İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, 31 Mart 2019'da yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptal edilmesinin ardından yaptığı basın açıklamasındaki sözleri nedeniyle 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Çok ama çok enteresan, nedendir bilinmez son aylarda ardı ardına Sayın İmamoğlu ile ilgili davalar gündeme gelmeye başladı.
İlki malum, "Türbe ziyaretinde neden elleri arkadaydı?" gerekçesiyle açılmaya çalışılan saçma sapan dava girişimiydi.
İçişleri Bakanlığı tarafından bu konuyla ilgili soruşturma izni verilmeyince dosya mecburen rafa kaldırıldı.
Çok sürmedi bu sefer de iptal edilen İstanbul Belediye Başkanlığı seçimleri ile ilgili sarf ettiği sözlerle ilgili dava açıldı. Bu seferki suçlama henüz mazbata alıp memur sıfatı kazanmadan önce söylediği sözlere dayandığı için idari soruşturmaya gerek duyulmadan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından doğrudan dava açıldı.
Peki, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bu davayı açmak için neden iki yıl bekledi?
Olay son derece derin ve kapsamlı araştırmaları gerektirdiği için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk kuvvetlerimiz soruşturmayı anca tamamlayabilmişlerdir mutlaka!
Şaka bir yana belli ki, 2023 genel seçimleri yaklaşırken, Sayın Ekrem İmamoğlu ile ilgili bazı hesaplar hayata geçirilmeye çalışılıyor.
İyi de bu tür saçma sapan soruşturma ve davalar sayın İmamoğlu'nu milletin gözünde mağdur duruma düşürüp onu daha popüler hale getirmez mi?
Zaten olayın püf noktası da burada gizli.
Anlaşılan Sayın Erdoğan, Sayın İmamoğlu'nu dişine göre bir rakip olarak gözüne kestirmiş ve karşısına kendisini zorlayacak başka bir rakip çıkmasının önüne geçmek için Sayın İmamoğlu'nu cilalıyor.
Diğer taraftan, Sayın Kılıçdaroğlu da birden bire adaylar arasında zikredilmeye başlandı ve ilk kez bu konuyu yalanlamadı.
Sayın Abdullah Gül zaten her seçimin değişmez Cumhurbaşkanı aday adayı olmaya devam ediyor.
Nedense sayın Mansur Yavaş'ın ismi hiçbir şekilde gündeme gelmiyor veya getirilmiyor.
Aslında yaklaşan 2023 seçimleri muhalefetin iktidara gelmeyi ve Ak Partisi'ni iktidardan indirmeyi gerçekten isteyip istemediğinin bir sınavı olacak.
Eğer ki bu konuda samimilerse, Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu ve Sayın Muharrem İnce gibi Sayın Erdoğan'ın dişine göre değil gerçekten seçimi kazanabilecek ve daha önemlisi seçimden sonra Devletimizi layıkıyla idare edebilecek bir aday üzerinde uzlaşırlar.
Eğer gerçekten samimilerse, Saadet Partisi gibi Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı bir partiyi ittifaka dahil edip onların istemediği Bağımsız Türkiye Partisi'ni dışlamak yerine çözüm ve proje sahibi tek parti olan Bağımsız Türkiye Partisi'ni mutlaka ittifaka dahil edip Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan projeleri öne çıkartırlar.
Aksi takdirde ya yine BTP'yi dışlayarak Millet İttifakı olarak biraraya gelip zayıf bir aday üzerinde anlaşırlar veya bir bahane ile ittifakı dağıtırlar.
Bekleyip göreceğiz bakalım.
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022