ABD ve PKK, Türkiye için pusuda!

Başlıkta belirtilen vahim tablo, aslında çok karmaşık ve stratejik derinliği olan bir konu.

Her şey o kadar iç içe geçmiş ve birbiriyle alakalı olmuş ki, devleti terör örgütlerinden ayırmak artık olanaksız görünüyor.

Öte yandan ise, her şey aslında o kadar karmaşık ve bilinmez değil diyebileceğimiz kadar da çok net ve anlaşılır vaziyettedir.

Bir kütüphane dolusu kitabı sırf bu konu için okuyup araştırsanız bile, varacağınız nokta yine aynı yer olacaktır.

Biz Türkleri bu coğrafyada istemiyorlar!

Bakınız tek bir cümlede tüm karmaşık konuları nasıl da özetledik.

Olaylara şayet bir taraf olup bakmazsanız veya yaşananlara en yukarıdan bakıp, kimin nerede, kim için ve nasıl pozisyon aldığını göremezseniz, sizin yapabileceğiniz hiçbir şey kalmamıştır demektir.

O bakımdan Türk milletini ve devletini yönetmek, çok büyük maharet ve kabiliyet ister!

Tıpkı eşsiz önderimiz Mustafa Kemal Atatürk gibi.

Onun izinden gidenler ve aziz hatırasına sonsuz saygı gösterenler, bu işi çok kolay başarırlar bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Bakınız Türkiye'nin başına 1984 yılından bu tarafa Amerika tarafından bela edilen PKK terörü, 2023 yılını bitirmeye ramak kala bile halen daha etkisiz hale getirilemedi.

Yeri ve sayısı belli olduğu söylenen PKK terör örgütünün bu kadar uzun yıllara dayanan bir mücadele sonrasında bitirilememiş olması, tek bir şeyle izah edilebilir.

Terör örgütü aslında sözde PKK ama aslında ABD!

Siz çözümlemeyi ve devlet olmanın gereği olarak belgelere dayalı bir durum tespitini bile dünyaya ilan etmekten çekiniyor ve geri duruyorsanız, bağımsız değilsiniz demektir.

Bu konuda devleti yönetenlerin kafası ya çok karışıktır, ya da sorunlu bir durum vardır demektir.

Ne mi demek istiyorum.

Örneğin Sn. Cumhurbaşkanımız bile Suriye'deki PKK varlığı ve o bölgeye taşınan mühimmat konusuna ilişkin çok ciddi rakamlardan bahsederken, dönemin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, PKK'lı terörist sayısını daha az gösteren açıklamalarda bulunmuştu.

Buna göre PKK'nın, Türkiye, Irak ile Suriye'nin kuzeyinde toplam 17 bin teröristi var. 

Akar'a göre, bunun 750'si Türkiye içinde, 3 bini Irak'ın kuzeyinde, 13 bini de Suriye'nin kuzeyinde faaliyet gösteriyor. 

Açıklamalar Suriye'deki terörist sayısı üzerinde düşünmeyi gerektiriyor. 

Nitekim açık kaynaklar, ABD'nin yaptığı askeri yardımlar ve bölgedeki operasyonların, Suriye'deki PKK'lı sayısını belirtilen rakamın en az üç katı olabileceğini söylüyor. 

2016 yılında ABD Kongresi araştırma birimi, SDG'nin kuruluş aşamasında YPG'nin militan sayısını 25 binden 50 bine ulaşan farklı rakamlar vermekteydi. 

Dahası, SDG'nin (Suriye Demokratik Güçleri) silahlı militan sayısını 60 bin olarak ifade eden birçok ABD'li üst düzey askeri yetkililer var.

Ana eksenini PKK/PYD'nin oluşturduğu, 60 bin kişilik bir grubun içinde PKK'lı sayısının 13 bin olarak yorumlanması, sorunlu bir tespit gibi duruyor. 

Oysa yapılan tüm araştırmalar ve açıklamalara göre, PKK'lı sayısının 35 ila 40 bin civarında olması gerekir. 

Çünkü SDG içinde 13 bin PKK'lı, 47 bin diğer gruplara mensup militan olması akla yatkın gelmiyor.

Sayının yanı sıra, PKK'lı teröristlerin coğrafi dağlımı ve dönemsel olarak odak noktasının Suriye olması geleceğe dair önemli ipuçları vermektedir. 

Bu çerçevede PKK, sınır aşan karakterde, merkezi planlamayla hareket eden, yerel davranabilen, politik askeri bütünleşik strateji izleyen, hibrit bir terör örgütü. 

Suriye'de mevcut süreç devam ettikçe, PKK'nın askeri faaliyetlerinin ağırlık merkezini bu ülke oluşturacaktır. 

Ancak bu gelişme, uzun vadeli politik hedef ve faaliyetlerin ağırlık merkezinin Türkiye olacağı gerçeğini değiştirmez.

Sonuç olarak, ABD'nin İsrail adına bu coğrafyayı hiç çekinmeden ateşe atacağını, Gazze olayı ile bir kere daha teyit ve tecrübe etmiş bulunmaktayız.

Hedefte Ortadoğu ülkelerinin hiç birisi yoktur!

ABD ve İsrail'in nihai hedefinde TÜRKİYE vardır!

Türkiye'nin savunma hattı, Filistin'den başlar.

Türkiye'nin tarihten gelen ve kardeş komşu ülkeleri sayılan Suriye, Irak ve Libya'nın parçalanma süreçlerinde nasıl bir tavır aldığını, sizlerin değerlendirmesine bırakıyorum!

Önünde sonunda Suriye'deki ABD terör varlığı ile ciddi bir mücadeleye girilecektir.

Bunun için çoktan, A-B ve C planlarının yapılmış olması gerekirdi ve biz bunun en azından siyasetçiler tarafından olmasa da bu hususta çokça deneyimi bulunan Türk ordusu tarafından yapıldığını düşünüyor ve umuyoruz.