Yurt çapında millet bahçeleri yapılacağı haberleri ilk çıktığında, Sayın Cumhurbaşkanı biraz da bu haberleri müjdeye dönüştürmek için; "Millet bahçeleri yapıyoruz, çoluk-çocuk gideceksiniz, yatıp yuvarlanacaksınız" demişti.
Dünya çapında hatırı sayılır havaalanlarından biri olan Atatürk havaalanının kırılıp-dökülüp millet bahçesine dönüştürme çalışmalarının başlaması dolayısıyla söz konusu millet bahçeleri meselesi tekrar milletimizin gündemine girmiş oldu.
İş makinalarının, kepçelerin, dozerlerin Atatürk havaalanına girmesi ile millet bahçeleri meselesi tekrar gündeme girdi ama, geçen yıllar içinde ekonomik gidişat, zam yağmurları, paranın pula dönüşmesi sebebi ile milletin hayatı öylesine alt-üst oldu ki 'yatıp yuvarlanmak için' her hangi bir millet bahçesine gitmeye gerek kalmadı, doğal olarak millet yuvarlanmaya başladı.
Özellikle son altı ay boyunca, hayatımızda öylesine alt-üst oluşlar meydana geldi, öyle yoksulluklara yelken açtık, öyle zam yağmurlarına tutulduk ki, millet olarak yatıp yuvarlanmak ne kelime, artık sürünüyoruz.
Bu durumda haliyle, millet olarak 'millet bahçesinden' önce, gelip kapımıza dayanan açlık ve kıtlığa, yokluk ve yoksulluğa, ardından atlıların dahi yetişemediği yüksek enflasyona çare olacak, çare bulacak bir iktidara çok acil ihtiyacımız var.
Benzin-mazot fiyatlarının 25 TL'ye doğru hızla koştuğu, et, süt ve tereyağı gram fiyatlarının altınla yarışır hale geldiği için artık yoksul kesimin asla ulaşamadığı temel gıda maddeleri arasına girdiği bir ortamda, nice on milyarlarca dolar değerindeki Atatürk havaalanının, kırılıp-sökülüp 'millet bahçesi' yapılacağı haberleri, kelimenin tam manasıyla gerçekten içimizi acıtıyor, yüreğimizi yakıyor ve haberi bile üzerimize kara bulut gibi çöküyor.
Millet, yatıp yuvarlanacağı 'millet bahçesi' değil, var olan bağını-bahçesini, tarlasını-bostanını ekebileceği, traktörünü rahatlıkla çalıştırabileceği, gübresini rahatlıkla atabileceği, sulayıp hasat edeceği imkanların sağlanmasını bekliyor.
Siyasi iktidar temsilcilerinin ve sözcülerinin, fildişi kulelerinden inerek, milletin özbeöz bahçelerinin bakımsızlıktan dolayı nasıl harap hale geldiğini, susuzluktan ötürü meyve ağaçlarının nasıl kuruduğunu, gerekli ilaçlama yapılamadığı için güzelim bağları-bahçeleri nasıl da börtü-böcek sardığını artık görmeleri ve bir çare, bir çözüm üretmeleri gerekmektedir.
Yönetim katındakilerin, yönettikleri halkın büyük çoğunluğunun; "yuvarlanıp gidiyoruz işte" vaziyetindeki hayatlarını artık görüp te ürperme zamanları gelmedi mi?
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024