Sosyal, hukuki ve dini olarak dokunulmaz olan, belli ölçüler içerisinde özel veya gizli kalması gereken özel hayat ve konut dokunulmazlığına Erdoğan, ben dokunurum, dedi. Erdoğan'ın bu çıkışı, tek adam siyasetinden bıkan, her ne derse, olur, efendim, demekten sıkılan artı bu gitsin de birazda ben tek adam olayım hevesindeki vekilleri harekete geçirdi. Bu hareketin başını Bülent Arınç çekiyor. Evet, Arınç ve Erdoğan, Erbakan liderliğindeki Milli Görüşten, yılların dava arkadaşıydılar. Milli Görüş ve Erbakan bu ikili için olmazsa olmazdı.Arınç, 1995'te kalabalıkların önünde; Bu davayı (Milli Görüşü) Erbakan bile terk edip gitse, biz davamızdan vazgeçmeyiz" diyordu. Erdoğan ise oğluna, hocasının ismini veriyordu.Gün geldi, bu ikili yeni bir dava ve hoca buldular. Bu dava ve hoca önlerini açtı, iktidar oldular. Üç dönem mecliste BOP için, ABD ve AB'nin arzu ve istekleri için, Pensilvanyadan aldıkları nurla (!), dinler arası diyalog için beraber çalıştılar.Şimdi ne oldu da, böyle sadık ikili arasında, kale bile alınmayacak bir mevzu üzerinden restleşme gerçekleşti, diye sorabilirsiniz? Dünyanın gözü önünde yardımcısını fırçalayan, ben ne dersem o dur, diyen Erdoğan bu soruya, bizim iç meselemizdir, kendi içimizde çözeriz, diyor. Ama 73 yaşında, üç dönemdir vekil, meclis başkanlığı yapmış Arınç böyle düşünmüyor. Hem yaşını, hem de kariyerini göstererek böyle bir hakareti kabul edemeyeceğini, vurguluyor. Bu ikili daha önce pek çok kez fikir ayrılığına düştü, karşı karşıya geldi. Ama her defasında Arınç, canlı yayınlarda bin bir özür beyan etti, af diledi. Şimdi ne oldu da Arınç diretiyor? Gerçekten bu ikilinin arasını öğrenci evleri mi açtı? Bu soruya direk "evet" demek pek akıllıca olmaz sanırım. Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi, ardından genel seçimler ve 3 dönem şartı, AKP'de 3 dönemi dolduran birçok ismi kara kara düşündürdüğü gibi Arınç'ı da düşündürüyor. Artı Arınç, AKP içindeki ilk üç isimden biridir. Gül köşke gitti. Kaldı iki isim. Ama Erdoğan'ın bir yere gideceği yok. Haliyle Arınç hiç öne geçemeyecek?Diğer taraftan ise son bir yıldır artık gizlenmeyen cemaat, Erdoğan kavgası var. Bu kavga medya, siyaset ve devlet kurumları üzerinden sürdürülüyor. MİT, Emniyet, Milli Eğitim gibi devlet kurumlarında yaşanan rotasyonlar, tayinler, merkeze çekilmeler, sürgünler vs. hep bu gizli restleşmenin yansımalarıdır. Anlaşılan alan dar geldi ki, kavga sosyal hayata da yansıtılmak isteniyor. Bundan olsa gerek ki, öğrenci evleri ve dershaneler piyasaya sürüldü. Vatandaş bu çıkışları vatan, millet, din, iman için yapıldığını zannederek alkışladı. Vatandaş yine yanıltılmıştı. Bu bir hesaptı, hesaplaşmaydı. Erdoğan'ın bu çıkışını (ADN valisini saymazsak) kimse desteklemedi. Dinen böyle bir müdahale olmayacağını diyanet açıkladı. Hukuken karışamayacaklarını, hukukçular açıkladı. Siyaseten kendi arkadaşları "olmaz böyle bir şey, dedi. Hepsi bir tarafa vatandaş olarak şunu sormalıyız; 11 yıllık bir iktidarın aklına din, iman, namus, ahlak yeni mi geld? Kamuoyunun "kız-erkek birlikte kalıyorlar" diye, karşıt veya taraf olduğu gündemin altında cemaat evleri var. Erdoğan özellikle üniversite öğrencilerinin kaldığı bu evleri kontrol altına almak istiyor. Hatta ifade etti; Gerekirse kanun bile çıkarırız, diye. Artı Gülen, Erdoğan'ın niyetini bildiğini ve öğrenci evlerine operasyonların başlayacağını iki ay öncesinden söylediğini, vurguluyor. Zaten Gülen ve Gülen'in medya organları, yazar, çizerleri de, her fırsatta Erdoğan'a, bizimle uğraşma bazında nasihat varı, özenle seçilen dini kavramlarla tehdit üzerine tehdit gönderiyorlar?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024