Amerikan askerlerinin sağ?salim evlerine dönmeleri için dua eden" yepyeni bir lider doğmuştu.
Şimdi aynı lider ve aynı kadro, seçimi erkene alarak milletten tekrar destek bekliyor, acaba bu erken seçimin asıl sebebi de haçlı?siyonist dünyasının 'İran'ın işgal kararı' olabilir mi?
Mevcut iktidarın on altı yılında, yakın ve uzak çevremizde, komşu?kardeş ülkelerde olup?bitenlere bakarak, hadsiz ve hesapsız servet ve kaynak kayıplarına bakarak, milyonları aşan Müslüman katliamına bakarak, Irak'ta, Libya'da ve Suriye'de yetim kalan çocukların, dul kalan kadınların sayısına bakarak, yurdundan?yuvasından olan milyonlarca mülteciye bakarak diyebiliriz ki mevcut iktidar partisinin kazanması hem ülke için hem de bölge için büyük bir kayıp olacaktır.
Hiç yorulmadan yormayalım.
Hacım, caminin kapısında, hocam caminin kürsüsünde iktidar partisinin reklamını yapadursun, arşivler ortada, yaşanan kayıplar ortada, bölgede yaşanan katliamlara verilen destekler ortada.
Hacım unutmuş olabilir, hatırlatalım; Irak işgali bunların iktidarı ile yaşıt, Libya'da muhalefet oluşturmak için valizlerle para taşıyan bunlar, Suriye'de muhalefet oluşturmak için belki yüzlerce toplantıya ev sahipliği yapan bunlar, Mavi Marmara olayında şehit yakınlarının, uluslararası mahkemelerde hak arama haklarını ellerinden alanlar bunlar...
Geriye dönüp bakınca, bu kadronun tekrar kazanıp iş başı yapması halinde bölgede nelerin yaşanabileceğini düşünmek bile insanın tüylerini ürpertiyor.
Hacım lütfen, bir gece kalk, herkes uykudayken başını ellerinin arasına al, elini vicdanına koy ve yorulmadan geride kalan on altı yılda olup?bitenleri bir yorumla ve senin verdiğin bir oyun, bölgede hangi kirli oyunlara kapı araladığını bir düşün.
Kim ne derse desin, 2002 erken seçiminin ardından yaşanan felaketler, 2018 erken seçiminin ardından yaşanacakların habercisi gibi.
Baskın seçim kararının asıl sebebi nedir?
Yandaş basın her gün çarşaf çarşaf pembe tablolu haberler yayınlarken ne oldu da ülkede ve bölgede 'havalar aniden ağırlaştı da' bu ağır havayı ancak bir erken seçim dağıtabilir kanaatine varıldı?
Mevcut iktidar, sayın Bahçeli ile kanlı?bıçaklı günlerinin üzerine bir sünger çekip gül gibi geçinir duruma gelmişken, ne oldu da bu hal üzere kullanabilecekleri bir buçuk yıldan vazgeçtiler?
Mevcut iktidar on altı yıllık tek başına iktidarı boyunca ülkeyi 'Beka sorunu' olan bir ülke haline getirdi ise şimdi hangi yüzle milletten oy isteyecek?
"Üst üste sorular soru içinde."
Hatırlayalım; 3 kasım 2002 seçimleri de yine sayın Bahçeli'nin ilanı ile bir buçuk yıl erkene alınmıştı, hatta yıllarca sayın Erdoğan bu konuyu siyaset malzemesi yaparak sayın Bahçeli'yi "Daha bir buçuk yıl varken görevi bırakıp kaçmakla" suçlamıştı.
O tarihte erken seçim kararı alan, alınan karara imza atan üçlü koalisyonun üç ortağı da barajın altında kalarak Meclise girememişti ve bilindiği gibi AKP tek başına iktidar olmuştu.
2002 erken seçiminin ardından tek başına iktidar olan AKP'nin iktidarının hemen üçüncü ayında Irak işgali başlamıştı.
Demek ki haçlı?siyonist işgalcilerin acelesi vardı, kafaya koymuşlardı ve Irak işgalinde kendilerine destek olacak birilerini iş başına getirmek için kolları sıvamışlardı.
Malum ve meşhur '1 Mart Tezkeresi' tartışılırken, yani altmış bin coninin Anadolu topraklarında konuşlandırılması konuşulurken, "bu tezkereyi Meclis'ten geçirmek bizim misyonumuzdur" diyen bir iktidar kadrosu iş başı yapmıştı ve "kahraman Amerikan askerlerinin sağ?salim evlerine dönmeleri için dua eden" yepyeni bir lider doğmuştu.
Şimdi aynı lider ve aynı kadro, seçimi erkene alarak milletten tekrar destek bekliyor, acaba bu erken seçimin asıl sebebi de haçlı?siyonist dünyasının 'İran'ın işgal kararı' olabilir mi?
Mevcut iktidarın on altı yılında, yakın ve uzak çevremizde, komşu?kardeş ülkelerde olup?bitenlere bakarak, hadsiz ve hesapsız servet ve kaynak kayıplarına bakarak, milyonları aşan Müslüman katliamına bakarak, Irak'ta, Libya'da ve Suriye'de yetim kalan çocukların, dul kalan kadınların sayısına bakarak, yurdundan?yuvasından olan milyonlarca mülteciye bakarak diyebiliriz ki mevcut iktidar partisinin kazanması hem ülke için hem de bölge için büyük bir kayıp olacaktır.
Hiç yorulmadan yormayalım.
Hacım, caminin kapısında, hocam caminin kürsüsünde iktidar partisinin reklamını yapadursun, arşivler ortada, yaşanan kayıplar ortada, bölgede yaşanan katliamlara verilen destekler ortada.
Hacım unutmuş olabilir, hatırlatalım; Irak işgali bunların iktidarı ile yaşıt, Libya'da muhalefet oluşturmak için valizlerle para taşıyan bunlar, Suriye'de muhalefet oluşturmak için belki yüzlerce toplantıya ev sahipliği yapan bunlar, Mavi Marmara olayında şehit yakınlarının, uluslararası mahkemelerde hak arama haklarını ellerinden alanlar bunlar...
Geriye dönüp bakınca, bu kadronun tekrar kazanıp iş başı yapması halinde bölgede nelerin yaşanabileceğini düşünmek bile insanın tüylerini ürpertiyor.
Hacım lütfen, bir gece kalk, herkes uykudayken başını ellerinin arasına al, elini vicdanına koy ve yorulmadan geride kalan on altı yılda olup?bitenleri bir yorumla ve senin verdiğin bir oyun, bölgede hangi kirli oyunlara kapı araladığını bir düşün.
Kim ne derse desin, 2002 erken seçiminin ardından yaşanan felaketler, 2018 erken seçiminin ardından yaşanacakların habercisi gibi.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024