70 dakika boyunca son derece yavan ve tatsız geçen bir mücadele 70'ten sonra Fenerbahçe'nin inanılmaz performansı ile bambaşka bir görüntüye büründü.
Uzatmalarla birlikte 25 dakika süren performans Fenerbahçeli futbolcuların moral motivasyonlarının ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.
Bu husus hiç şüphesiz Jorge Jesus'un Fenerbahçe'ye kazandırdığı bir artı.
Fenerli futbolcuların kafasında kaybetmek yok. Bu kazanma alışkanlığı edinme denen durumdan da farklı.
Düşünün şimdi herkesin hedefinde olan Altay son dakikada öyle bir top çıkardı ki tüm övgüleri hak ediyor.
O kadar eleştiri ama ona rağmen bir bakıma maçı kazandıran adam Altay oluyor.
Jorge Jesus bu maç için daha bir hafta önce tüm taraftarlar stada gelecek ve Altay'ı alkışlayacak dedi.
Gerçekten herkes Altay'ı alkışladı. 70'ten sonra tüm bir takım muazzam oynadı.
Fakat başrolde yine Crespo vardı. Ben diyorum ki İrfan Can Kahveci oyunda kaldığı 74 dakika boyunca hiç şüphesiz çok çalıştı.
Oyunun yavan geçtiği bölümlerde gerçek anlamda inisiyatif aldı. Savunmaya geldi. Top kaptı. Defalarca topla koşu yaptı.
Fakat işin açıkçası benim görüşüme göre Crespo'nun performansını olumsuz etkiledi.
Örneğin 57'de İrfan Can Kahveci, Batshuayi'nin rakibinden mükemmel söküp aldığı ve kendisine iletilen topla bir miktar fazla oynayınca süratli bir hücum heba olup gitti.
Bu durumun bir diğer göstergesi de İrfan Can Kahveci çıktıktan sonra Crespo'nun muazzam futbolunun takımı ateşlemesi.
Crespo liderliği ele alınca çok farklı bir Fenerbahçe seyrettik.
Fenerbahçe'nin bulduğu gol de çok şık bir goldü. Rossi'nin vuruşu klastı.
Fakat burada kaleci Volkan'ın rastgele yaptığı vuruştaki hatayı çok iyi değerlendiren Arao'nun topu Rossi'ye iletmesi de çok kıymetliydi.
Burada Fenerbahçe'nin futbolu açısından yazılması gerekli bir başka husus da şu.
Fenerbahçe maçın temposu artınca daha iyi futbol oynuyor.
Öyle anlaşılıyor ki Fenerbahçe'yi durdurmak için rakiplerinin tempoyu düşürmesi gerekiyor.
Çünkü düşük tempolarda Fenerbahçe'nin futbolunun yavanlaşmasının yanı sıra oyun disiplini de bozuluyor.
Örneğin tempo'nun düşük olduğu ilk yarıda 13, 19 ve 27. dakikalarda Fenerbahçe'nin sol kanadı aksadı ve Başakşehir'in Traore ile pozisyonlar bulması işten değildi.
Kısır futbolun olduğu 70 dakikalık bölümde de genel olarak Fenerbahçe'nin üstünlüğü vardı.
İyi futbol var mıydı? Hayır yoktu. Var olabilecek pozisyonlar da heba edildi.
Örnek 21'de Batshuayi ceza sahasında bir sağa bir sola rakibine çalım atma sevdasına girince hücum heba oluyor.
Sonunda pas veriyor ama ona da İsmail hamle yapamıyor. Öyle fazla örnek de yok.
Bu maç çok önemliydi. Büyük bir maç oldu. Ligde aynı puana sahip biri en çok gol atan diğeri en az gol yiyen iki takım karşılaştı.
Fenerbahçe bu maçı da kazanmasını bildi. Bu maçın morali hiç şüphesiz perşembe akşamı oynanacak Rennes maçını da olumlu etkileyecek.
Bu maçı da Fenerbahçe rahat kazanabilir çünkü dediğim gibi Rennes de hızlı oynayan bir takım ve yüksek tempoda Fenerbahçe daha iyi oynuyor.
Uzatmalarla birlikte 25 dakika süren performans Fenerbahçeli futbolcuların moral motivasyonlarının ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.
Bu husus hiç şüphesiz Jorge Jesus'un Fenerbahçe'ye kazandırdığı bir artı.
Fenerli futbolcuların kafasında kaybetmek yok. Bu kazanma alışkanlığı edinme denen durumdan da farklı.
Düşünün şimdi herkesin hedefinde olan Altay son dakikada öyle bir top çıkardı ki tüm övgüleri hak ediyor.
O kadar eleştiri ama ona rağmen bir bakıma maçı kazandıran adam Altay oluyor.
Jorge Jesus bu maç için daha bir hafta önce tüm taraftarlar stada gelecek ve Altay'ı alkışlayacak dedi.
Gerçekten herkes Altay'ı alkışladı. 70'ten sonra tüm bir takım muazzam oynadı.
Fakat başrolde yine Crespo vardı. Ben diyorum ki İrfan Can Kahveci oyunda kaldığı 74 dakika boyunca hiç şüphesiz çok çalıştı.
Oyunun yavan geçtiği bölümlerde gerçek anlamda inisiyatif aldı. Savunmaya geldi. Top kaptı. Defalarca topla koşu yaptı.
Fakat işin açıkçası benim görüşüme göre Crespo'nun performansını olumsuz etkiledi.
Örneğin 57'de İrfan Can Kahveci, Batshuayi'nin rakibinden mükemmel söküp aldığı ve kendisine iletilen topla bir miktar fazla oynayınca süratli bir hücum heba olup gitti.
Bu durumun bir diğer göstergesi de İrfan Can Kahveci çıktıktan sonra Crespo'nun muazzam futbolunun takımı ateşlemesi.
Crespo liderliği ele alınca çok farklı bir Fenerbahçe seyrettik.
Fenerbahçe'nin bulduğu gol de çok şık bir goldü. Rossi'nin vuruşu klastı.
Fakat burada kaleci Volkan'ın rastgele yaptığı vuruştaki hatayı çok iyi değerlendiren Arao'nun topu Rossi'ye iletmesi de çok kıymetliydi.
Burada Fenerbahçe'nin futbolu açısından yazılması gerekli bir başka husus da şu.
Fenerbahçe maçın temposu artınca daha iyi futbol oynuyor.
Öyle anlaşılıyor ki Fenerbahçe'yi durdurmak için rakiplerinin tempoyu düşürmesi gerekiyor.
Çünkü düşük tempolarda Fenerbahçe'nin futbolunun yavanlaşmasının yanı sıra oyun disiplini de bozuluyor.
Örneğin tempo'nun düşük olduğu ilk yarıda 13, 19 ve 27. dakikalarda Fenerbahçe'nin sol kanadı aksadı ve Başakşehir'in Traore ile pozisyonlar bulması işten değildi.
Kısır futbolun olduğu 70 dakikalık bölümde de genel olarak Fenerbahçe'nin üstünlüğü vardı.
İyi futbol var mıydı? Hayır yoktu. Var olabilecek pozisyonlar da heba edildi.
Örnek 21'de Batshuayi ceza sahasında bir sağa bir sola rakibine çalım atma sevdasına girince hücum heba oluyor.
Sonunda pas veriyor ama ona da İsmail hamle yapamıyor. Öyle fazla örnek de yok.
Bu maç çok önemliydi. Büyük bir maç oldu. Ligde aynı puana sahip biri en çok gol atan diğeri en az gol yiyen iki takım karşılaştı.
Fenerbahçe bu maçı da kazanmasını bildi. Bu maçın morali hiç şüphesiz perşembe akşamı oynanacak Rennes maçını da olumlu etkileyecek.
Bu maçı da Fenerbahçe rahat kazanabilir çünkü dediğim gibi Rennes de hızlı oynayan bir takım ve yüksek tempoda Fenerbahçe daha iyi oynuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025