Meclis'te bir telaş, bir yarış var ki sormayın gitsin. İktidarı ile muhalefeti ile partiler adeta ülkeyi batırmak için yarışıyorlar.
Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye dayattığı ev ödevini bir an evvel yerine getirmek için toplanıp dağılıyorlar. İşin ilginç yanı AB'nin ülkemizden istediği tavizleri vermek için en çok bastıran da muhalefet partileri.
Oysa kolunu, kanadını AB ve IMF mengenesine kaptırmış iktidarın mengene sıkıştırıldıkça kaburgalarının çatırdaması bu şartlarda biraz normal.
İktidar varlığını IMF'den aldığı ulufelere borçlu olduğu için "teslimiyetçi" tavır içinde olması siyaseten anlaşılır bir şey.
Ancak bizim anlam veremediğimiz özellikle AKP ve Saadet partililerin çift yumurta ikizleri gibi aynı duygu, aynı düşünce ve aynı eda ile AB'ye teslimiyet için can atmaları...
Tayyip Erdoğan AB'nin talepleri yeter ki yerine getirilsin hükümete dışardan destek vermeye hazırım diyecek kadar samimi AB'ci. Saadet, AKP böyle olur da hiç geri kalır mı? Hemen Recai Kutan'dan bir ses duyuldu:
"Avrupa Birliği'nin talepleri doğrultusunda idama evet dediğimiz gibi herhangi bir şart ileri sürmeden, pazarlık yapmadan AB ile ilgili yasaları bir an evvel çıkaralım." Millet bu iki partinin niçin birbirinden ayrıldığına anlam veremiyor. Çünkü her olayda "Yok aslında farkımız, biz Osmanlı Bankası'yız" havasındalar.
Onlar böyle felakete pupa yelken açtıkça piyasalar çöküyor, yeni bir kriz dalgası milletimizi hop oturtup hop kaldırıyor.
Meclisteki bu beyler ekonomik kriz geliyor, gelin el ele verelim diyemiyor. Çünkü böyle bir dertleri, projeleri, çözümleri yok ki onun mücadelesini versinler.
Onun için onlar da Kemal Derviş partimize yakışır diyerek Derviş politikalarının ötesinde bir ufukları olmadığını gösteriyorlar.
Varsa yoksa AB. Bir an evvel Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirince Avrupa Birliği bizi kalkındıracak yalanını savurdukça AB'nin iştahı kabarıyor. Taviz üstüne taviz istiyorlar. Önceki gün Alman Dışişleri Bakanı'nın Alevi kardeşlerimize yönelik oyununa dikkat çekmiştik. Dün yeni bir oyunu daha fırına sürdüler.
Avrupa Parlamentosu Komisyonu Eş Başkanı Lagenfijk, Türkiye'nin teröristlerle diyalog kurmasını isteyerek, "Yoksa Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirmemiş olursunuz" dedi.
Kopenhag Kriterleri ülkemizin iyiliği içindir diyen ANAP, DSP, AKP ve Saadet partileri bu taleplerin de ülkemiz için iyi olduğunu düşünüyorlardır herhalde.
Genelkurmay Başkanımız AB'nin KADEK'i terör listesine almasını isterken AB'nin verdiği cevap bu...
Siyaset AB'ye böyle susta durdukça Kopenhag Kriterleri'nin sonu gelmeyecek.
Sevr şartları postmodernleşti. Çünkü bu sefer bizzat siyasetçilerimiz tarafından uygulanan ev ödevlerine dönüştü. AB'cilerin Apo'yu affetmeleri yetmiyor. Teröristlerle kucaklaşmaları da gerekiyor.
Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye dayattığı ev ödevini bir an evvel yerine getirmek için toplanıp dağılıyorlar. İşin ilginç yanı AB'nin ülkemizden istediği tavizleri vermek için en çok bastıran da muhalefet partileri.
Oysa kolunu, kanadını AB ve IMF mengenesine kaptırmış iktidarın mengene sıkıştırıldıkça kaburgalarının çatırdaması bu şartlarda biraz normal.
İktidar varlığını IMF'den aldığı ulufelere borçlu olduğu için "teslimiyetçi" tavır içinde olması siyaseten anlaşılır bir şey.
Ancak bizim anlam veremediğimiz özellikle AKP ve Saadet partililerin çift yumurta ikizleri gibi aynı duygu, aynı düşünce ve aynı eda ile AB'ye teslimiyet için can atmaları...
Tayyip Erdoğan AB'nin talepleri yeter ki yerine getirilsin hükümete dışardan destek vermeye hazırım diyecek kadar samimi AB'ci. Saadet, AKP böyle olur da hiç geri kalır mı? Hemen Recai Kutan'dan bir ses duyuldu:
"Avrupa Birliği'nin talepleri doğrultusunda idama evet dediğimiz gibi herhangi bir şart ileri sürmeden, pazarlık yapmadan AB ile ilgili yasaları bir an evvel çıkaralım." Millet bu iki partinin niçin birbirinden ayrıldığına anlam veremiyor. Çünkü her olayda "Yok aslında farkımız, biz Osmanlı Bankası'yız" havasındalar.
Onlar böyle felakete pupa yelken açtıkça piyasalar çöküyor, yeni bir kriz dalgası milletimizi hop oturtup hop kaldırıyor.
Meclisteki bu beyler ekonomik kriz geliyor, gelin el ele verelim diyemiyor. Çünkü böyle bir dertleri, projeleri, çözümleri yok ki onun mücadelesini versinler.
Onun için onlar da Kemal Derviş partimize yakışır diyerek Derviş politikalarının ötesinde bir ufukları olmadığını gösteriyorlar.
Varsa yoksa AB. Bir an evvel Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirince Avrupa Birliği bizi kalkındıracak yalanını savurdukça AB'nin iştahı kabarıyor. Taviz üstüne taviz istiyorlar. Önceki gün Alman Dışişleri Bakanı'nın Alevi kardeşlerimize yönelik oyununa dikkat çekmiştik. Dün yeni bir oyunu daha fırına sürdüler.
Avrupa Parlamentosu Komisyonu Eş Başkanı Lagenfijk, Türkiye'nin teröristlerle diyalog kurmasını isteyerek, "Yoksa Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirmemiş olursunuz" dedi.
Kopenhag Kriterleri ülkemizin iyiliği içindir diyen ANAP, DSP, AKP ve Saadet partileri bu taleplerin de ülkemiz için iyi olduğunu düşünüyorlardır herhalde.
Genelkurmay Başkanımız AB'nin KADEK'i terör listesine almasını isterken AB'nin verdiği cevap bu...
Siyaset AB'ye böyle susta durdukça Kopenhag Kriterleri'nin sonu gelmeyecek.
Sevr şartları postmodernleşti. Çünkü bu sefer bizzat siyasetçilerimiz tarafından uygulanan ev ödevlerine dönüştü. AB'cilerin Apo'yu affetmeleri yetmiyor. Teröristlerle kucaklaşmaları da gerekiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014