Hükümetin kendine ve Türkiye'ye milad olarak belirlediği 17 Aralık öncesi, tüm şer odakları kinlerini tek tek kusuyor. Bölücülükten hapse girip, AKP marifetiyle tahliye edilen Zana ve arkadaşlarının Avrupa basınında ücretsiz yayınlanan "Türkiye'deki Kürtler ne istiyor?" başlıklı ilanları da buna güzel bir örnekti. AKP hükümetinin Meclis Başkanı ve Dışişleri Bakanı düzeyinde kabul ettiği ve medyanın da "AB kahramanları-kolonizatörleri" olarak lanse ettiği "Zanagiller"e önce İmralı'daki bölücübaşının talimatıyla PKK'nın siyasallaştırılma operasyonu kapsamında parti kurduruldu. AKP'nin çıkardığı yasalarla salıverilen PKK'lı militanların bu yeni partiye katılmaları emri verildi İmralı'dan. Son olarak da 17 Aralık'a bir hafta kala Batı basını sözde Kürt aydınlarına kucak açtı ve yukarıda zikrettiğim ilan yayınlandı. Bu ilanda KKTC'den "azınlık Türkler" olarak bahsedilip, Türkiye'nin KKTC için istediği hakların, tıpkı Katalanlar, BASK'lılarda olduğu gibi Kürtlere de verilmesi istendi. Bu ilanla açık açık Kürtlere özerklik talep ediliyordu. Ayrıca bölücübaşı Öcalan'ın affedilmesi de isteniyordu. Sonradan öğrendiğimize göre; "Kürtlere özerklik AB'nin Türkiye'ye ön şartı olmalıdır" maddesi son dakikada ilandan çıkartılmış.
Bu Kürt cephesinde yaşanan ve Türkiye'nin düşürüldüğü gebe pozisyonu istismar etme çabalarına bir örnekti. Aynı şekilde Ermeni cephesinde de boş durulmuyor. Tarihçiler düzeyinde Ermenistan'da gerçekleştirilen bir toplantıyla kamuoyuna dikte ettirilen Ermeni sempatisi de ayrı bir tuzak. Sözde bizim aydınlar Ermenistan ile aramızdaki "soykırım düşmanlığını" meyhanede, dinledikleri Ermeni şarkıları Türkçe mırıldanarak çözecekler!
Medya bugünlerde "Ermeni kardeşlerimiz" cümlelerine sıkça yer veriyor! Sakın bu tuzağa düşmeyin.
Bir de işin Patrikhane boyutu var. Fener Rum Patriği Bartholomeos son birkaç haftadır, Vatikan'dan aldığı kemiklerin verdiği havadan olsa gerek, Türkiye'ye meydan okumaya ve Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet etmeye başladı. PASOK lideri Papendreu'nun da "Patrikhane bizim Mekkemiz, Türkiye onu tanımalı" demeçleri medyada boy boy yayınlanmaya başlandı. Patrirhane'nin ve Yunanistan'ın İstanbul'a dair niyetleri oldukça net. Onların gözünde İstanbul yani Konstantinapolis "işgal edilmiş bir vatan toprağı"! Bu konuda ciltler dolusu kitap, binlerce makale kaleme alınmış. Yunan gençlerine okullarda bu duygular şırınga ediliyor.
Yukarıda verdiğimiz fotoğraf da, son aylarda Yunan basınında sıkça yer alan ve Yunanistan Başpiskoposu, Patrik Bartholomeos ve Ayasofya Camii üzerinde Bizans'ı sembolize eden Çift başlı Kartal'ın aynı karede birleştirildiği anlamlı bir fotoğraf. Bu fotoğraf, Yunanistan'ın ve Bartholomeos'un Türkiye'ye bakışlarını ve sıkça dile getirdiğimiz "Bizans'ı hortlatma" emellerini de özetliyor.
Bu Kürt cephesinde yaşanan ve Türkiye'nin düşürüldüğü gebe pozisyonu istismar etme çabalarına bir örnekti. Aynı şekilde Ermeni cephesinde de boş durulmuyor. Tarihçiler düzeyinde Ermenistan'da gerçekleştirilen bir toplantıyla kamuoyuna dikte ettirilen Ermeni sempatisi de ayrı bir tuzak. Sözde bizim aydınlar Ermenistan ile aramızdaki "soykırım düşmanlığını" meyhanede, dinledikleri Ermeni şarkıları Türkçe mırıldanarak çözecekler!
Medya bugünlerde "Ermeni kardeşlerimiz" cümlelerine sıkça yer veriyor! Sakın bu tuzağa düşmeyin.
Bir de işin Patrikhane boyutu var. Fener Rum Patriği Bartholomeos son birkaç haftadır, Vatikan'dan aldığı kemiklerin verdiği havadan olsa gerek, Türkiye'ye meydan okumaya ve Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet etmeye başladı. PASOK lideri Papendreu'nun da "Patrikhane bizim Mekkemiz, Türkiye onu tanımalı" demeçleri medyada boy boy yayınlanmaya başlandı. Patrirhane'nin ve Yunanistan'ın İstanbul'a dair niyetleri oldukça net. Onların gözünde İstanbul yani Konstantinapolis "işgal edilmiş bir vatan toprağı"! Bu konuda ciltler dolusu kitap, binlerce makale kaleme alınmış. Yunan gençlerine okullarda bu duygular şırınga ediliyor.
Yukarıda verdiğimiz fotoğraf da, son aylarda Yunan basınında sıkça yer alan ve Yunanistan Başpiskoposu, Patrik Bartholomeos ve Ayasofya Camii üzerinde Bizans'ı sembolize eden Çift başlı Kartal'ın aynı karede birleştirildiği anlamlı bir fotoğraf. Bu fotoğraf, Yunanistan'ın ve Bartholomeos'un Türkiye'ye bakışlarını ve sıkça dile getirdiğimiz "Bizans'ı hortlatma" emellerini de özetliyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012