"Yorulduk!
Dilimizde tüy bitti!
İnsaf edin gayri!
Bu giden vatan hepimizin, yalnız derdini çeken, uğruna düşünen, feryad ü figan eden bizlerin değil!
Artık uyanın!
Vatan elden gitmesin!" dedikçe milletin tepkisi hareketsizlikten, düşünmesi uyku hâlinden başkaca olmuyor.
Derdi, yine vatanı gerçekten seven bir avuç insan kümesine; bize kalıyor.
Vatan gidiyor, sahibi razı!
Ne desek boş, ne konuşsak nafile. Biz de tabii olarak sitemkâr oluyoruz, tabii olarak üzülüyoruz bu hâle.
Belki de bugün ancak, milletime hitaben, sitemkâr bir ruh hâli içerisinde kaleme aldığım şu dizeleri demenin günüdür:
Hey milletim!
Ey milletim!
Sen hem mağdurusun bu davanın,
Maktulü de sen bu yanan diyarın.
Hakikate itirazla geçer her bir anın,
Bâtılın fidesini biçecek sensin yarın!
Hey milletim!
Ey milletim!
Bir dal kesersin üstündedir evladın,
Bil ki hayra olmaz yarın senin yadın!
Ettiğin ya kendine ya doğuracağına,
Hala daha da gülersin ağlayacağına!
Hey milletim!
Uyan milletim!
Yetti, ne bu gafletin?! Kendine gel!
Korkum: Yarın basacak diyarı sel!
Nuh'un yanından gayrisi boğuldu,
Hepsi bir selin içinde yok oldu!
İşte bak, dinle, geçmişten ibret al!
Bulamazsın yarın bir tutunacak dal!
Ah milletim!
Vah milletim!
Şehitlerin geliyor hep binlercesi evlere.
Garibedir olan, bir şey olmaz devlere.
Güneş kifayetsiz, gönlünde bir kara perde.
Bu gafil sürüsü kim?! Asakirullah nerde?
Gafilsen nefsine,
Körsen kendine ettin!
Gafil! Sen nefsine,
Kör! Sen kendine ettin!
Hey milletim!
Vah milletim!
Bir zifir misali göründüğün çukurdan,
Göğe bakıp pişmanca gerektir ağlaman!
Çukuru kazan eller ki senin ellerindir!
Hakikate kör kesilenler senin gözlerindir!
Milletim...
Milletim...
Gün sönüyor güneşi kendine küstürdün!
Bir vakit kızıl kızıl yanan kandildin, söndün!
Dün ben seni övüyordum, dizdiğim medhiyeler,
Arşa değerdi bir ucu, yazsalar göğe değin gider!
Ah be milletim!
Vah be milletim!
Yanan bu memleket bir senin bir de benim!
Onu kül ettin sen... Nasıl hala seni seveyim?
Yetti herhal, kalmadı bir daha konuşmaya hacet,
Ben diyeceğimi dedim gayri sen ne edersen et!
Bu bir sitemdir benden sana evladın olarak,
Ben ki ağlıyorum ahvaline her an yanarak!
Dilimizde tüy bitti!
İnsaf edin gayri!
Bu giden vatan hepimizin, yalnız derdini çeken, uğruna düşünen, feryad ü figan eden bizlerin değil!
Artık uyanın!
Vatan elden gitmesin!" dedikçe milletin tepkisi hareketsizlikten, düşünmesi uyku hâlinden başkaca olmuyor.
Derdi, yine vatanı gerçekten seven bir avuç insan kümesine; bize kalıyor.
Vatan gidiyor, sahibi razı!
Ne desek boş, ne konuşsak nafile. Biz de tabii olarak sitemkâr oluyoruz, tabii olarak üzülüyoruz bu hâle.
Belki de bugün ancak, milletime hitaben, sitemkâr bir ruh hâli içerisinde kaleme aldığım şu dizeleri demenin günüdür:
Hey milletim!
Ey milletim!
Sen hem mağdurusun bu davanın,
Maktulü de sen bu yanan diyarın.
Hakikate itirazla geçer her bir anın,
Bâtılın fidesini biçecek sensin yarın!
Hey milletim!
Ey milletim!
Bir dal kesersin üstündedir evladın,
Bil ki hayra olmaz yarın senin yadın!
Ettiğin ya kendine ya doğuracağına,
Hala daha da gülersin ağlayacağına!
Hey milletim!
Uyan milletim!
Yetti, ne bu gafletin?! Kendine gel!
Korkum: Yarın basacak diyarı sel!
Nuh'un yanından gayrisi boğuldu,
Hepsi bir selin içinde yok oldu!
İşte bak, dinle, geçmişten ibret al!
Bulamazsın yarın bir tutunacak dal!
Ah milletim!
Vah milletim!
Şehitlerin geliyor hep binlercesi evlere.
Garibedir olan, bir şey olmaz devlere.
Güneş kifayetsiz, gönlünde bir kara perde.
Bu gafil sürüsü kim?! Asakirullah nerde?
Gafilsen nefsine,
Körsen kendine ettin!
Gafil! Sen nefsine,
Kör! Sen kendine ettin!
Hey milletim!
Vah milletim!
Bir zifir misali göründüğün çukurdan,
Göğe bakıp pişmanca gerektir ağlaman!
Çukuru kazan eller ki senin ellerindir!
Hakikate kör kesilenler senin gözlerindir!
Milletim...
Milletim...
Gün sönüyor güneşi kendine küstürdün!
Bir vakit kızıl kızıl yanan kandildin, söndün!
Dün ben seni övüyordum, dizdiğim medhiyeler,
Arşa değerdi bir ucu, yazsalar göğe değin gider!
Ah be milletim!
Vah be milletim!
Yanan bu memleket bir senin bir de benim!
Onu kül ettin sen... Nasıl hala seni seveyim?
Yetti herhal, kalmadı bir daha konuşmaya hacet,
Ben diyeceğimi dedim gayri sen ne edersen et!
Bu bir sitemdir benden sana evladın olarak,
Ben ki ağlıyorum ahvaline her an yanarak!
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018