‘Aczini, kusurunu itiraf et’
İmam Sâdık (a.s) buyurdu ki: “O’nun huzurunda aczini, kusurunu ve fakirliğini itiraf et. Zira sen şüphesiz O’na ibadet ve ünsiyet edinmek için yönelmişsin. Sırlarını O’na açıkla. Bil ki yaratıklarının sırları ve açıkları O’na gizli değildir”
23.11.2019 20:00:00





İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eğer mescidin komşusu olan kimse işsiz ve salim olduğu halde farz namazını kılmak için camide hazır bulunmazsa namazı kabul olmaz." (Bihar, 83/354/7).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bir özrü ve sebebi olmadığı takdirde mescide komşu olanın namazı sadece camide makbul olur."
Kendisine, "Ey Müminlerin Emiri! Mescidin komşusu kimdir?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Caminin sesini duyan kimse!" (a.g.e., s. 379/47).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mescidin haremi (sınırı) kırk zir'a (dirsek boyu) ve komşusu ise dört taraftan kırk evdir." (el-Hisal, 544/20).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah bana şöyle vahyetti: Ey peygamberlerin kardeşi! Ey uyarıcıların kardeşi! Kavmini uyar ki boynunda kul hakkı olan birisi evlerimden (mescitlerimden) bir eve girmesin. Zira önümde namaza durdukça kul hakkını iade etmediği müddetçe ona lanet ederim. Hakkı ödediği takdirde ise onun duyan kulağı, gören gözü olurum. O benim dost ve seçtiğim kimselerden olur. Cennette peygamberler, doğrular ve şehitlerle birlikte benim komşum olur." (Bihar, 84/257/55).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Mescitleri içinde iki rekât namaz kılmadıkça yol edinmeyin." (a.g.e., s.9/83).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mescide ulaşınca temiz olanlardan başkasının mülküne ayak bile basamadığı ve doğrulardan başkasına oturma izninin verilmediği büyük bir hükümdarın evinin eşiğine vardığını bil. Öyle ki sen hükümdarın hizmetçiliğini yapmak için gelmişsin. O halde eğer hükümdarın heybet ve azametinden gafil kalırsan büyük bir tehlikeye düşmüş olursun. Bil ki sana isterse adalet ve isterse de fazlı/keremiyle, istediği gibi davranır.
O'nun huzurunda aczini, kusurunu ve fakirliğini itiraf et. Zira sen şüphesiz O'na ibadet ve ünsiyet edinmek için yönelmişsin. Sırlarını ona açıkla. Bil ki yaratıklarının sırları ve açıkları O'na gizli değildir. O'nun huzurunda en fakir kulu gibi ol. Kalbini seni Rabbinden alıkoyan her işten boş tut. Zira Allah sadece en temiz ve en halis olanları kabul eder.
Adının hangi divandan çıktığına bir bak. Eğer onunla münacaatta bulunmanın tatlılığını ve konuşmanın lezzetini tattıysan, O'nun sana güzel yönelişi ve icabeti sebebiyle rahmet ve keramet kadehini içtiysen şüphesiz O'na hizmete layıksın demektir. Şimdi mescide gir ki güven ve esenlik içinde olursun. Aksi takdirde çare kapısı kapanan, ümitleri kısalan ve ölüm hükmü verilen çaresiz insan gibi biraz dur! Allah, kalbinin gerçekten kendisine sığındığını bilirse sana sevgi, yumuşaklık ve muhabbet gözüyle bakar. Sevdiği ve beğendiği işlerde sana başarı verir. Zira o bağışlayıcı ve kerimdir. Hoşnutluğunu elde etmek için kullarından kapısında yanan çaresizlere yücelik/büyüklük göstermeyi sever." (Bihar, 83/373/40).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.