logo
25 NİSAN 2024

Yürütme kurumu, neyi yürütüyor?

04.03.2014 00:00:00
Kâğıt üzerindeki yazıya göre demokrasi nizamını benimseyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kuvvetler ayrılığı ilkesine göre yasama, yürütme ve yargı organları tarafından yönetilir. Bu üç temel kurumun görev ve yetkileri bellidir ve üçü de bağımsızdır, hürdür, ayrıdır. Yürütme kurumu, Yasama kurumunun çıkardığı kanunları uygulamakla görevlidir. Bu görevi yapacak olanlar da Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kuruludur. Devletin düzeninin devamı ve milletin toplumsal varlığının ahengi açısından mevcut kanunlar beğenilsin ya da beğenilmesin, daha iyisi yapılana kadar adil, iyi ve verimli şekilde uygulanmak zorundadır. Belirlenen, benimsenen ve kabul edilen mevcut kanunları uygulamak, yürütmenin temel vazifesidir. Yürütme, milletin efendisi, ağası değil hizmetçisidir. İslamcılık iddiası güdüyorsan "Seyyidü'l?kavmi hâdimühüm" (Bir milletin efendisi, o millete hizmetkâr olan kişidir.) hadisinin gereğine göre davranacaksın. "Kanun benim, kanunu istediğim gibi eğer büker, ona göre uygularım, beğenmezsem kendi isteğime göre kanun koyarım" demeyeceksin. "Kanunun hizmetkârıyım" diyeceksin. Millete cart curt yaparım, milleti köle gibi görüp her türlü hakareti yaparım, tavrında olmayacaksın. Milleti "sen kimsin ya!" üslubuyla sinek gibi ezmeye kalkmayacaksın, kibirlenmeyeceksin, Firavunluk taslamayacaksın. Güç zehirlenmesine maruz kalıp gurur abidesi gibi dolaşmayacaksın. Müslümana yakışan bir tavırla sana kendini yönetme görevi veren milleti kendine efendi, kendini de ona hizmetçi göreceksin.  Yürütme, bu aslî görevini yerine getirmeyip de anayasa ve kanunlara aykırı uygulamalar ortaya koyarsa bütün İslamî ve insanî iddialarını ayaklar altına almış olur. "Anayasayı bir kez delsek ne olur" gibi ciddiyetsiz ve sorumsuz bir yaklaşımla hareket etmek, yürütmenin güvenirliğini yok eder. Yönetilen, yöneticisine güvenmezse o ülkede nizam, intizam, ahenk kalmaz, kargaşa doğar.  Anayasa ve kanunlarda Türk milletinin millî birlik ve bütünlük yapısını koruyan, Türk milletini millet yapan temel ilkeler, değerler ve semboller, yürütme tarafından yok sayılır, görmezden gelinir, hatta yok edilmeye, ayaklar altına alınmaya, inkâr edilmeye çalışırsa orada uyumlu tek bir millet davasından bahsedilemez. Bugün Türkiye'de yürütme, mevcut anayasada var olan Türk millet birliğini esas alan bütün millî kavramları, ilkeleri, anlayışları ve sembolleri birer birer yok etmeye, Türkiye'yi Türksüzleştirmeye, Türkiye'yi millî bir devlet olmaktan çıkarıp karmakarışık kozmopolit bir kalabalığa ve kavimler karmaşasına dönüştürmeye çalışmaktadır.  Ülkemizin mevcut imkân ve fırsatları, anayasa ve kanunlara uygun şekilde eşit ve adil bir biçimde paylaştırılmamakta, bunun yerine eşe dosta, akrabaya, oğullara, damatlara, dünürlere, yandaşlara ayrıcalık tanınmakta, aşiretlere, himayeye mazhar kurum ve kişilere peşkeş çekilmektedir. Her gün gazetelerde, televizyonlarda bunun binlerce örneği sergilenmektedir.  Anayasa ve kanunlara uygun bir idare sergilemesi gereken yürütme genel, nesnel, resmî bir yönetim değil tamamen öznel, kişisel ve keyfî bir idare tesis etme peşindedir. "Devletin ve milletin hâkimi, polisi, valisi, savcısı, memuru" yerine "benim valim, benim savcım, benim polisim, benim memurum" dönemine geçilmektedir. Eğer Müslümanlık, insanlık ve adil yöneticilik davası güdüyorsan kanunları her yerde ve herkes için eşit şekilde uygulayacaksın. Kanunlar, sana ve ailene bile dokunuyorsa "şeriatın kestiği parmak acımaz" diyeceksin. Genele hitap eden kanunları bazı kişi ve grupları koruyup diğerlerini cezalandıracak şekilde uygulamayacaksın. İslamcılık iddia ve yaygarasıyla halkı kandırıp oy toplayarak iktidara geliyorsan, İslam'ın temel kaynağı olan Kur'an'ın şu ayetini her gün sabah işe balamadan evvel okuyacaksın ve ona göre amel edeceksin. "Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (Maide, 8) Demek ki neymiş, bir yönetici olarak, devletin yürütme kurumu olarak yönetme mevkiinde bulunduğun sırada hakkı, hukuku, adaleti Allah için titizlikle ayakta tutacaksın. Eşi, dostu, akrabayı, oğulları, kızları, damatları, yandaşı, partidaşı, cemaat, tarikat ve aşiret birlikteliğine sahip olduğun kişileri kayırmayacaksın. Kanunları uygulamada tam bir adalet ve eşitlik içinde olacaksın. Bir topluma kin tutabilirsin ama yönetici olarak o topluluğa adaletsizlik yapamazsın. Mesela Türkleri, Türk milliyetçilerini, tam istiklalci Türkleri, yerli, millî ve İslamî değerlere bağlı vatandaşları; Amerikancı, Barzanici, Avrupa Birlikçi değil diye düşman görüp de onları ülkenin ortak imkân ve fırsatlarından mahrum etmeye kalkmayacaksın. Helalî ve istiklalî Türklere kin duyabilirsin ama onların bu vatanın asli sahipleri olduğunu unutarak onlara adaletsizlik, haksızlık yapamazsın, onları uyduruk, sahte, ayarlanmış delil ve belgelerle suçlu konumuna itip cezalandıramazsın. Allah'a karşı gelmekten sakınan Müslümanlarsanız adil olacaksınız. Bütün bir milletin ortak malı olan devlet imkânlarını sadece sizden olanlara değil bütün vatandaşlara sağlayarak adil olunur. Atalarımızın bize emanet bıraktıkları bu vatanın yer altı ve yerüstü bütün zenginliklerini sadece kendi adamlarınıza değil, bütün bir milletin istifadesine sunarak adil olunur. Allah'tan korkmak budur. Devlet ve millet malını, parasını, makamlarını yakın daire içinde yağmalatarak hırsızlık, arsızlılık, yolsuzluk, rüşvetçilik, adam kayırmacılıkla adil de olunmaz, Allah korkusu davası da güdülemez. Devletin kredi imkânlarını eşe dosta, oğullara, damatlara, dünürlere, yakınlara, bazı aşiretlere verip diğerlerine vermemek şeklinde bir yönetim sergilemeyeceksin. Devlet kadrolarına eleman alımı fırsatlarını da yine vatandaşlar arasında ayırım yaparak yetenek, bilgi ve beceri birikimi yetersiz olduğu halde sırf bendendir diye belli kişilere verip; bilgi, beceri ve kabiliyetleri iyi durumda olan ama yandaşın olmadığı için onları bu tür fırsatlardan mahrum etmeyeceksin. Yönetimin adalet terazisi vicdandır. Vicdanı doğru yönde şekillendirip kanalize eden imandır. İslam imanın var ve sağlamsa adaleti gerçekleştirecek vicdan sahibisin demektir. Vicdansızca adaletsizliklere elin titremeden imza attıysan İslamcılık davasıyla insanları kandırmayacaksın.   
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.