'Afrin'de namlular Türkiye'ye dönük'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin sınırları boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunun tek bir hedefi olabilir; o da Türkiye'dir. Nitekim Afrin'de ele geçirdiğimiz yerlerdeki tüm tahkimatlar tüm tuzaklar tüm silahların namluları ne yazık ki ülkemize dönüktür" dedi
06.03.2018 00:00:00
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Zeytin Dalı Harekatı'nda gelinen nokta itibarıyla terör örgütünün sınırlarıyla olan irtibatının artık tamamen kesildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Örgütün ciddi yığınak yaptığı, direniş gösterdiği yerler arasında bulunan Raco ve Şeyh Hadid, büyük çarpışmalar sonucu teröristlerden temizlendi. Son günlerdeki önemli gelişmelerden biri de hem bölgenin kontrolü hem de örgütün hareket kabiliyetinin sınırlanması bakımından kritik öneme sahip, Meydanlı Barajı çevresinin ele geçirilmesidir. Yine önemli direnç noktalarından olan Cinderesi'ne yönelik baskı, ciddi şekilde arttı. Hem havadan hem karadan Cinderesi'ndeki teröristler sürekli sıkıştırılıyor. Çok yakında burası da temizlenecek ve böylece Afrin şehir merkezinin kuşatması önünde bulunan en büyük engellerden biri daha aşılmış olacaktır. Bundan sonra sıra Afrin şehir merkezinin kuşatılarak orada yuvalanmış teröristlerin başlarının ezilmesine geliyor. Harekatın bundan sonraki kısmının çok daha hızlı şekilde yürüyeceğine inanıyorum. Ana muhalefetin başındakiler veya temsilcileri, ÖSO'ya bir terör örgütü yakıştırmasını yapacak kadar densiz olsalar da bizim için onlar bizim o mücadeledeki en önemli kardeşlerimizdir, beraber bu mücadeleyi verdiğimiz kardeşlerimizdir."
'Böyle dostluk mu olur?'
Türkiye'nin Afrin'de, El-Bab'da ne yaptığını, Menbiç'te, Aynel Arap'tan Kamışlı'ya kadar Suriye sınırları boyunca her yerde ne yapmak istediğini milletin de dostlarının da gayet iyi bildiğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti: "Aslında ülkemizin amacının, terör örgütleri ve onların arkalarındaki güçler de farkındalar. Bizim bölgeyi asli sahibi olan Suriyeli kardeşlerimizin yaşayabileceği güvenli, huzurlu, alt yapıdan konuta kadar her bakımdan insani şartlara sahip bir yer haline getirmek istediğimizi herkes biliyor. Bunları onlarla konuştuk. Batılılarla da konuştuk. Amerika, Rusya, onlarla da konuştuk. Tabii terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin derdi Suriye halkının esenliği ve geleceği olmadığı için bu çaba onların işine gelmiyor. Onların tankları, füzeleri, topları, uzaylara giden şusu busu, her şeyi olabilir. Teknoloji olarak her şeyi olabilir, olsun... Bizim Allah'ımız var. Olaya böyle bakacağız ve böyle yürüyeceğiz. Ülkemizin sınırları boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunun, rejimle de büyük ölçüde anlaşma sağlandığına göre, tek bir hedefi olabilir; o da Türkiye'dir. Nitekim Afrin'de ele geçirdiğimiz yerlerdeki tüm tahkimatlar tüm tuzaklar tüm silahların namluları ne yazık ki ülkemize dönüktür. Hani dosttunuz; böyle mi dosttuk. Hani biz müttefiktik, hani NATO'da beraberdik? Bunların hepsi aynen deve kuşu gibi. Rakka tarafındaki petrol sahası kavgasını saymazsanız Fırat'ın doğusunda da aynı durum geçerlidir. Şimdi gelin, hep birlikte oturup, düşünelim. Avrupa Birliği ile olan köklü ilişkileri sebebiyle batı blokunda yer alan NATO üyesi olan ülkemize yönelik böyle bir hazırlığın yapılmasını biz nasıl DEAŞ ile Suriye'nin istikrarı ile güvenlik kaygıları ile izah edebiliriz. Buradaki hedef çok açıktır ki Türkiye'dir. Türkiye'nin toprak bütünlüğüdür. Türkiye'nin birliği, beraberliği, bekası ve kalkınmasındaki azmidir, gücüdür. İstedikleri kadar yalan söylesinler. İstedikleri oyalama taktiğini kullansınlar, istedikleri diplomasi oyunlarını oynasınlar. Biz bu gerçeği görüyoruz ve her fırsatta da yüzlerine vuruyoruz, vurmaya devam edeceğiz."
Zeytin Dalı Harekatı'nda gelinen nokta itibarıyla terör örgütünün sınırlarıyla olan irtibatının artık tamamen kesildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Örgütün ciddi yığınak yaptığı, direniş gösterdiği yerler arasında bulunan Raco ve Şeyh Hadid, büyük çarpışmalar sonucu teröristlerden temizlendi. Son günlerdeki önemli gelişmelerden biri de hem bölgenin kontrolü hem de örgütün hareket kabiliyetinin sınırlanması bakımından kritik öneme sahip, Meydanlı Barajı çevresinin ele geçirilmesidir. Yine önemli direnç noktalarından olan Cinderesi'ne yönelik baskı, ciddi şekilde arttı. Hem havadan hem karadan Cinderesi'ndeki teröristler sürekli sıkıştırılıyor. Çok yakında burası da temizlenecek ve böylece Afrin şehir merkezinin kuşatması önünde bulunan en büyük engellerden biri daha aşılmış olacaktır. Bundan sonra sıra Afrin şehir merkezinin kuşatılarak orada yuvalanmış teröristlerin başlarının ezilmesine geliyor. Harekatın bundan sonraki kısmının çok daha hızlı şekilde yürüyeceğine inanıyorum. Ana muhalefetin başındakiler veya temsilcileri, ÖSO'ya bir terör örgütü yakıştırmasını yapacak kadar densiz olsalar da bizim için onlar bizim o mücadeledeki en önemli kardeşlerimizdir, beraber bu mücadeleyi verdiğimiz kardeşlerimizdir."
'Böyle dostluk mu olur?'
Türkiye'nin Afrin'de, El-Bab'da ne yaptığını, Menbiç'te, Aynel Arap'tan Kamışlı'ya kadar Suriye sınırları boyunca her yerde ne yapmak istediğini milletin de dostlarının da gayet iyi bildiğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti: "Aslında ülkemizin amacının, terör örgütleri ve onların arkalarındaki güçler de farkındalar. Bizim bölgeyi asli sahibi olan Suriyeli kardeşlerimizin yaşayabileceği güvenli, huzurlu, alt yapıdan konuta kadar her bakımdan insani şartlara sahip bir yer haline getirmek istediğimizi herkes biliyor. Bunları onlarla konuştuk. Batılılarla da konuştuk. Amerika, Rusya, onlarla da konuştuk. Tabii terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin derdi Suriye halkının esenliği ve geleceği olmadığı için bu çaba onların işine gelmiyor. Onların tankları, füzeleri, topları, uzaylara giden şusu busu, her şeyi olabilir. Teknoloji olarak her şeyi olabilir, olsun... Bizim Allah'ımız var. Olaya böyle bakacağız ve böyle yürüyeceğiz. Ülkemizin sınırları boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunun, rejimle de büyük ölçüde anlaşma sağlandığına göre, tek bir hedefi olabilir; o da Türkiye'dir. Nitekim Afrin'de ele geçirdiğimiz yerlerdeki tüm tahkimatlar tüm tuzaklar tüm silahların namluları ne yazık ki ülkemize dönüktür. Hani dosttunuz; böyle mi dosttuk. Hani biz müttefiktik, hani NATO'da beraberdik? Bunların hepsi aynen deve kuşu gibi. Rakka tarafındaki petrol sahası kavgasını saymazsanız Fırat'ın doğusunda da aynı durum geçerlidir. Şimdi gelin, hep birlikte oturup, düşünelim. Avrupa Birliği ile olan köklü ilişkileri sebebiyle batı blokunda yer alan NATO üyesi olan ülkemize yönelik böyle bir hazırlığın yapılmasını biz nasıl DEAŞ ile Suriye'nin istikrarı ile güvenlik kaygıları ile izah edebiliriz. Buradaki hedef çok açıktır ki Türkiye'dir. Türkiye'nin toprak bütünlüğüdür. Türkiye'nin birliği, beraberliği, bekası ve kalkınmasındaki azmidir, gücüdür. İstedikleri kadar yalan söylesinler. İstedikleri oyalama taktiğini kullansınlar, istedikleri diplomasi oyunlarını oynasınlar. Biz bu gerçeği görüyoruz ve her fırsatta da yüzlerine vuruyoruz, vurmaya devam edeceğiz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.