İstanbul Sözleşmesi'ni taşıyamayan AKP, zina ayıbını taşımaya devam ediyor.
Türkiye 1 Temmuz itibariyle İstanbul Sözleşmesi'nden çekildi. Gerekçesi de manevi değerlerimizle bağdaşmayan yönlerinin oluşu… Peki, bu sözleşmeyi ilk imzalayan AKP iktidarı değil miydi, hem de davul zurnayla bayram havasında!
Kadına yönelik şiddete karşı yazılmış en kapsamlı uluslararası antlaşma olan İstanbul Sözleşmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) geçerken yaşananlara baktığımızda; AKP'li vekillerin heyecan ve sevinçleri neyi gösteriyordu?
10 yıl öncesine gidelim. 11 Mayıs 2011'de sözleşme İstanbul'da imzalanmış, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" olan 25 Kasım'dan önce parlamentodan geçmesi için büyük çaba harcanıyordu.
Böylece tüm dünyaya bir mesaj verilecekti. Çünkü, Türkiye Opuz davası ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) , aile içi şiddete karşı vatandaşını koruyamadığı gerekçesiyle ceza alan ilk ülke olmanın utancı içerisindeydi.
Sözleşme önce 22 Kasım'da Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'na gelmişti. Gelen teklifin altında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası vardı.
Sözleşme 24 Kasım'da TBMM Genel Kurulu'na geldiğinde ise AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Türkiye'nin sözleşmenin hazırlanmasında ve sonuçlandırılmasında öncülük eden ülkelerden biri olduğunu söyleyip, parlamentosundan ilk geçiren ülke olmanın onurunu yaşadıklarını anlatıyordu. O gün sözleşme "büyük gurur" sözleriyle ifade ediliyordu. Ve bir çekimser oy dışında sözleşme, TBMM'de oybirliğiyle kabul edildi.
Bugüne dönelim. Önce Erdoğan'ın, revize edilebilir, dediği, ardından Numan Kurtulmuş'un, çıkabiliriz, dediği sözleşme en nihayet Cumhurbaşkanı tarafından feshedildi. Cumhurbaşkanı kararı 1 Temmuz'da yürürlüğe girdi. Kararın iptali için açılan dava Danıştay'da sürmekte.
Ne oldu da düğün bayram havasında kabul gören sözleşme bugün şeytanlaştırılıp, her kötülüğün sebebi olarak gösteriliyor. Öne sürdükleri gerekçeler arasında "İstanbul Sözleşmesi'nin klasik Türk kadını ve Türk aile yapısı ile veya yine klasik İslâm ailesi ve Müslüman kadın değerleriyle büyük bir farklılık arz etmesi" var.
Soruyoruz bu arkadaşlara: Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) zina fiilinin suç sayılmaması sizi hiç mi rahatsız etmiyor!? Bu utancı nasıl taşıyorsunuz? Bu durum Türk aile yapısına uygun mu?
Dün, Batı'ya şirin gözükmek için İstanbul Sözleşmesi'ni kabul ettiniz; bugün yine Batı'ya şirin gözükmek için zina fiilini cezalandırmıyorsunuz! Bu nasıl hukuki ahlâk, bu nasıl suç politikası?
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023