Şimdilerde, son zamanlarda, özellikle İmam-Hatip kadrosu iktidarında, bir şekilde bir yolunu bulup yükünü tutan gidiyor.
Elini-kolunu sallayarak gidiyor ve kelimenin tam anlamıyla malı da eksiksiz götürüyor.
Yanında götürdüğün bu deve yüküyle altınların içinde kimlerin hakları var, yetim-yoksul geçim sıkıntısıyla kıvranırken yüzdürdüğünüz bu saltanat kayıklarının suyu nereden geliyor, kayıklarınızın yüzdüğü bu göllere yetimin ve yoksulun göz yaşları, dar gelirlinin alın teri karışmış olabilir mi?
Bu ve benzeri soruları ne soran var ne de böyle tehlikeli sorulara muhatap olurum korkusuyla yaşayanlar.
Endişesiz, sereserpe, debdebe ve şatafat içinde bir hayat…
Yükünü tutan gidiyor, alın teri ve gözyaşı dolu bavulunu omzuna atan gidiyor, 'kıskananlar çatlasın' dercesine caka satan ve kaşlarını çatan gidiyor.
Bu iktidar döneminde, yani sözünü ettiğimiz bu iktidar kadrosu iş başında iken, her yiyenin yediği yanına kâr kalır, eskiden erdemli insanlara mahsus bir sıfatmış, ar, evet ar bir kenarda kalır, yüz kızarması ve utanma hissi kitapların arasında, tozlu raflarda kalır, onlar topladıklarını vurur sırtlarına ve yola revan olurlar.
Hesap vermek zorunda olanlar, iktidar ağacının geniş kolları arasında, geniş gölgesi altında sereserpe serinlemeye yatarlarken, zaten hesap sormak zorunda olanlar ise, iktidar baskısından, bir bakışından ve kaşlarını çatmasından mütevellit, söz konusu dosyaları raflardaki en derin yerlere saklamakla meşguller.
Kitaba uymak gibi bir dertleri olmadığı için, hemen hemen hayatın her alanında, özellikle ticari ve sinai işlerde, hassaten ihale meselelerinde işi kitabına uydurup deveyi hamutuyla yutan gidiyor.
Yükünü, eksiksiz tutan gidiyor.
Deveyi hamutuyla yutan gidiyor.
Çok zor şartlarda kazanmış süsünü verebilmek için, omzunda döviz balyaları olduğu halde kaşlarını çatan gidiyor.
Eskiden erdemli hocalardan dinledikleri, babalardan ve dedelerden dinledikleri ve fakat çoktan unuttukları helali harama katan gidiyor.
İktidarın yamacına yaslanmış olmanın şımarıklığı ile ve yedeklerine aldıkları sözde basın-yayın organları ve trol orduları ile ses sese ererek kart horozlar gibi tiksindirici sesleri ile öten gidiyor.
Dünya bir yana doğru gidiyor, ülkemiz dahi bir yana, bilinmeyen bir yöne doğru gidiyor ve sürüklenerek götürülüyor.
Allah encamımızı hayreylesin.
- Çürüme de dirilme de özden başlar / 16.09.2024
- “Sıra sıra gelen mektep uşağı Neden eller geldi Zöhrem gelmedi?” / 15.09.2024
- Geride kalan çok şey var ama… / 02.09.2024
- Görmüyorsun ama görünüyorsun / 31.08.2024
- Halkın ocağına incir ağacı Müjdelerle törenlerle dikmişler / 30.08.2024
- Memleketten manzaralar / 27.08.2024
- Bu milletin deste deste derdi var / 26.08.2024
- Kurduğunuz düzenin adı: Altta kalanın canı çıksın / 25.08.2024
- Yoksulun canına okuyanlar ne okursa okusunlar / 23.08.2024