Zührî’nin yalan hadis uydurması
"İslam Halifesi" makamını, dünyalık bazı menfaatlere ulaşmak için kullanan Emevi zihniyeti, bu makamı elinden alacağından endişe ettiği Ehl-i Beyt'e karşı her türlü yolla saldırmıştır
21.11.2023 08:01:00
Hasan Parlak
Hasan Parlak





"İslam Halifesi" makamını, dünyalık bazı menfaatlere ulaşmak için kullanan Emevi zihniyeti, bu makamı elinden alacağından endişe ettiği Ehl-i Beyt'e karşı her türlü yolla saldırmıştır.
Zührî'nin ağzından nakledilerek, ümmete söylenen bu hadislerden maksat Ehl-i Beyt'i, İmam Ali (a.s.)'ı ve O'nun soyundan gelen mâsum imamları küçük düşürmektir.
ABDÜLMELİK'İN EMRİ İLE HAC MAHALLİNİ DEĞİŞTİRMESİ
Abdülmelik döneminde onun emri ile saraya alınan ve hayatını burada devam ettiren Zührî, sadece onun devrinde değil Velid b. Abdülmelik, Yezid b. Abdülmelik, Hişam b. Abdülmelik ve Ömer b. Abdülaziz dönemlerinde de saraydaki konumunu korumuştur.
Abdülmelik döneminde Abdullah b. Zübeyr ile aralarında devam eden hilafet kavgasında, Abdülmelik yanında yer alarak, onun işini kolaylaştırmak için büyük bir cinayete imza atmıştır.
Uydurduğu hadisle, hac yapılabilecek yerlere yenisinin ekleyen Zührî, halkın Abdullah b. Zübeyr'in himayesindeki Mekke'ye gitmesini engellemiştir. Halkı Abdülmelik'in tasarrufunda bulunan Filistin'de haccetmeye ikna etmiştir.
Bu konuda uydurduğu hadis, Tarih-i Yâkubî'de şöyle yer almaktadır: "Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Üç mescid için yolculuk yükü tutunuz: Mescidü'l Haram (Mekke'de), Benim mescidim (Mescid-i Nebi) ve Mescid-i Aksa. Mescid-i Aksa sizin için Mescidü'l Haram hükmündedir."
Dikkat edilirse, bu yalan hadise göre, hac vazifesi için Mekke'ye gitmeye gerek yoktur, Mescid-i Aksa'ya yapılacak bir yolculuk da aynı sevabı getirir, denmektedir.
Hadisin esası ise şu şekildedir: "Sadece üç mescid için yolculuk yükü tutunuz: Mescidu'l Haram, benim şu mescidim (Mescid-i Nebi) ve Mescid-i Aksa."
Mekke'yi hâkimiyetinde bulunduran Abdullah b. Zübeyr'in yanına kendi tebası gitmesin diye uydurulan bu hadisin sonunda, Abdülmelik, Mekke'ye göndermediği halkına şöyle demiştir:
"İbn-i Şehab Zührî, Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu naklediyor: Sadece üç mescid için yolculuk yükü bağlayınız: Mescidü'l Haram, Benim mescidim ve Mescid-i Aksa. Mescidü'l Aksa sizin için Mescidü'l Haram hükmündedir." Ve Resulûllah (s.a.v.)'in Mirac'a gittiği gece ayağını bastığı bu taş Kâbe'nin yerini almaktadır."
Abdülmelik'in emriyle o taşın üzerine bir kubbe yapıldı, etrafından perdeler sarkıtıldı, hadimler tayin edildi ve halkın onu tavaf etmesi sağlandı. Bu gelenek Emevi dönemi boyunca devam etti."
ZÜHRÎ İMAM ALİ'NİN İMANINA DİL UZATIYOR
Uydurduğu bir hadis de İmam Ali (a.s.)'ın imanı hakkındadır. Bu konuda Muaviye döneminden itibaren yapılan iftiralara Zührî eli ile bir yenisi eklenmiştir:
"Zührî, Aişe'nin şöyle dediğini nakleder:
"Bir gün, Resulûllah (s.a.v.)'in yanında idim, bu sırada Abbas ve Ali'nin gelmekte olduklarını gördüm. Resulûllah (s.a.v.), "Ey Aişe, bu iki kişi benim dinimden başka bir din üzere ölürler" buyurdu."
Zührî, bu hadisi, Peygambere düşman olarak bilinen, Urve b. Zübeyr kanalıyla Hz. Aişe'den nakletmiştir.
Hakkında 300'den fazla ayet inen ve Allah'ın, temizliğine şahit olduğu İmam Ali hakkında ancak bir Peygamber düşmanı iftira atabilir.
ZÜHRÎ'NİN "HZ. HAMZA SARHOŞ OLDU" İDDİASI
Buhari'de yer alan uydurma bir hadis de Hz. Hamza ve Hz. Ali (a.s.) hakkındadır.
Zührî, İmam Ali (a.s.)'ın dilinden şöyle bir hadis nakletmektedir: "Yaşlı bir devem vardı. Resulûllah (s.a.v.) Bedir Savaşı ganimetlerinden bana pay olarak vermişti. Peygamberin (s.a.v.) kızı Fatıma (a.s.) ile evleneceğim zaman, Ben-i Keyna kabilesinden boya yapan birisi ile anlaştım. Birlikte sahraya gidip ezhar otu toplayacaktık. Ben bu otları boya yapanlara satarak düğün yemeği hazırlayacaktım.
Bu amaçla develeri hazırlayıp, semerlerini bağladık. Develeri Ensardan bir kişinin evinin yanına yatırıp, çuval, iplik ve benzeri şeyleri alıyordum. Geri döndüğümde develerin semerlerinin çözüldüğünü, karınlarının yarılarak ciğerlerinin dışarı çıkarıldığını gördüm. Bu durum beni çok rahatsız etti.
"Bunu kim yaptı?" diye sorduğumda, "Abdülmuttalib oğlu Hamza bunu yaptı, Ensardan bir grupla birlikte şarap içiyor ve şarkıcı bir cariye kendilerine şarkı okuyordu. O anda Hamza dışarı çıkıp kılıcını çekerek develerin karnını yardı ve ciğerlerini dışarı çıkardı" dedi.
Ali (a.s.) diyor: "Resulûllah (s.a.v.)'in yanına gittim. Harise oğlu Zeyd de yanında idi. Peygamber benim bu rahatsızlığımı görünce, "ne oldu?" diye sordu. Ben, "Şimdiye kadar böyle kötü bir şey görmedim. Hamza benim develerimi o hale getirmiş, şimdi de birileri ile bir evde oturmuş, şarap içmektedir" dedim.
Peygamber (s.a.v.) elbiselerini giyip yola koyuldu, ben ve Harise oğlu Zeyd de peşinden gittik. Peygamber (s.a.v.) Hamza'nın bulunduğu eve girip, Hamza'yı kınamaya başladı. Hamza'nın sarhoş olduğunu ve gözlerinin kızardığını gördüm. Peygamberi (s.a.v.) baştan aşağı süzerek, "Sizler benim babamın köleleri değil misiniz?" dedi.
Peygamber (s.a.v.), Hamza'nın sarhoş olduğunu görünce, geri dönüp evden çıktı, biz de peşinden çıktık."
Hz. Hamza ki, Peygamberimizin (s.a.v.) amcasıdır ve Uhud şehitlerindendir. Ömrü Hz. Peygamberi savunmakla geçmiş bir kişinin Allah'ın haram kıldığı şarabı içmesi, sarhoş olması ve Resulûllah (s.a.v.)'i dahi tanıyamayacak kadar bilincini kaybetmesi mümkün olabilir mi?
Bunlar, Emevilerde, halifelerde dahi gördüğümüz içki içme, sarhoş olma, kadın şarkıcı dinleme gibi İslam'la alakası olmayan hallerin sahabelere mâl edilme çabalarıdır.
Bu sayede, yapılan yanlışların toplum içinde hoş karşılanması sağlanmak istenmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Zeynelabidin eserinden)
Zührî'nin ağzından nakledilerek, ümmete söylenen bu hadislerden maksat Ehl-i Beyt'i, İmam Ali (a.s.)'ı ve O'nun soyundan gelen mâsum imamları küçük düşürmektir.
ABDÜLMELİK'İN EMRİ İLE HAC MAHALLİNİ DEĞİŞTİRMESİ
Abdülmelik döneminde onun emri ile saraya alınan ve hayatını burada devam ettiren Zührî, sadece onun devrinde değil Velid b. Abdülmelik, Yezid b. Abdülmelik, Hişam b. Abdülmelik ve Ömer b. Abdülaziz dönemlerinde de saraydaki konumunu korumuştur.
Abdülmelik döneminde Abdullah b. Zübeyr ile aralarında devam eden hilafet kavgasında, Abdülmelik yanında yer alarak, onun işini kolaylaştırmak için büyük bir cinayete imza atmıştır.
Uydurduğu hadisle, hac yapılabilecek yerlere yenisinin ekleyen Zührî, halkın Abdullah b. Zübeyr'in himayesindeki Mekke'ye gitmesini engellemiştir. Halkı Abdülmelik'in tasarrufunda bulunan Filistin'de haccetmeye ikna etmiştir.
Bu konuda uydurduğu hadis, Tarih-i Yâkubî'de şöyle yer almaktadır: "Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Üç mescid için yolculuk yükü tutunuz: Mescidü'l Haram (Mekke'de), Benim mescidim (Mescid-i Nebi) ve Mescid-i Aksa. Mescid-i Aksa sizin için Mescidü'l Haram hükmündedir."
Dikkat edilirse, bu yalan hadise göre, hac vazifesi için Mekke'ye gitmeye gerek yoktur, Mescid-i Aksa'ya yapılacak bir yolculuk da aynı sevabı getirir, denmektedir.
Hadisin esası ise şu şekildedir: "Sadece üç mescid için yolculuk yükü tutunuz: Mescidu'l Haram, benim şu mescidim (Mescid-i Nebi) ve Mescid-i Aksa."
Mekke'yi hâkimiyetinde bulunduran Abdullah b. Zübeyr'in yanına kendi tebası gitmesin diye uydurulan bu hadisin sonunda, Abdülmelik, Mekke'ye göndermediği halkına şöyle demiştir:
"İbn-i Şehab Zührî, Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu naklediyor: Sadece üç mescid için yolculuk yükü bağlayınız: Mescidü'l Haram, Benim mescidim ve Mescid-i Aksa. Mescidü'l Aksa sizin için Mescidü'l Haram hükmündedir." Ve Resulûllah (s.a.v.)'in Mirac'a gittiği gece ayağını bastığı bu taş Kâbe'nin yerini almaktadır."
Abdülmelik'in emriyle o taşın üzerine bir kubbe yapıldı, etrafından perdeler sarkıtıldı, hadimler tayin edildi ve halkın onu tavaf etmesi sağlandı. Bu gelenek Emevi dönemi boyunca devam etti."
ZÜHRÎ İMAM ALİ'NİN İMANINA DİL UZATIYOR
Uydurduğu bir hadis de İmam Ali (a.s.)'ın imanı hakkındadır. Bu konuda Muaviye döneminden itibaren yapılan iftiralara Zührî eli ile bir yenisi eklenmiştir:
"Zührî, Aişe'nin şöyle dediğini nakleder:
"Bir gün, Resulûllah (s.a.v.)'in yanında idim, bu sırada Abbas ve Ali'nin gelmekte olduklarını gördüm. Resulûllah (s.a.v.), "Ey Aişe, bu iki kişi benim dinimden başka bir din üzere ölürler" buyurdu."
Zührî, bu hadisi, Peygambere düşman olarak bilinen, Urve b. Zübeyr kanalıyla Hz. Aişe'den nakletmiştir.
Hakkında 300'den fazla ayet inen ve Allah'ın, temizliğine şahit olduğu İmam Ali hakkında ancak bir Peygamber düşmanı iftira atabilir.
ZÜHRÎ'NİN "HZ. HAMZA SARHOŞ OLDU" İDDİASI
Buhari'de yer alan uydurma bir hadis de Hz. Hamza ve Hz. Ali (a.s.) hakkındadır.
Zührî, İmam Ali (a.s.)'ın dilinden şöyle bir hadis nakletmektedir: "Yaşlı bir devem vardı. Resulûllah (s.a.v.) Bedir Savaşı ganimetlerinden bana pay olarak vermişti. Peygamberin (s.a.v.) kızı Fatıma (a.s.) ile evleneceğim zaman, Ben-i Keyna kabilesinden boya yapan birisi ile anlaştım. Birlikte sahraya gidip ezhar otu toplayacaktık. Ben bu otları boya yapanlara satarak düğün yemeği hazırlayacaktım.
Bu amaçla develeri hazırlayıp, semerlerini bağladık. Develeri Ensardan bir kişinin evinin yanına yatırıp, çuval, iplik ve benzeri şeyleri alıyordum. Geri döndüğümde develerin semerlerinin çözüldüğünü, karınlarının yarılarak ciğerlerinin dışarı çıkarıldığını gördüm. Bu durum beni çok rahatsız etti.
"Bunu kim yaptı?" diye sorduğumda, "Abdülmuttalib oğlu Hamza bunu yaptı, Ensardan bir grupla birlikte şarap içiyor ve şarkıcı bir cariye kendilerine şarkı okuyordu. O anda Hamza dışarı çıkıp kılıcını çekerek develerin karnını yardı ve ciğerlerini dışarı çıkardı" dedi.
Ali (a.s.) diyor: "Resulûllah (s.a.v.)'in yanına gittim. Harise oğlu Zeyd de yanında idi. Peygamber benim bu rahatsızlığımı görünce, "ne oldu?" diye sordu. Ben, "Şimdiye kadar böyle kötü bir şey görmedim. Hamza benim develerimi o hale getirmiş, şimdi de birileri ile bir evde oturmuş, şarap içmektedir" dedim.
Peygamber (s.a.v.) elbiselerini giyip yola koyuldu, ben ve Harise oğlu Zeyd de peşinden gittik. Peygamber (s.a.v.) Hamza'nın bulunduğu eve girip, Hamza'yı kınamaya başladı. Hamza'nın sarhoş olduğunu ve gözlerinin kızardığını gördüm. Peygamberi (s.a.v.) baştan aşağı süzerek, "Sizler benim babamın köleleri değil misiniz?" dedi.
Peygamber (s.a.v.), Hamza'nın sarhoş olduğunu görünce, geri dönüp evden çıktı, biz de peşinden çıktık."
Hz. Hamza ki, Peygamberimizin (s.a.v.) amcasıdır ve Uhud şehitlerindendir. Ömrü Hz. Peygamberi savunmakla geçmiş bir kişinin Allah'ın haram kıldığı şarabı içmesi, sarhoş olması ve Resulûllah (s.a.v.)'i dahi tanıyamayacak kadar bilincini kaybetmesi mümkün olabilir mi?
Bunlar, Emevilerde, halifelerde dahi gördüğümüz içki içme, sarhoş olma, kadın şarkıcı dinleme gibi İslam'la alakası olmayan hallerin sahabelere mâl edilme çabalarıdır.
Bu sayede, yapılan yanlışların toplum içinde hoş karşılanması sağlanmak istenmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Zeynelabidin eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.