63 kuruşluk zamma hazır olun

Yine asgari ücret belirleme komisyonu toplandı. Bunlar her toplandığında bizler, gücümüzün yettiği kadar feryat ettik vatandaşım için, onurlu bir yaşam için. "Kim işitti" derseniz; hükümetin işitmediği kesin. Niye mi?Yunanistan'ın başına denilebilecek bir Maliye Bakanımız var. Hani güncellemeleriyle meşhur. Halkın sorunlarına, gelir - giderlerine "Fransız" ama aynı zamanda hem İngiliz hem de Türk vatandaşı olan Bakanımız. Mehmet Şimşek.Tabi asgari ücret belirleme çalışmaları gündeme gelince muhalefette "çorbada benimde tuzum olsun" mantığı ile bir iki laf eder ama sonuç iktidarın istediği biçimde olur. Zaten bu tartışmaların sebebi dikkate bile alınmayacak değerdedir. Hükümet (atıyorum) 40 TL artış öngörür. Muhalefet, yok 40 değil 60 olsun, der. Hepsi sizin olsun?Bu seferde aynı tablo. İki farkla ki, Mehmet Bey dersine iyi çalışmış, örnekler veriyor. Çalışana makul bir ücretten bahseden Bakan, bu makul ücretin ne kadar olması gerektiğini açıklamıyor. Ama diyor, öyle çok makul olursa, bizde Yunanistan oluruz. En iyisi siz dişinizi sıkmaya devam edin, diyor. Bak! Yunanistan aha orada.Yani bırakın Milli Ekonomi Modelinin öngördüğü, insanca yaşama hakkının alt bedeli olan 3000 TL asgari ücreti, 1000 TL bile versek batarız, Yunanistan oluruz, diyor Sayın Bakan. Ama su yüzüne çıkmayı da ihmal etmiyor. Şu anda Polonya'dan, Çek Cumhuriyeti'nden, Slovakya'dan, Letonya'dan, Estonya'dan, Litvanya'dan, Macaristan'dan, Romanya'dan, Bulgaristan'dan daha çok asgari ücret veriyormuşuz. Sayın Bakan! Almaya gelince devler liginden (Almanya, Fransa, İngiltere vs.) örnekler veriyorsunuz. İş, vermeye gelince inter toto liginden bahsediyorsunuz. Hükümetinizin ölçüsü Estonya mı, Litvanya mı?Aynı zamanda bir AB vatandaşı olan Sayın Bakan; Biz AB'den daha mı zenginiz, diye soruyor.   Yaklaşık 10 yıllık AKP iktidarının adeta resmi delil torbası gibi çalışan TÜİK asgari ücret konusunda beklenmeyen bir çıkış yaptı. Asgari ücret ve diğer konulardan çok önceleri yapması gereken araştırma sonuçlarını ve istatistikleri açıkladı. Hükümetle, devlet kurumu ters düştü. Hükümet yüzde 3+3'ün peşinde. Yani günlük 63 kuruş artış öngörüyor asgari ücrette. Daha fazlası ülkeyi Yunanistan yaparmış. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise komisyona asgari ücretlinin 971 TL alması gerektiğini bildiriyor. Yani TÜİK'e göre asgari ücret yüzde 47.5 artmalı. Hükmet ise yüzde 3+3 ile idare etsinler diyor. Malum yüzde 50 ne diyor, bilmiyorum!Sonra TÜİK'in hazırladığı rapordaki rakamlara ve istatistiklere bakınca hükümetin devamlı olarak "kriz teğet geçti" lafı aklıma geliyor. Evet, Allah'tan kriz teğet geçmiş, ya direk geçseydi. Valla deler de geçerdi. * Maddi yoksulluk oranı yüzde 63'e çıkmış. * Nüfusun yüzde 43,8'i konutunu tamir ettiremiyor. * Yüzde 43.3'ü ısınamıyor.* Yüzde 61.4'ü konut dışı taksit ve borcu bulunuyor.* Yüzde 87.5'i bir haftalık tatil, yüzde 65.7'si beklenmedik harcamalarını karşılayabilecek durumda değil... * En zengin yüzde 20'nin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46,4. En düşük gelire sahip yüzde 20'nin toplam gelirden aldığı pay ise yüzde 5,8 oldu. Açlık sınırı 1000 TL'ye dayanmış. Devletin bir kurumu olan TÜİK buna yakın bir rakam söylüyor. Hükümet ise 650 TL'lerde geziyor. Suç işliyorsun Ey Hükümet! Çünkü bu ülkede yaşayan herkesin can ve mal güvenliği anayasaca teminat altına alındığı hukuki bir gerçek. Yoksulluğun tanımı ise bir insanın yeme, içme, giyinme, barınma vs. gibi temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir gelire sahip olmamasının adına deniyor.Şimdi bilimsel veriler diyor ki, Türkiye'de açlık sınırı 1000 TL'dir. Yani bu ücretin altı ölüm tehlikesidir. Sen hala yüzde 3+3 peşinde 650 TL'ler civarında dolaşmaktasın. Yani bu asgari ücretli senin elinle hayati tehlike yaşıyor. Haliyle bunun bir yükümlülüğü olması lazım. Ya sizce!Emekli vekil zamlarını niye yazmadın? Ne yani; Ay Işığında, Sarıkızı kaçırırken darbe gibi yüzde 100 kendine çalışanlara ne denir? Ne yazılabilir ki?