23 Nisan’ın anlam ve önemi

23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı ve Türk milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924'te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir.

Kurtuluş Savaşı'nı başlatarak büyük bir bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi veren Türkiye'nin egemenliği kayıtsız şartsız millete emanet etmesi, yeni meclisin kuruluşuyla başlar. Türk devletini demokratik bir yönetime kavuşturmak için bir araya gelen Atatürk ve arkadaşları, 23 Nisan 1920 tarihinde meclisin açılışını gerçekleştirir. Yeni bir devletin kuruluşunun tüm dünyaya duyurulması vesilesiyle TBMM'nin açılış günü, ilk millî bayram ilan edilir. 

Bu tarihten beş yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Gazi Mustafa Atatürk 23 Nisanı çocuklara armağan etmiştir. Bu yıldan itibaren 23 Nisan günü, yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır.

Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin onlara güveninin göstergesidir. Mustafa Kemal Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek dünya lideridir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözlerle ifade etmektedir:

"Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğimizin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz."

Mustafa Kemal Atatürk bu sözleriyle çocuklara ne kadar önem gösterdiğini belirtmektedir.

Millet iradesinin önemini ve meclisin açılma zorunluluğunu şöyle anlatı Gazi:

"Bir devre yetiştik ki, onda her iş meşru olmalıdır. Millet işlerinde meşruiyet ancak millî kararlarla istinat etmekle, milletin temayülat-ı umumiyesine (genel eğilimleri) tercüman olmakla hâsıldır. Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım o, esareti ve zilleti kabul etmez."

Gençlerimiz, kahraman milletimizin evlatları olarak, ülkemizin yarınlarına şekiller vereceklerdir. Gençlerine önem veren ülkeler yarılarından korkmazlar. Bu nedenle genç nesilleri milli ve manevi değerlerine bağlı yetiştirmeliyiz.

Atatürk'ün altını çizdiği sözlerden şunu anlıyoruz: Demokrasinin ve daha sonra ilan edilecek Cumhuriyetin meşruluğu millettedir. Millet yararına da olsa her ne adım atılırsa atılsın meşruluk şarttır. Bunun yolu da yetkiyi milletten almak, işleri ona sormaktır.

'Meclis, Kur'an ile açıldı'

Gazi Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920'de Meclis'in açılışından iki gün önce Anadolu'daki bütün askeri ve mülki makamlara talimat göndererek Meclis'in Cuma namazının kılınmasını müteakip dualarla tekbirlerle açılacağını bildirmiştir. 

TBMM'nin bütün milletvekilleri Cuma günü Hacı Bayramı Veli Camii'nde kılınan Cuma namazının ardından Kuran-ı Kerim okunarak, Salât-ü Selamlar getirilerek, Sakal-ı Şerif ve Sancak-ı Şerif'in bulunduğu daire ziyaret edilerek ve kurbanlar kesilerek Meclis'in açılışını gerçekleştirmişlerdir. 

Cumhuriyette son söz millet tarafından seçilmiş meclistedir. Millet adına her türlü kanunu o yapar, millet egemenliğini devletin idaresine katılmasını ancak zamanında oyunu kullanmakla yapar. (Atatürkçülük, 1993, s.41)

Üstadım Prof. Dr. Haydar Baş, "Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzdür. Milli bayramlarını kutlayamayan milletler, dini bayramlarını kutlayacak vatan bulamazlar. Evlerinize Türk bayrağını asın, eğer bayrağınızı asmazsanız, yarın başkaları gelir kendi bayraklarını asarlar" diye söylemiştir.

Ne mutlu, milli bayramlarını dini bayramlar gibi kutlayanlara…