Gerek ülke genelinde gerekse İstanbul'da son yirmi yılda o kadar çok delik, o kadar çok gedik açıldı ki zavallı Ayasofya hangi birini kapatsın?
Geçen yıllar içinde açılmış bulunan bu delikleri ve gedikleri kapatmak için Ayasofya kırk parçaya da bölünse ancak kırk deliğe yama olabilir, ancak kırk gediği kapatabilir, ya ötekiler?
Mesela, kendisinin de içinde yer aldığı bu güzelim İstanbul'a yapılan 'ihaneti' kapatabilir mi?
Diyelim ki, Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçeceksiniz, Haliç köprüsünden itibaren yürümeye başladınız, 15 Temmuz şehitler köprüsünün orta yerine gelene kadar Ayasofya'yı, Sultanahmet'i görme şansınız var mı?
Aynı yürüyüşü Anadolu'dan Avrupa yakası istikametine yaptığınızı hayal edin, yine köprüye gelene kadar Ayasofya ile aranıza gökdelen denilen ve son çeyrek asırda örülen surlar girmiyor mu?
Bu ucube, bu biçimsiz ve bu "Aziz İstanbul'a" ihanetin sembolleri olan bu surlar; "Surda bir gedik açtık…" mısralarını okuyanların devr-i iktidarlarının eserleri değil mi?
Zavallı Ayasofya hangisinin üstünü örtmeye güç yetirebilir ki?
Devleti ve milleti ilgilendiren, devletin ve milletin istiklali ve istikbali ile alakalı o kadar çok kantarın ayarları ile oynanmış ki, zavallı Ayasofya hangi birini düzeltsin?
Ayasofya açılmadan evvel, toplum bünyesinde, devletin yönetim katında, insanımızın sosyal ve psikolojik dünyalarında açılan delikler o kadar fazla ki Ayasofya kırk parçaya değil, bin parçaya da bölünse bu delikleri asla kapatamaz.
"Ey millet! Ayasofya'yı açtık, bundan dolayı zihninizde ve hayatınızda, geçmişinizde ve geleceğinizde açtığımız tüm delikleri ve tüm yaraları unutun" demekle bu iş bitecek mi?
Bu açılış kaç derde derman olabilir ki?
Ayasofya'yı ibadete açan mevcut iktidarın, geçmiş bütün günahları, aldığı bütün ahları silinsin, unutulsun diyebilir miyiz?
Çok sayıda diyenler var ama vicdanlardaki sızılar ve yüreklerdeki yaralar karşısında bu demeler, bu temenniler kaç para eder?
Mesela, 15 Temmuz felaketinin, kalkışmasının yıldönümündeyiz, geride kalan dört yıl içinde yazılanlar, konuşulanlar açık etti ki, ülkenin bu alçakça saldırıya maruz kalmasında mevcut iktidarın yüzlerce noktada ihmali var.
"Kandırıldık, Allah bizi affetsin, millet bizi affetsin" demekle iş bitmiyor, 250 şehidin acıları yüreklerde taptaze.
Şehit aileleri ve gaziler için toplanan yardımların hak sahiplerine verilmemiş olması, 'hakkımızı istiyoruz' diye kapıya dayanan gazilerin tartaklanması ise yara üstüne yara, sızı üstüne sızı eklemiştir.
Geride kalan yıllar içinde mevcut iktidarın yaptığı yanlışları, sebep olduğu iç ve dış zararları, heba ettiği ülke kaynaklarını, göz göre göre gidip saplandığı Ortadoğu bataklığını, hepsini bir listede toplayın, liste yetmez bir kitapta toplayın ve getirip "Ayasofya'nın ibadete açılışını" da üzerine örtün ve sonra açıkta kalanları kitaplaştırın.
Zavallı Ayasofya hangi birini örtebilir ki?
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024