AB ırgatlığı mı, milletin efendiliği mi?

Emanet edilmiş bir toprağın üzerinde kurulmuş olan milletin varlıklarını işletmekten aciz olup yok pahasına satmak hiç bir açıdan doğru kabul edilemez. Biz bu işi yapamıyoruz demek ve çekilmek o mevkide yer alan bir zatın yapacağı en iyi iştir. Bir ülke ki; üzerinde her şey yetişebiliyor, altından binlerce ton maden fışkırıyor, dünyanın en dinamik nüfusuna sahip, ancak zarar ediyor. Bu ülkenin zarar etmesi imkan dahilinde değildir.Türkşeker Genel Müdürü Azmi Aksu TBMM KİT Komisyonu'nun önüne çıkıp diyor ki, "kusura bakmayın zarar ediyoruz." Komisyon soruyor, "peki ne yapalım?" 25 Fabrikamız var. 13'ünü satalım. Senin zarar ettiğin yerde bir başkası kar etmek için o fabrikayı alacak ve kar edecek ama sen bunu işletemediğini söyleyeceksin. Oysa bundan altı ay önce de, "stoklarımız tükendi, şeker lazım bize. İhtiyati stoklarımızı dahi tükettik" diyordun.Hükümetin başa geldiğinden beri AB eksenli yürüttüğü tarım politikası yüzünden sadece şeker pancarı ekerek geçimini sağlayan 1000 köy bu pancarı ekmekten vaz geçmek zorunda kaldı. Ne oldu bu insanlar? Ülkemizde 6 milyon köylünün karnını doyurduğu şeker pancarı şimdi peşkeş çekiliyor. 6 milyon kişi açlıkla burun buruna geldi.Burada köylüye bir iş düşüyor. Köylümüzün kır kahvesinde otururken şunu sorması gerekiyor birbirine: Bu hükümet gelmeden önce ne kazanıyorlardı, şimdi ne kazanıyorlar. Bir de gerçek ve tam bağımsız bir tarım politikasıyla ne kazanabilirler ki en önemli soru bu.Milletin efendisi, başımızın tacı köylü kardeşim;Prof. Dr. Haydar BAŞ, sen daha tarlaya tohumunu ekmeden sana mahsul tutarının yarısını ödemeye söz veriyor. Sana faizsiz kredi veriyor. Al diyor ek, biç büyü ve büyüt. Sana efendilik hakkını veriyor. Seni AB ırgatlığından kurtarıp şimdi tohum atmaya paran olmayan toprağın gerçek efendisi ediyor. Sana gel diyor, bu emeğin karşılığı bu değil. Sen dünyayı doyurabilirsin. Seçim döneminde sana gelen çamaşır makinelerini değil sana ömrünün sonuna dek gerçek tokluğu sağlayacağım.Milletler, liderlerinin omuzlarında yükselirler. Milletler, önlerinde yürüyen bağımsızlık sevdalısı bir lider var ise bağımsız olabilirler. Milletler, kendilerine hizmet etmek üzere ortaya kendisini koymuş bir lider var ise ayakta kalabilirler. Milletler, feraset sahibi bir duruşun ardında dik durabilirler. Milletler, kucaklayan bir liderin koynunda birbirlerine sımsıkı bağlanabilirler. Milletler, milletin içinden gelen ve toprakların nasıl kazanıldığını iyi bilen bir liderin gölgesinde atalarının bıraktığı mirasa sahip çıkabilirler.Şimdi gelin böyle bir liderin arkasında batmayan güneşi seyredin. Acizliği değil muhabbeti yaşayın. Açlığın değil hak ettiğiniz efendiliğin tadını çıkartın. Size yürü git diyen değil, aguşunu açmış gel diyen anlayışın zevkini tadın. Gelin Prof. Dr. Haydar BAŞ Beyefendi'nin ardında durup "biz de varız" deyin bugün, ırgatlıktan kurtulun vesselam.