Evet bir hafta içinde gözümüzü açıp - kapayıncaya kadarlık bir süre içinde 2 operasyon yedik! Birinden başımızı kaldırmadan ikinci saldırıya geçildi ve neye cevap vereceğimizi şaşırmış halde oturduğumuz yere çakıldık kaldık. "Ne operasyonu, İran'a saldırı mı var?" diye sesler duyuyorum ve gülüyorum. Tabii ki ağlanacak halimize! Olay şundan ibarettir: Madde 1: Danimarka orjinli gibi gözüken (gerçekte Tel-Aviv - Londra - Wahsington şeytan üçgeninden bahsediyoruz) karikatür saldırısına karşı İslam dünyasında büyük tepkiler oluştu. Hatta o kadar ki diyalogcuların elleri ayaklarına dolaştı. Çünkü tüm tezleri bu saldırılarla çöküyordu. Türkiye'de halk yavaş yavaş kıvama gelip saldırılara 'eylem' koymaya hazırlanıyordu ki, üçgenin Türkiye ayağı harekete geçti. Ve düğmeye basıldı.Trabzon'da misyonerliğin merkez üssü olduğu Emniyet raporlarına geçen papaz öldürüldü. Vatikan papaz için 'kendisini dinlerarası diyaloğa adadı' mesajı yayınladı. Bir tarafta aynı papazı 'aziz' ilan etmenin hazırlığı içinde bulunuyor. Şifreleri çözelim... Karikatür saldırıları ile Türk milletinde oluşacak direnç, bu cinayetle yerini bir suçluluk psikolojisine terketti. Yani en azından bu hedeflendi. Böylece Türkiye, Ortadoğu'daki eylemsel zincirle oluşan havanın dışına itilmiş oldu. Papaz'ın 'aziz ve diyaloğa adanmış bir ölüm' olarak nitelendirilmesinin yorumlarını artık sizlerin kıymetli sağduyularına bırakıyorum. Operasyonun 1. ayağında bu filim vardı. Ancak beklenmedik bir hata yapıldı. Diyalogcu - mason işbirliğindeki diyologcu grup, medyayı tetikleyip kişisel hesap ile hareket edince film koptu. Prof. Dr. Haydar Baş'a yönelik iftira, Baş'ın bu iş için uygun adres olmaması sebebiyle, bir başka ve amiyane ifadeyle 'yemeyince' geri tepti. Hatta papaz ölümü operasyonundan beklenen sonucu elde etmek bir yana, dalgalar kopunca 2. operasyona start verildi. 2. operasyon Danıştay üzerinden ve her zaman ve herkese ekmek çıkacak tanıdık hikaye 'türban' kanalı ile gerçekleştirildi. Danıştay yasağı sokaklara taşıyacak bir karara imza attı. Hükümetin bu karara ilişkin tepkisini şu şekilde not edebiliriz: Karikatürler için -hikaye kısmını geçerek yazıyorum - sıfır tepki veren hükümet, Danıştay kararına mal bulmuş mağribi gibi saldırdı. Gerçi Başbakan hükümet başkanı gibi değil de, muhalefet lideri gibi konuşuyordu ama olsun, hükümet her türlü ayıbını kapatacak türbanı yine yakalamıştı. Sonuçta Danıştay operasyonundan hükümete bir ekmek çıkdığı gibi asıl büyük atakla Batı karşıtı oluşacak havanın önüne geçilmiş oldu. Yani karikatür krizi ile 70 milyonda oluşan Batı karşıtı oluşan hava için önce papaz sonra Danıştay operasyonuna girişildi ve son halka kritik cümleyi söylüyorum, şu mesaj verildi: "Sen Batı'yı kötülüyorsun ama bak seni içerde boğmaya çalışanları yenmek için yine bana muhtaçsın."
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021