Ahlak sözlükte; İnsanın doğuştan getirdiği ya da sonradan kazandığı birtakım tutum ve davranışların tümü, kişide huy olarak bilinen nitelik şeklinde tarif ediliyor. Tabi bu tutum, davranış ve huyların iyisi de var, kötüsü de.
Bizler Müslüman olduğumuza göre hedefimiz iyi ahlak sahibi olmak, kötü hallerden (ahlaktan) uzak durmaktır. Yani ahlaklı olmaktır. Ahlak insana, insan olma vasfını kazandıran belki de en önemli unsurdur. Ahlak insan için bir şahsiyettir, iç dünyasının dışa yansımasıdır.
Her toplumun varlığını sürdürebilmesi için maddi kaynaklara ne kadar ihtiyacı varsa, manevi kaynaklara da en az o kadar ihtiyacı vardır.
Neden, sorusuna cevabı Prof. Dr. Haydar Baş'tan alalım; "Fert bazında da, toplum bazında da iyi ahlaka sahip olmamak bir yıkımın ifadesidir. Zira ahlaktaki zafiyet zamanla ibadette zafiyete, ibadetteki zafiyette imandaki zafiyete götürür ki, bu da insanın yaşayan ölü haline gelmesidir.
Toplumsal yönden de durum aynıdır. Ahlaken çökmeye doğru giden bir toplumda yaşayan dindar insanlar, iman ve ibadet yönünden düzenli bir hayat yaşamaya çalışmakla yetinip, toplumun gidişatına karışmazlar, insanlığın ıslahına gayret etmezlerse zamanla hem kendilerini, hem nesillerini, hem de o toplumun insanlarını katletmiş olurlar?" (Rahmet-el lil Alemin cilt-2- sh:11)
Ahlaksızlık kişinin bitişidir, neslin tükenişi ve toplumun çürümesdir. Böyle bir tabloyu kim arzu eder? Ancak düşmanlarımız. O halde bize düşen vazife fert ve toplum bazında ahlakın en iyisine ayna olabilmektir ki, bakan kendini görsün.
Ahlaktaki ölçü ne olmalı? Basit bir soru oldu ama olsun. Çünkü her Müslüman'ım, diyen insanın ölçüsü nettir ve tektir; Kuran ve Ehl-i Beyt. Tabi bu çizginin köşe taşları, bayraktarları da bu kapsamdadır.
Tabi bu noktada akla başka bir soru daha geliyor; Hepimiz Müslüman'ız ve kaynağımız da Kuran ve Ehl-i Beyt. Peki, bu ahlak çöküntüsü neden?
Bir Müslüman ahlak ölçülerini, davranış biçimlerini inanç ve kültüründen alıp da uygulamada zafiyetler yaşıyorsa bu kaynağının eksikliğinden değil kişisel zafiyetlerindendir, eksikliğindendir.
Bizde ahlakın bir adı da "adam olmaktır". Hani bir hikâye vardır; Babası oğluna, senden adam olmaz, dermiş. Oğlu okumuş, vali olmuş. Asker göndererek babasını makamına getirtmiş. Baba bak, adam olamazsın diyordun, vali oldum. Babası; Oğlum, ben vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim?
Evet, adam olmak. Ne çok bilmekle, ne de en yüksek makamlara ulaşmakla adam olunmuyor. Kendini bilmekle, bu âleme niçin geldiğini bilmekle, bu alemde başıboş bırakılmadığını anlamakla, her hangi bir işi niçin yaptığını, kimin rızasını kazanmak için yaptığını bilmek ve anlamakla adam olunuyor.
Hülasa insan, ben buyum diyorsa, dediği gibi olmalı, ya da kimliğini gizlemeli veya değiştirmeli. Bir ortamda başka, diğer ortamda başka fikir, kişilik ve karakter sergileyene insan denmez, bukalemun denir.
Bizler Müslüman olduğumuza göre hedefimiz iyi ahlak sahibi olmak, kötü hallerden (ahlaktan) uzak durmaktır. Yani ahlaklı olmaktır. Ahlak insana, insan olma vasfını kazandıran belki de en önemli unsurdur. Ahlak insan için bir şahsiyettir, iç dünyasının dışa yansımasıdır.
Her toplumun varlığını sürdürebilmesi için maddi kaynaklara ne kadar ihtiyacı varsa, manevi kaynaklara da en az o kadar ihtiyacı vardır.
Neden, sorusuna cevabı Prof. Dr. Haydar Baş'tan alalım; "Fert bazında da, toplum bazında da iyi ahlaka sahip olmamak bir yıkımın ifadesidir. Zira ahlaktaki zafiyet zamanla ibadette zafiyete, ibadetteki zafiyette imandaki zafiyete götürür ki, bu da insanın yaşayan ölü haline gelmesidir.
Toplumsal yönden de durum aynıdır. Ahlaken çökmeye doğru giden bir toplumda yaşayan dindar insanlar, iman ve ibadet yönünden düzenli bir hayat yaşamaya çalışmakla yetinip, toplumun gidişatına karışmazlar, insanlığın ıslahına gayret etmezlerse zamanla hem kendilerini, hem nesillerini, hem de o toplumun insanlarını katletmiş olurlar?" (Rahmet-el lil Alemin cilt-2- sh:11)
Ahlaksızlık kişinin bitişidir, neslin tükenişi ve toplumun çürümesdir. Böyle bir tabloyu kim arzu eder? Ancak düşmanlarımız. O halde bize düşen vazife fert ve toplum bazında ahlakın en iyisine ayna olabilmektir ki, bakan kendini görsün.
Ahlaktaki ölçü ne olmalı? Basit bir soru oldu ama olsun. Çünkü her Müslüman'ım, diyen insanın ölçüsü nettir ve tektir; Kuran ve Ehl-i Beyt. Tabi bu çizginin köşe taşları, bayraktarları da bu kapsamdadır.
Tabi bu noktada akla başka bir soru daha geliyor; Hepimiz Müslüman'ız ve kaynağımız da Kuran ve Ehl-i Beyt. Peki, bu ahlak çöküntüsü neden?
Bir Müslüman ahlak ölçülerini, davranış biçimlerini inanç ve kültüründen alıp da uygulamada zafiyetler yaşıyorsa bu kaynağının eksikliğinden değil kişisel zafiyetlerindendir, eksikliğindendir.
Bizde ahlakın bir adı da "adam olmaktır". Hani bir hikâye vardır; Babası oğluna, senden adam olmaz, dermiş. Oğlu okumuş, vali olmuş. Asker göndererek babasını makamına getirtmiş. Baba bak, adam olamazsın diyordun, vali oldum. Babası; Oğlum, ben vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim?
Evet, adam olmak. Ne çok bilmekle, ne de en yüksek makamlara ulaşmakla adam olunmuyor. Kendini bilmekle, bu âleme niçin geldiğini bilmekle, bu alemde başıboş bırakılmadığını anlamakla, her hangi bir işi niçin yaptığını, kimin rızasını kazanmak için yaptığını bilmek ve anlamakla adam olunuyor.
Hülasa insan, ben buyum diyorsa, dediği gibi olmalı, ya da kimliğini gizlemeli veya değiştirmeli. Bir ortamda başka, diğer ortamda başka fikir, kişilik ve karakter sergileyene insan denmez, bukalemun denir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025