'Osmanlı İslamı' seslendirme dosyası:
Maveraünnehir'de Ahmet Yesevi'nin, Irak/Bağdat'ta Ebu'l Vefa el-Bağdadi'nin yoğurduğu Dervişler, çok çeşitli etkenlerle de buluşarak Tarihin/Kaderin kanatlarında Anadolu'ya göç ettiler.
Ehli Beytîn evlatları olan bu gönül kuşağı, Türkiye Selçuklularının özellikle de Büyük Alâadddin'in ev sahipliğinde Anadolu'yu Müslümanlaştırdılar.
Türkleştirdiler demiyorum çünkü "Türk", zaten "Türk'ün Müslüman olanına" verilen addır! 13. yüzyılda Anadolu'da muhteşem bir medeniyet ortaya çıktı. Osmanlı Devleti de de dahil olmak üzere Anadolu, madden ve manen tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar mâmur bir hayat yaşadı. Dervişler Allah, Ali, Fatıma, Hasan Hüseyin diye hu çekerek şehir şehir geziyor, Hacı Bektaş stratejik noktalarda Kiliselere karşı kurduğu ocaklarla Hristiyanları
Müslümanlaştırıyor, Selçuklu sultanlarıda adalet dağıtıyordu.
Türkleştirdiler demiyorum çünkü "Türk", zaten "Türk'ün Müslüman olanına" verilen addır! 13. yüzyılda Anadolu'da muhteşem bir medeniyet ortaya çıktı. Osmanlı Devleti de de dahil olmak üzere Anadolu, madden ve manen tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar mâmur bir hayat yaşadı. Dervişler Allah, Ali, Fatıma, Hasan Hüseyin diye hu çekerek şehir şehir geziyor, Hacı Bektaş stratejik noktalarda Kiliselere karşı kurduğu ocaklarla Hristiyanları
Müslümanlaştırıyor, Selçuklu sultanlarıda adalet dağıtıyordu.
"Halk İslamı" diye isimlendirilen bir İslam anlayışı ile Anadolu toprakları yatay, dikey tüm düzlemlerde İslam'ı kana kana yudumladı.
Osmanlı Devleti de bu mayadan, Halk İslamı'ndan neş'et ederek kuruldu. Devletin varlık nedeni Din'di ve bu ölçünün getirdiği iman kurucu kuvveti ile büyük fetihler gerçekleştirildi, devlet büyüdükçe büyüdü.
İstanbul'un fethi ile birlikte devlet o güne kadar var olan yolculuğunun istikametini değiştirdi. Fatih Sultan Mehmet, unvanları arasına kattığı "Rum
İmparatoru" sıfatı ile devletin kurumsal kimliğini değiştirdi. Merkezi yapılanma adı altında devlet yeniden yapılandırıldı ve bu meyanda Devlet yeni bir İslam modeline demir attı. Bu yeni model İslamın adı Ahmet Yaşar Ocak'ın isimlendirmesi ile söylemek icap ederse "Osmanlı İslamı" dır!
İmparatoru" sıfatı ile devletin kurumsal kimliğini değiştirdi. Merkezi yapılanma adı altında devlet yeniden yapılandırıldı ve bu meyanda Devlet yeni bir İslam modeline demir attı. Bu yeni model İslamın adı Ahmet Yaşar Ocak'ın isimlendirmesi ile söylemek icap ederse "Osmanlı İslamı" dır!
Büyük Harfler ile konuşmak icap ederse Osmanlı İslamı ile Devlet artık Din için yoktur. Din Devlet için vardır! Ulema tam da buradan resmi bir ideoloji yarattı. Padişahların eylem ve davranışlarına tüm koşullarda ama tüm koşullarda meşruiyet sağlayacak bir ideoloji! Bebek katline cevaz veren fetvalar bu ideoljiden üretildi.
O kadar ki saltanatlarının meşruiyeti için sahte hadis üreten Emevi ve Abbasi dönemi halifelerini mumla aratacak köylü kurnazı çözümler üretildi. Bunun için de İla'yı Kelimetullah, Nizamı âlem gibi kavramları resmi ideolojinin içine yerleştirdiler ve cinayetlerini bu temel kavramlara bağladılar! Yavuz
döneminde buna Rafızilik ile mücadele eklendi. On İki İmam Şiası tekfir edildi ve bu olguda devlet ideolojisinin/Sünniciliğin içine yerleştirildi. 400-500 yıl boyunca tüm hüner/ilim sadece ve sadece bu sahaya yani Din'i, Devlet/Padişah için malzeme haline getirmeye harcandı. O nedenle de bu haşmetli dönemden doğal olarak çağın ötesine geçecek hiçbir fikir/eser çıkmadı.
döneminde buna Rafızilik ile mücadele eklendi. On İki İmam Şiası tekfir edildi ve bu olguda devlet ideolojisinin/Sünniciliğin içine yerleştirildi. 400-500 yıl boyunca tüm hüner/ilim sadece ve sadece bu sahaya yani Din'i, Devlet/Padişah için malzeme haline getirmeye harcandı. O nedenle de bu haşmetli dönemden doğal olarak çağın ötesine geçecek hiçbir fikir/eser çıkmadı.
Osmanlı İslamına karşı çıkan Halk İslamının temsilcileri oldular ama Sünni Ulema, Şeyh Bedreddin, Niyazi Mısri gibilere "mülhid, zendeka" diyerek damgayı vurdu, kafaları uçurdu! Ulema büyüdü, şişdi, semirdi, ama Halk ve İslamı maalesef küçüldü! Hiçbir hareketleri güya Din'den bağımsız değildi ama Dinle de alakaları yoktu! Ulema ve Devletin birlikte kotardığı İslam anlayışı dogmatikdi, tartışılmazdı ve bu hali ile de beklendiği gibi Osmanlı devletinin sonunu getirdi.
Merkezi hükümetin emrindeki İslam doğal olarak İmparatorluğun gerileme döneminde çöküşten sorumlu kim? sorusunun cevabı olarak Birinci sıraya yerleştirildi. Mehmet Akif'den Filibeli Ahmet'e, Sait Halim Paşa'dan, Namık Kemal'e karşı çıkılan şey işte bu İslam'dı! Osmanlı İslam'ı ! Farklı fikirlerde olsalar da bu ve bu nev'iden insanları ortak noktada tutan şeyde Osmanlı İslamı'na karşı çıkmaları idi! Yoksa Müslümanlık eksikliği veya fazlalığı değildi!
Altını çizelim Atatürk'ün doğma dediği ve karşı çıktığı şeyde koca bir imparatorluğu yiyip bitiren Osmanlı İslamı idi!
Peki bilin bu bakalım bu müthiş Sünnicilik tezgahını kim bozdu?
"Saltanat mı yoksa Cumhuriyet mi daha İslami'dir" diye bir basit bir soru ile koskoca bir tarihi yeniden yorumlayan Prof Dr Haydar Baş!
Önünde saygı ile eğiliyorum…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021