Yaşı müsait olanlar hatırlayacaklardır, 3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen ardından 6 Kasım Ramazan'ın ilk günü idi ve biz BTP kadroları olarak ilk iftarı Sayın Haydar Baş'ın davetlisi olarak Trabzon'da yapmıştık.
Trabzon'da ilk iftarın ardından yaptığı kısa konuşma ve seçim değerlendirmesinde Sayın Baş şunu demişti: "Korkarım ki millete göstermelik bir-iki müsbet faaliyet gösterecekler ve devletin tüm kaynaklarını elden çıkaracaklar."
Geride bıraktığımız on beş yılda olup-bitenler ne yazık ki Sayın Baş'ı haklı çıkardı.
Bugün artık aşırı partizan-militan düzeyindeki iktidar yanlıları bile on beş yılda yapılan korkunç yanlışları savunamıyorlar, savunmaya uğraşanların da yüzleri kızarıyor.
Gün geçtikçe, "şunlar şunlar asla yapılmamalıydı, şunlar kesinlikle söylenmemeliydi" diyenlerin sayısı hızla artıyor.
Bu millet bu kadrodan daha farklı icraatlar bekliyordu ama olmadı.
Eğitimde olmadı, kültürde olmadı, ekonomide olmadı, dış politikada olmadı, kalkınmada olmadı, sanayide olmadı, ihracatta olmadı, ithalatta olmadı, olmadı oğlu olmadı...
Ülke kaynakları birer birer heba oldu.
Üretici perişan, tüketici perişan, eken perişan, biçen perişan, çiftçi-köylü perişan, işçi-memur perişan, emekli hepsinden perişan.
Ülkeyi on beş yıldan beri tek başına yöneten mevcut iktidar kadrosu öyle bir çark kurdu ki, taksimi nasıl yaparsanız yapın, hangi yöntemi uygularsanız uygulayın her seferinde paylaşımda "karga millet ama keklik küresel tefecilere" düşüyor.
Ezilen, üzülen, yoksulluktan ötürü derisi yüzülen bu çilekeş millet ama bu ülkenin kaynaklarından heybesini dolduranlar küresel tefeciler.
Soframızdan lokmamızı bölüp veriyoruz, zeytinimizi bölüp veriyoruz, eğitim masraflarından kısıp veriyoruz yine de "faiz lobilerini" doyuramıyoruz.
Ne yazık ki bu ülkede emekliye verilen para, elektrik, su, ısınma ve telefon gibi çok zaruri harcamalarla geri alınıyor ve ekmeğe para kalmıyor.
Mevcut iktidar kadrosunun uzun süren gafletinden ötürü bu milletin ve devletin başına FETÖ diye bir büyük bela, bir musibet sarıldı ki bertaraf edene aşk olsun.
Bu kadronun çok çok uzun süren gafletinden ötürü zaten var olan terör belası öyle palazlandı, öyle azmanlaştı ki terörün aldığı canlarımızın sayısını çoktan unuttuk.
3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen ardından BTP lideri sayın Baş'ın dediği çıktı, tahmini doğru çıktı, bir-iki yol, bir-iki hastane, bir-iki köprü ile milletin gözü boyandı ve altından koskoca vatanı, vatanın kaynakları alındı.
Kendi içlerindeki çürüme, toplumda sebep oldukları, ailede sebep oldukları çürüme ve erime ise başlı başına kitaplar konusu.
Aç gözünü gafletten bak neler olmuş.
Trabzon'da ilk iftarın ardından yaptığı kısa konuşma ve seçim değerlendirmesinde Sayın Baş şunu demişti: "Korkarım ki millete göstermelik bir-iki müsbet faaliyet gösterecekler ve devletin tüm kaynaklarını elden çıkaracaklar."
Geride bıraktığımız on beş yılda olup-bitenler ne yazık ki Sayın Baş'ı haklı çıkardı.
Bugün artık aşırı partizan-militan düzeyindeki iktidar yanlıları bile on beş yılda yapılan korkunç yanlışları savunamıyorlar, savunmaya uğraşanların da yüzleri kızarıyor.
Gün geçtikçe, "şunlar şunlar asla yapılmamalıydı, şunlar kesinlikle söylenmemeliydi" diyenlerin sayısı hızla artıyor.
Bu millet bu kadrodan daha farklı icraatlar bekliyordu ama olmadı.
Eğitimde olmadı, kültürde olmadı, ekonomide olmadı, dış politikada olmadı, kalkınmada olmadı, sanayide olmadı, ihracatta olmadı, ithalatta olmadı, olmadı oğlu olmadı...
Ülke kaynakları birer birer heba oldu.
Üretici perişan, tüketici perişan, eken perişan, biçen perişan, çiftçi-köylü perişan, işçi-memur perişan, emekli hepsinden perişan.
Ülkeyi on beş yıldan beri tek başına yöneten mevcut iktidar kadrosu öyle bir çark kurdu ki, taksimi nasıl yaparsanız yapın, hangi yöntemi uygularsanız uygulayın her seferinde paylaşımda "karga millet ama keklik küresel tefecilere" düşüyor.
Ezilen, üzülen, yoksulluktan ötürü derisi yüzülen bu çilekeş millet ama bu ülkenin kaynaklarından heybesini dolduranlar küresel tefeciler.
Soframızdan lokmamızı bölüp veriyoruz, zeytinimizi bölüp veriyoruz, eğitim masraflarından kısıp veriyoruz yine de "faiz lobilerini" doyuramıyoruz.
Ne yazık ki bu ülkede emekliye verilen para, elektrik, su, ısınma ve telefon gibi çok zaruri harcamalarla geri alınıyor ve ekmeğe para kalmıyor.
Mevcut iktidar kadrosunun uzun süren gafletinden ötürü bu milletin ve devletin başına FETÖ diye bir büyük bela, bir musibet sarıldı ki bertaraf edene aşk olsun.
Bu kadronun çok çok uzun süren gafletinden ötürü zaten var olan terör belası öyle palazlandı, öyle azmanlaştı ki terörün aldığı canlarımızın sayısını çoktan unuttuk.
3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen ardından BTP lideri sayın Baş'ın dediği çıktı, tahmini doğru çıktı, bir-iki yol, bir-iki hastane, bir-iki köprü ile milletin gözü boyandı ve altından koskoca vatanı, vatanın kaynakları alındı.
Kendi içlerindeki çürüme, toplumda sebep oldukları, ailede sebep oldukları çürüme ve erime ise başlı başına kitaplar konusu.
Aç gözünü gafletten bak neler olmuş.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024