Gazetemizin dün manşete taşıdığı haber analiz enfesti doğrusu. ABD ile Türkiye'nin arasında yaşanan Kuzey Irak eksenli ziyaret trafiğini "tezkere günlerine" benzetmişti. ABD FBI Başkanı'ndan sonra CIA Başkanı'nın da Ankara'ya gelmesi hükümetin iddia ettiği gibi PKK'nın tasfiyesi için değildi elbet.Kamuoyu bu tip beklentilerle uyutulurken, Türkiye'nin başını ağrıtacak kirli pazarlıkların yürütüldüğü çok geçmeden anlaşıldı. Gazetemizin daha ilk günden doğru kokular almış ve "tezkere trafiği gibi" teşhisini manşete taşımıştı. Artık AKP iktidarı ve çanakçı medya sayesinde gerçekleri ancak karşı tarafın yani ABD'nin sızdırdığı kadarını Batı basınından öğreniyoruz. Oysa AKP kurulurken diğer partilerden farklarının parti içi demokrasi ve açık, şeffaf icraatlar olduğunu iddia etmemiş miydi? Neyse... Konumuza dönelim. CIA Başkanı tıpkı Irak işgali öncesinde olduğu gibi yine uyduruk dosyalarla ama bu sefer Suriye ve İran'la ilgili olarak dosyalar sunmuş. CIA Başkanı, Ankara'ya İran'ın nükleer silahları bulunduğunu, bu durumun Türkiye'ye ve bölge devletleri için tehlike oluşturduğunu ifade etmiş. Herhalde iktidarın gözleri yaşarmış ve şöyle cevap vermiştir; "Canikom ne kadar da Türkiye'yi düşünürmüşsünüz. Ah bu gerçeği bir de millete anlatabilsek." Goss, AKP iktidarına buna karşılık ne cevap vermiş dersiniz; "Yılışıklığı bırakın da Washington'un İran politikasına uyumlu hareket edin." Bizimkilerin ama efendim şu Barzani-PKK ilişkileri konusunda bir tavır bekliyor millet sizden sızlanması karşısında CIA Başkanı kaşlarını çatıyor ve homurdanıyor; "Asıl PKK ve el Kaide'ye İran destek veriyor ve Türkiye'ye rejim ihracında bulunuyor."Tam bir gıdıkla da güleyim pişkinliği ama iktidar ABD karşısında iki büklüm olunca sebebi ziyaret belli oluyor. CIA Başkanı'nın ve "ABD'nin İran ve Suriye'ye muhtemel bir hava operasyonuna destek olacaksınız" talimatıyla... Eee. Atalarımız boşuna buyurmamış; "Borç alan, buyruk alır." Başbakan, borç yiğidin kamçısıdır dedikçe hortumun başındaki Coni de kamçıyı her gün indiriveriyor. Gerçi iktidarın rahat olması normal. ABD'nin kamçısı bir gün Kıbrıs, bir gün Irak, bir gün Suriye, bir gün Ermenistan sorunu diye milletin sırtına vurulurken, iktidar yandaşları komisyonunu ve koltuğunu sağlama almakla meşgul. Savaşmış, terörizm imiş, PKK imiş, fakirlik imiş kimin umurunda. Vur patlasın, çal oynasın. Millet olarak silkinip, sırtımıza kamçı vuranlara peşkir sallayan kadroları tasfiye etmedikçe bu iş Osmanlının yıkılışı gibi devletimizin tasfiyesine kadar gider.