Cebrail'in öptüğü topraklarda
Nasıl da incittiler Resûlullah'ı…
Fatıma'nın kapısını yakan barbarlar
Sevgiden bile nefret edenler
Bugün yıktılar Hasan'ın mezarını...
İslâm tarihinin büyük facialarından biri 8 Şevval 1345 (21 Nisan 1925) tarihinde Medine-i Münevvere'de yaşanmıştır. O gün, Baki kabristanlığındaki tüm türbelerin yıkıldığı ve mezarların tahrip edildiği kapkara bir gündür…
İslam'ın ilk mezarlığı olan bu büyük mezarlıkta 10 binlerce Peygamber dostu ve sahabesi meftun bulunmaktadır.
O tarihte Vahhabî inancına bağlı Kral İbn Suud, Cennetü'l-Baki kabristanındaki bütün türbeleri ve kabirleri, Vehhabî alimlerinin fetvalarına dayanarak tahrip ettirdi ve yıktırdı!..
Bu alçak ve mel'un davranış ister istemez insana "Harre Vakası"nı hatırlatıyor. Ceddi Muaviye ve YezİT olandan ne beklenir ki?.. Allah'ın laneti tüm Ehl-i Beyt düşmanlarının üzerine olsun.
Vehhabî Suud, sadece Medine'deki Baki kabristanını değil, Arabistan'daki bütün türbeleri, kabristanları, yıkmış; tahrip etmiş ve düzlemişlerdir. Mekke-i Mükerreme'deki Cennetü'l-Mualla kabristanı, Uhud dağı civarındaki Hz. Hamza türbesi, Uhud şehitlerinin kabirleri, Uhud camii ve niceleri…
Öyle ki, 1802'de, Emir Abdülaziz'in oğlu Suud'un kumandasında Kerbela'da Aşura matem merasiminde, Müslümanların üzerine saldırdılar. Bir rivayete göre 2000, bir başka anlatıma göre 10 bin Ehl-i Beyt aşığı bu saldırıda şehit edilmiştir. Hz. Hüseyin'in türbesi yağma edilir, yakılır ve tarihte bir kez daha matemlere bürünür…
1710 yılında "temel eğitim" için "Muhammed kod adı" ile İstanbul'a gönderilen İngiliz casusu Hempher; Kur'an-ı Kerim'i hatim edip, Osmanlıca ve Arapçayı da iyice öğrendikten sonra Arap Yarımadası'nda görevlendirildi.
Kendisine ve onlarca ajana verilen hedef şuydu: "Müslümanlar arasındaki Şii-Sünni-Alevi ihtilafını şiddetlendirebilirsen, İngiltere'ye en büyük hizmeti yapmış olacaksın. Osmanlı Devletini ancak böyle yıkabiliriz. Senin vazifen, ahaliyi isyana sevk etmektir! Tarih, bütün darbelerin, halkın ayaklanmasıyla başarılı olduğunu göstermiştir."
Hempher'in özenle yetiştirdiği genç "Muhammed bin Abdülvahhab Necdî" idi.
Birlikte kurdukları "sapık mezhep" ise yıllar sonra Suudi Arabistan rejiminin esaslarını teşkil edecek olan "Vahhabilik" idi.
Özel hatıratında yapmış olduğu tüm tahribatları dile getiren Hamper, Sömürgeler Bakanlığı'nın misyoner-ajanlarına dağıttıkları kitaplarda "Müslümanları güçlendiren faktörleri yok etmek için tavsiyeler" bölümünün 16.maddesini şöyle özetlemektedir: "Sorunlardan biri de Müslümanların mübarek ve mukaddes türbeleri ziyaret etmeleridir. Bu tür türbelere önem vermenin ve süslemenin bidat ve şeriata aykırı olduğunu, Peygamber döneminde bu teşrifatın bulunmadığını, ölülere ibadet yapılmadığını delilleri ile ispat etmeliyiz. Yavaş yavaş binaların yıkılmasıyla ve bu türbelerin izlerini ortadan kaldırmakla halk bu ziyaretlerden vazgeçirilmelidir…"
Vahhabi mezhebi, 1744 yılında Arabistan çöllerine hâkimiyet kurmak isteyen Muhammed Bin Suud liderliğindeki Suudi kabilesi ile onun akıl hocası Muhammed İbn Abdül Vahab arasındaki anlaşmayla yayılmaya başlar.
Bugün, sapık Vahhabi anlayışı, sırtını milyarlarca dolar değerindeki petrol rezervlerine ve Hac ticaretine dayamıştır.
İngiliz Sömürge Bakanlığı kendi emelleri doğrultusunda yönlendirdikleri Muhammed Abdülvehhab ve onun kurduğu Vahabilik mezhebi aracılığı ile toplumda İslam adına mevcut olan tüm motifleri çökertmek ve yerine İslamî olmayan ve İslam'ın özünde bulunmayanları koyma hedeflerini maalesef gerçekleştirdiler. Vehhabiliği resmî mezhepleri olarak benimsemiş bulunan Suud Hükümetinin, Ehl-i Beyt İmamlarının, İslam büyüklerinin ve sahabelerin kabirlerini tahrif ederek, belirsizleştirmeleri bu hakikatin açık bir tezahürüdür.
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025