Ülke nüfusunun büyük bir çoğunluğu, beş vakit namazlarını camilerde cemaatle kılamasa bile, haftada bir Cuma namazını mutlaka camide kılıp Cuma hutbesini dinlediği için, hutbenin sonunda her hafta tekrarlanan malum Ayetle, herkes 'Adalet bilincini ve bilgisini' tazelemektedir:
"Allah adaleti, hatta adaletten de fazla olarak ihsanı, en güzel davranışı ve muhtaç oldukları şeyleri yakınlara vermeyi emreder. Hayasızlığı, çirkin işleri, zulüm ve tecavüzü yasaklar. Düşünüp tutasınız diye size öğüt verir."(Nahl:90)
Her Cuma okunan hutbenin sonunda "Allah adaleti emrediyor" beyanından, bildirisinden ve hatırlatmasından hemen sonra, huzurunda namaza durduğumuz Yüce Yaratıcının bu emrine ne kadar uyup-uymadığımızın muhasebesi elbette, imamı ile cemaati ile hepimizin en başta gelen görevidir.
Toplumsal hayatımız için, toplumdaki barış ve huzurun sağlanması için elbette olmazsa olmaz olan 'adalet' kavramı üzerinde yeterince ve gereğince düşünmediğimiz her halimizden belli ne yazık ki.
Hutbenin sonunda okunan ve 'adalete' vurgu yapan Kur'an ayetini imamlar okuyup geçiyor, cemaat ise dinleyip geçiyor.
Hâlbuki "Allah adaleti emrediyor" hatırlatmasını işitir işitmez, her birimiz birey olarak, hayatın her alanında adaletin tecellisi için üzerimize düşen vazifeleri yapıp-yapmadığımızı bir bir gözden geçirmeliyiz.
Adaletin tecellisi için yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımız ve yine adaletin tecellisini aksatacak söz ve davranışlarımızın olup-olmadığını gözden geçirmek hususunda da geç kalmamalıyız.
Yaşadığımız köyde, kasabada, şehirde ve nihayet ülkede, haksız, hukuksuz ve adaletsiz iş yapanlar, kitlelere adaletsizliği dayatanlar, hukukun üstünlüğünü değil de üstünlerin hukukunu savunanlar tarafımızdan sürekli alkış alıyorlarsa, bizler de adaletsizliğin bir dişlisi, bir parçası olmuşuz demektir.
Söz buraya gelmişken, hayat kitabımızda 'adalet' vurgusu yapan ayetlerden bir kaçını daha hatırlayalım:
"Ey İnananlar! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahidler olun. Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin; adil olun; bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'tan sakının, doğrusu Allah işlediklerinizden Haberdardır."(Maide:8)
"Yetim malına, erginlik çağına erişene kadar en iyi şeklin dışında yaklaşmayın; ölçüyü ve tartıyı doğru yapın. Biz kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Konuştuğunuzda, akraba bile olsa sözünüzde adil olun. Allah'ın ahdini yerine getirin. Allah size bunları öğüt almanız için buyurmaktadır." (En'am:152)
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024