10 madde, sıfır yenilik
Başbakan Ahmet Davutoğlu, paralel yapının 2004 yılında dinlerarası diyalog konusunda kritik adım attığı Mardin'de 10 maddelik Terörle Mücadele Eylem Planı'nı açıkladı. Eylem planı analiz edildiğinde yeni bir husus göze çarpmıyor.
05.02.2016 00:00:00
RECEP BAHAR/ANALİZ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Mardin Artuklu Üniversitesi'nde 'Kardeşlik Buluşmaları Mardin' konferansında 10 maddelik 'Terörle Mücadele Eylem Planı'nı açıkladı. Planda yeni bir şey olmadığını baştan vurgulamam gerekiyor. Devletin aslı görevlerini sıralamak, bir eylem planının muhtevası olmamalı. Bu tezahür, hükümetin siyasi derinliği olmadığını ortaya koymakta... Sivil toplum örgütleri, vatandaşlar ve üniversiteli akademisyenlerin katıldığı toplantıda konuşan Davutoğlu, Mardin'in tarihi, kültürel dokusuna değindi. Davutoğlu, siyaset yapmayı da ihmal etmeyerek, Mardin'in Midyat ilçesinde halka hitap etti. Başbakan'ın yaptığı konuşmalar irdelendiğinde 'çözüm süreci'nin Türkiye'yi dehlize sürüklediği de anlaşılıyor.
Davutoğlu ilk kez "Bu ülke parçalanırsa, bu ülke şu ya da bu etnik grubun, şu bölge ya da bu bölgeyi kendisi ittihaz edip, diğer bölgeleri farklı gördüğü o anda bilin ki Haçlıların, Moğolların, sömürgecilerin yapamadıklarını bize yapmış olurlar" diyerek, ülkenin parçalanma ihtimalinden söz etti. Bu durum ülkenin getirildiği noktayı açıklaması açısından önemli...
Davutoğlu'nun açıkladığı 10 maddelik planın detayları ve yaptığımız analizi şöyle:
1- Psikolojik unsur: Millet ile devlet arasındaki farklar kalkacak, birleştirici anlayışı yerleştireceğiz. İnsan odaklı devlet anlayışını yerleştireceğiz. Meşru güç kullanma yetkisi sadece halktan yetki alanlardadır. Biz hesap makamıyız. Her türlü hesabı vermeye hazırız.
Analiz: Kutuplaşmanın zirve yaptığı, farklı düşünenlerin yıpratıldığı, hatta AKP'de yıllardır birlikte siyaset yapmış şahsiyetlerin bile bir anda en ağır hakaretler eşliğinde yaylım ateşe tutulduğu bir ortamda böyle bir maddenin hayat bulması, okyanusun dibinde bozuk para aramaya benziyor.
2- Kamu düzeni inşası: Kamu düzenini kim tehdit ederse, ister IŞİD örneği gibi, ister PKK gibi, ister DHKP-C olsun terör yapmak isteyen kim olursa olsun durdurulacak ve engellenecek. Kamu hepimiziz. Sıradan bir devlet gücünden bahsetmiyorum. Hepimizin onurunu, yaşamını temel alan düzeni söylüyorum. Bunların özyönetim dediği gibi feodal düzenleri değil. Bunların istediği feodal düzen. Suriye'den ilk kaçan KDP yanlısı Kürtlerdi. Herkesin eşit hakka sahip olduğu kamu düzeni. Burada kesinlikle teröristle, halk ayrılacak.
Analiz: Kamu düzenini kanunlar çerçevesinde sağlamak devletin anayasal görevidir. Ancak kamu düzeni sağlanırken, yandaşlık kriteri devreye girebiliyor ve o zaman da kantarın topuzu kaçtığında daha büyük yaralar açılıyor.
3- Kapsamlı demokratik reform süreci: Türkiye'nin bütün vesayet odaklarını değiştirelim. HDP'ye demiştik, "gelin kaçak çay içip gidersiniz" dediler. Ben ki İsrail'e sesimi yükseltmişim, mazlum halklara selamunaleyküm demişim, kendi ülkemde buna izin verir miyim? Yüzümdeki tebessümü yanlış anlamasınlar. Çukur kazacağınıza Anayasa Komisyonu kurduk, oraya gelin. Bilinsin ki öyle veya böyle 12 Eylül Anayasası da, terör örgütü de emellerine ulaşamayacak. Ne istiyorsanız Ankara'da konuşacak zemin var. Cizre'de çukur, barikatların dibinde bir şey iddia edemezsiniz, gösteremezsiniz. Yeni bir anayasa ile yeni bir dönem.
Analiz: Demokratik reform sürecinden başkanlık sistemini ihtiva eden yeni anayasa kastediliyorsa, Türkiye daha büyük bir çekişmenin anaforuna itiliyor demektir.
4- Sosyal seferberlik: Terör saldırıları nedeniyle oluşan bütün yaraları saracağız. Biz ki diğer mazlum milletleri mağdur etmemişiz, Sur'dan, Cizre'den çıkan vatandaşlarımızı bunların eline bırakır mıyız? Aile Sosyal Destek Programı'nı bölgeden başlatıyoruz. Her türlü ihtiyaçlarını karşılayacağız. Bütün kardeşlerimize düzenli kira yardımı yapılacak. Öğrencilerimizi en iyi şartlarda eğitim yaptıracağız. Telafi eğitimi vereceğiz. Okullarımızı imar edeceğiz. Hastanelerimizi en iyi şekle getireceğiz.
Analiz: Devlet olmanın yolu darda kalan vatandaşlarına yardım elini uzatmaktan geçer. Bu madde bir eylem planının parçası olamaz zira mağdur olan vatandaşa el uzatmak devletin anayasal görevidir. Bu maddeden şunu da anlıyoruz: Hükümet seçim zamanlarında olduğu gibi makarna, kömür vesaire dağıtarak Güneydoğu'da zemin kazanmak için kamunun imkânlarını parti lehine kullanacak. Ancak ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. 13 yıldır yapılanlar, gelecek açısından ümit vadetmiyor.
5- Ekonomik destek: 13 yıl içinde ayağa kaldırdığımız bölge ekonomisini tahkim edeceğiz. Bütün vatandaşlarımızın terörden kayıplarını telafi edeceğiz. Bunlar yangın çıkardılar, biz yangın yerinde bir gülistan inşa edeceğiz. İşadamlarımızla tüm ihtiyaçları dinledim. Bana iletilen her talep yerine getirilecektir. Prim borçları ertelenecek. Esnaf ve sanatkarların kredi ödemeleri, çiftçilerimizin kredi ödemeleri ertelenecek. Kredi sağlanacak. İstihdam artışını sağlayacak hamle başlatılacak. Doğu ve Güneydoğuya 200 milyar TL yatırım yaptık.
Analiz: Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki tüm illeri son 4 yılda baştan aşağı gezip dolaşmış bir gazeteci olarak bölgenin ayağa kalkmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bunu görmek için sadece Bingöl, Ağrı, Bitlis, Van, Kars, Batman vesaire illerdeki otogarlara bakmak yeterlidir. Ardahan ve Hakkari'nın otogarı bile yok. Yatırımsızlık nedeniyle bölgede işsizlik çözüm sürecinde bile azalmadı. Son 13 yıldır Hakkari'de, Bitlis'te, Bingöl'de vesaire fabrika mı açıldı? 200 milyarlık yatırım nereye yapılmış, merak uyandırıyor. Bölgede yandaş müteahhitlere servet kazandırmanın aracı haline getirilen yeni adliye, duble yollar ve valilik binalarından başka göze çarpan bir atılım yok. TOKİ evlerini vatandaş parasını vererek alıyor.
6- Mekanın ihyası: Diyarbakır'ın tarihi dokusu gibi, bütün tarihi şehirlerimiz yeni bir yasal çerçeve ile şehir ihyası çabası içinde olacağız. Diyarbakır'a, Sur'a böyle bakıyoruz. Sur'u öyle bir inşa edeceğiz ki insanlık ihya olacak.
Analiz: TOKİ Sur'a girerse, Diyarbakır UNESCO Kültür Mirası Listesi'nden delete edilir yani çıkarılır!
7- İletişim sistemi: Etkin bir iletişim birimi oluşturulacak. Olan bitenle ilgili bilgiler aktarılacak.
Analiz: İletişim çağında üst düzey bir iletişim kurulamıyorsa, bölgedeki kamu otoritesiyle Ankara merkez arasında kopukluk yaşanıyorsa, vah vah vah...
8- Yasal ve idari düzenlemeler: Büyükşehir yasası istismar edildi. Edinilen tecrübelerle yerel yönetimlerin yetkileri genişletilecek ancak istismar edilmesine izin verilmeyecek. Yatırım yapmak yerine teröre desteğe izin verilmeyecek. Terörü teşvik eden kim olursa olsun kamu hizmetini aksatılmasına izin verilmeyecek. Özel tedbirlerle idari tedbirleri alacağız. Türkiye'yi silahtan arındıracağız.
Analiz: Yeni Mesaj gazetesi olarak gerek çözüm süreci, gerekse Bütünşehir yasasının bugünkü sonuçlara yol açacağı konusunda her türlü uyarıyı samimiyetle yapmıştık. Yine Türkiye'yi silahtan arındırma meselesi devlet olmanın gereğidir. AKP, Türkiye'yi sıfır terörle devraldı; teröristlerin keskin nişancı tüfeğiyle Mehmetçiği ve polisimizi katlettiği bir noktaya getirdi.
9- İstişare meclisleri: Yeni bir birlikte ve kardeşlik dönemini başlatacağız. Muhatap milletin ta kendisidir. STK, kanaat önderlerinden istişare meclisleri kurulacak. Herkesi muhatap alacağız ama elinde silah olanı muhatap almayacağız. Zulmedenleri muhatap almayacağız.
Analiz: Önce Meclis'te kavga etmeyi bırakın. İki, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık basına ayrımcılık yapmasın. Başbakanlığın akreditasyon uygulaması, Genelkurmay'ın 28 Şubat sürecindeki akreditasyon kriterlerinden daha ağır. Medyanın yarısına mensup habercilerin cumhurbaşkanının ve başbakanın bulunduğu herhangi bir mekâna girmesi yasak. Yoksa istişare toplantıları AKP toplantılarına döner. Öncelikle hükümet farklı düşünceye tahammül etmeli; 18 TV kanalı, 20 gazete ile farklı düşünenin üzerine çullanmamalı. Devletin yürütme erkini temsil eden hükümet, linç kültüründen sıyrılmalı. Birliğin ve beraberliğin yolu adaletli ve insaflı olmaktan geçer.
10- Komşu ülkelerle ortak ruh: Sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu'da kardeşlik sürecinin başlaması için birleştirici ruh hareketi başlatacağız. Kut'ül Amara'da birlikteydik, önümüzdeki dönemde de birlikte olacağız. Hiçbirinizi diğerinden ayırmadan kardeş bildik, kardeş kalacağız. Türkiye'nin, Mezopatamya, Balkanların birliğini, kardeşliğini tesis edeceğiz.
Analiz: Yangına benzin dökmeyin yeter! İslam dünyası mı, komşu mu kaldı ortada?!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.