Tamam, evde kaldık ama herkesin evi saray değil ki.
Bir de zaten "evde kalanlar" ne yapsın? İnsana hasret.
Bir gün, Türkiye'de tuvalet kâğıdının hesabını yapanların çoğalacağını, düşünür müydün?
(Sanki çok alışveriş yapılıyor da, çok tuvalet kâğıdı lazım).
Gene başka bir gün, şu zengin Anadolu topraklarından, cepte 5 lirası bile olmayan ve toprağa lavabonun taşına basar gibi, bir insan tipinin ortaya çıkacağını tahmin edebilir miydin?
Yollarda artık 25 kuruşları kaldırmaktan, yorulmadınız mı siz de?
Yerde Ata'yı gördün mü, vicdan azabı çekiyorsan, %100 orijinal Atatürk'ün hitap ettiği gençsin.
25 krş. kaldırmaya üşeniyorsan, Atatürk'ün dışında herhangi bir yoldasın.
Aynı uykudan uyanır ya insan, sersemlemiş gibi. İşte öyle bir şey.
Niye öylesin?
Çünkü beden uyurken, ruh 'uyanır.'
Beden uyanınca, ruh 'uykuya' geçiyor.
Öyle değil mi? Sersem işte.
Neyse yola devam.
Gelelim diğer 'vicdan testeresine.' Yerde ekmek var! Kaldırıyor musun?
Ben kaldıramıyorum, çünkü yoruldum! İki dakikada bir ekmek çıkıyor karşıma, hem de lokma falan da değil.
Bir taraftan sokak köpeklerine sofra hazırlayan, hayvan savarlar.
Menü dolu. Kediler de nasipli. Esas parti gece başlar, meraklı lağım fareleri, "bugün büfede ne var" gibisinden sırıta sırıta karınlarını doyurur ve her gün biraz daha çoğalırlar.
Daha neler var daha neler…
Şimdilik bu kadar.
- 41 kere maşallah / 25.09.2025
- Milletin kuvveti / 06.07.2025
- Hem Atatürkçü hem de Müslüman olamaz mıyım? / 13.04.2025
- ‘Pardon, sıra kimde?’ / 24.12.2024
- Elimizdeki telefon / 04.12.2024
- Milletin Kuvveti / 26.08.2024
- 3 Kasım 2002’ye farklı bakış / 09.07.2024
- Cepteki para / 19.12.2023
- Mutlu köleler! / 02.12.2023
































































































