4 Temmuz ve Büyük Türkmen Mitingi

4 Temmuz 2005? Stratejik dostumuz ve derin müttefikimiz Amerika'nın askerlerimizin başına çuval geçirmek suretiyle müttefikliğimizi perçinlediği günün yıldönümü. Yaz sıcağının yakmaya ve bunaltmaya başladığı Temmuz ayının ilk günleri doğal olarak çok hararetli geçiyor. Meteorolojik hararetin yanı sıra, dış politika, iç politika ve ekonomide de hararet katsayısı oldukça yüksek günler yaşıyoruz?4 Temmuz'un anlam ve önemini hatırlatacak çok önemli olaylar ve günler bulunuyor.Öncelikle 4 Temmuz 1776'da, "Bağımsızlık Bildirisi"ni onaylayan 13 koloninin İngiltere'den koparak Bağımsız Amerika'yı kurduklarını da hatırlatayım. Yani bu tarih sadece çuval olayının yıldönümü değil, çuvalın ve işgallerin mimarı Amerika'nın da bağımsızlık günü.Türkiye'de 4 Temmuz'un içini doldurmak adına yapılan zemin çalışmaları ve bu kapsamda İncirlik üzerinden ortaya atılan haberler ve bu haberlerle halkımızın nasıl kandırılmaya çalışıldığını Ahmet Erimhan aktardığı için üzerinde durmuyorum. Genelkurmay'ın Başbakan Erdoğan'a verdiği 5 saatlik brifingin de Temmuz ayının başına denk gelmesini "sadece bir tesadüftür" diyerek geçiştiriveriyorum!Benim asıl üzerinde durmak istediğim konu 4 Temmuz'da Kerkük Festival Meydanı'nda onbinlerce Türkmenin katılımıyla gerçekleşen "Büyük Türkmen Mitingi." Bu mitingle ilgili Türk medyasında maalesef en küçük bir haber dahi duymadım, görmedim.Uydudan yayın yapan Türkmeneli TV olmasa, Kerkük'te böyle bir mitingin gerçekleşeceğinden benim gibi kimsenin haberi olmayacaktı. Türkmeneli TV günlerdir bu mitingin duyurusunu yapıyor ve tüm Türkmenleri bu mitinge davet ediyor. "Türkmenlerin hakları gasp ediliyor", "Artık susma zamanı değil", "evinde oturma, bayrağını al, Büyük Türkmen Mitingine koş!" şeklinde spot cümleler, Kerkük türküleri, hoyratları eşliğinde saatte bir Türkmeneli TV'de yayınlandı. Bu yayınlar etkili olmuş ki, 4 Temmuz sabahı - yani bugün bu yazıyı yazdığımı sıralarda- Kerkük Festival meydanı mavi beyaz Türkmen bayraklı onbinlerce Türkmenle doluydu. Türkmenler haklarının gaspedilmesine isyan ediyor, hak, adalet, eşitlik ve Amerika'nın da çok yakından bileceği(!) demokrasi istiyor. Öz vatanlarında parya olmak istemiyor Türkmenler. Hep bir ağızdan bunu haykırdılar Festival Meydanı'nda. Kendi şiveleriyle "biz üçüncü gavim değilik, biz Irak'ın esasıyık" yani "biz üçüncü kavim değiliz, Irak'ın asli unsuruyuz" diye haykırıp dosta düşmana gerekli mesajı ilettiler. "Kerkük Türkmendir, Türkmen kalacak", "yaşasın Türkmenler" diye atılan sloganlar ve Festival Meydanı'na toplanan onbinler, birilerini fena halde rahatsız etti. O birileri, Irak'ın bütünlüğünü, Kerkük'ün huzurunu ve Kuzey Irak'ın asayişini sabote edenlerdi. Onlara Türkiye'nin veremediği ayarı, Türkmen kardeşlerimiz kendi çaplarında vermeye çalıştılar. Türkmen kardeşlerimizin Büyük Türkmen Mitingi çalışmalarından tedirgin olan Barzani ve Talabani mitingden bir gün önce Dukan'da bir araya gelerek, Irak'ın sözde geçici anayasasının 58. maddesinin hemen uygulanmasını ve Kürtlerin Kerkük'e akın etmesini sağlayacaklarını deklare ettiler.Türkmen kardeşlerimizin sabrı her geçen gün biraz daha taşıyor. Türkiye'nin pasif tutumu Barzani ve Talabani'yi cesaretlendirse de, Türkmen kardeşlerimizin sağlam duruşu onları tedirgin etmeye yetiyor.