Yeryüzünün hangi yüzünde yaşıyor olursa olsun günümüz Müslümanının en büyük kayıplarından biri ve belki en başta geleni "hesap şuuru" kaybıdır.
Genelde tüm İslam âleminde özelde ise ülkemizde öyle olaylara şahit oluyoruz, öyle haberler duyuyoruz ki, zerre kadar ahiret inancı olan, yapıp ettiklerinden iğneden ipliğe hesap vereceğine inanan bir insan asla bunu yapamaz diyoruz.
İnandığımız ve beş vakit okuduğumuz hayat kitabı Kur'an'da hesap şuurunu güçlendirici, insanın aklını başına almasını sağlayacak çok çarpıcı kıyamet ve duruşma sahneleri var ama anlamadan okuduğumuz için gerekli mesajı alamıyoruz ve sarsılıp kendimize gelemiyoruz.
"Göğün ve yerin Rabbine yemin olsun ki bu vaad, tıpkı sizin konuşmanızın sabit olduğu gibi bir gerçektir" (Zariyat: 23) hakikatine yakînen inanan bir insan elbette adımını da ölçülü atar, sözünü de dikkatle sarf eder, ömür denilen kıymetli sermayeyi de en verimli biçimde kullanır.
Müslümanların yaşadıkları ülkelerde her çeşit haksızlık, her türlü zulüm, sömürenler ve sömürülenler, ezenler ve ezilenler olduğuna göre demek ki inandıklarını iddia ettikleri Kerim Kitaptaki şu sahneleri ibretle seyretmiyorlar ve gelecek o günü yeterince akletmiyorlar:
"Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir, ey insan, işte bu senin öteden beri korkup kaçtığın şeydir.
Sur'a üfürülür. İşte bu geleceği söz verilen gündür.
Ve her nefis gelmiştir, beraberinde bir sevk me'muru ve bir şâhid vardır.
And olsun, sen bunu görmezden gelmiştin. Derhal senin perdeni kaldıracağız. Bugün senin gözün çok keskindir, denecektir.
Arkadaşı şöyle der: 'İşte yanımdaki hazır.' Siz iki melek! Tüm nankörleri, inatçıları cehenneme atın! Her türlü hayra bütün gücüyle engel olanı, saldırgan şüphecileri de atın. Allah ile beraber başka tanrı kabul edenleri, haydi, böylelerini şiddetli azaba atın." (Kaf: 19-26).
"Neredeyse öfkeden çatlayacak! Her ne zaman oraya bir grup atılsa, onun bekçileri onlara, 'Size uyarıcı bir peygamber gelmemiş miydi?' diye soracaklar."
Onlar şöyle cevap verecekler: 'Evet, doğrusu bize uyarıcı bir peygamber gelmişti fakat biz onu yalanlamış ve Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa, bir sapıklık içindesiniz, demiştik.'
Yine şöyle derler: 'Eğer dinlemiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateşin halkı arasında olmayacaktık.'
Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık o alevli cehennemin mahkûmları rahmetten mahrumdurlar." (Mülk: 8-11).
"İnkârcılar gruplar halinde cehenneme sevk edilir. Cehenneme vardıklarında oranın kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle der: 'Size içinizden, Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bu gününüze kavuşacağınıza dair sizi uyaran kimseler gelmedi mi?' Onlar da, 'Evet geldi' derler. Fakat inkârcılar hakkında azap sözü gerçekleşmiştir." (Zümer: 71).
Genelde tüm İslam âleminde özelde ise ülkemizde öyle olaylara şahit oluyoruz, öyle haberler duyuyoruz ki, zerre kadar ahiret inancı olan, yapıp ettiklerinden iğneden ipliğe hesap vereceğine inanan bir insan asla bunu yapamaz diyoruz.
İnandığımız ve beş vakit okuduğumuz hayat kitabı Kur'an'da hesap şuurunu güçlendirici, insanın aklını başına almasını sağlayacak çok çarpıcı kıyamet ve duruşma sahneleri var ama anlamadan okuduğumuz için gerekli mesajı alamıyoruz ve sarsılıp kendimize gelemiyoruz.
"Göğün ve yerin Rabbine yemin olsun ki bu vaad, tıpkı sizin konuşmanızın sabit olduğu gibi bir gerçektir" (Zariyat: 23) hakikatine yakînen inanan bir insan elbette adımını da ölçülü atar, sözünü de dikkatle sarf eder, ömür denilen kıymetli sermayeyi de en verimli biçimde kullanır.
Müslümanların yaşadıkları ülkelerde her çeşit haksızlık, her türlü zulüm, sömürenler ve sömürülenler, ezenler ve ezilenler olduğuna göre demek ki inandıklarını iddia ettikleri Kerim Kitaptaki şu sahneleri ibretle seyretmiyorlar ve gelecek o günü yeterince akletmiyorlar:
"Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir, ey insan, işte bu senin öteden beri korkup kaçtığın şeydir.
Sur'a üfürülür. İşte bu geleceği söz verilen gündür.
Ve her nefis gelmiştir, beraberinde bir sevk me'muru ve bir şâhid vardır.
And olsun, sen bunu görmezden gelmiştin. Derhal senin perdeni kaldıracağız. Bugün senin gözün çok keskindir, denecektir.
Arkadaşı şöyle der: 'İşte yanımdaki hazır.' Siz iki melek! Tüm nankörleri, inatçıları cehenneme atın! Her türlü hayra bütün gücüyle engel olanı, saldırgan şüphecileri de atın. Allah ile beraber başka tanrı kabul edenleri, haydi, böylelerini şiddetli azaba atın." (Kaf: 19-26).
"Neredeyse öfkeden çatlayacak! Her ne zaman oraya bir grup atılsa, onun bekçileri onlara, 'Size uyarıcı bir peygamber gelmemiş miydi?' diye soracaklar."
Onlar şöyle cevap verecekler: 'Evet, doğrusu bize uyarıcı bir peygamber gelmişti fakat biz onu yalanlamış ve Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa, bir sapıklık içindesiniz, demiştik.'
Yine şöyle derler: 'Eğer dinlemiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateşin halkı arasında olmayacaktık.'
Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık o alevli cehennemin mahkûmları rahmetten mahrumdurlar." (Mülk: 8-11).
"İnkârcılar gruplar halinde cehenneme sevk edilir. Cehenneme vardıklarında oranın kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle der: 'Size içinizden, Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bu gününüze kavuşacağınıza dair sizi uyaran kimseler gelmedi mi?' Onlar da, 'Evet geldi' derler. Fakat inkârcılar hakkında azap sözü gerçekleşmiştir." (Zümer: 71).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024