Genelkurmay Başkanlığı'nın hükümete yönelik "son tenbih"i ve CHP'nin aşık atışmaları, AKP beslemesi yandaş medya ve kartel medyanın ortaklaşa manevralarıyla "AKP'nin 'fedakar ve mağdur' rollere büründürülerek yeniden cilalanması operasyonu"na dönüştü.AKP'nin cilası dökülmüştü?AKP, halk nezdinde son derece kan kaybetmiş vaziyetteydi. AKP'lilerin, halkın arasına çıkacak yüzü kalmamıştı.Köylü, çiftçi, işçi, emekli, esnaf, sanayici, işadamı kan ağlıyor, büyük umut başladıkları AKP'den yaka silkiyordu. Bunlara bir daha oy vermek mi; tövbe, haşa? AKP'ye oy veren ellerimiz kırılsın, ifadesi dillere pelesenk olmuştu artık.BTP oyunu bozmuştu?Şu hakkı teslim etmek lazım; BTP, oyunu bozmuştu? Türk ekonomisinin "milli kitab"ı yazmıştı BTP Genel Başkanı.70 milyon Türk milletinin tamamını kucaklayan projeler geliştirmiş, her Türk vatandaşına "500 YTL'lik vatandaşlık maaşı" vermeyi planlamıştı. Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, BTP iktidarının ilk haftasında "tüm hanımlara işçi statüsü kazandırılarak 500 YTL maaş" verileceğini müjdelemişti. İşçiler, çiftçiler, köylüler, hanımlar beyler BTP bayramı yapıyordu kırsalda? Kırsaldan şehre Bağımsız Türkiye rüzgarları esmeye başlamıştı. Millet, bu sefer BTP demeye koyulmuştu.AB, ABD, IMF ve Vatikan, üzerinde hesap yaptığı Türkiye'de kendilerine "taşeron", stratejik ortak veya eş-başkan bulmakta zorlanıyorlardı. Çünkü Türk halkı uyanmıştı? Hiçbir çözümü olmayan ve halkın daha önce sandığa gömdüğü denemiş partileri tekrar şişirmeye çalıştılar; patlak balon gibi fısladı. Milletimiz yutmadı? "Temcid pilavı" tecrübesi, Türk milletinin kulağına küpe olmuştur çünkü.Yeni bir "mağduriyet oyunu" sahneleniyor?AKP'yi "mağdur ve fadakâr" rolünde tekrar cilalayıp tekrar milletin önüne sürmek, en kestirme ve en ucuz yol olarak göründü AB, ABD, IMF ve Vatikan'a?CHP ve Baykal, uzun zamandan beri bu operasyonun adeta bir parçası pozisyonunda Erdoğan ile Karagöz-Hacivat rolünü paylaştılar.Dahili ve harici toplum mühendisleri, maalesef son dönemde yine devredeydi... Oyun her zamanki gibi, yine devlete, yine millete, yine askere oynanıyordu.AKP'nin yanlışı yok mu? Çoook? Öyle ki yanlış olmayan bir tek icraatı yok, desek abartmış olmayız.Sicilleri ortada? Vatan satıldı. Türk milletinin kimliği dağıtıldı. Türkiyelilik adı altında etnik bölünme tezgahları açıldı. Beş-on sene önce verdiğimiz Kırmızı pasaportla gezinen Barzani, karton Kürdistan kurmakla kalmadı, Türkiye'ye kafa tutmayı sürdürdü. Türk askerinin başına çuval geçirildi; çuval geçirme hadisesi esnasında çilek festivaline kapak atan AKP kurmayları çuvalcılarla stratejik ortaklığını sürdürdü. Topraklarımız elden gitti. Tarımımız bitti. Para suyunu çekti. Yeraltı ve yerüstü kaynaklar, madenler, millet ve devletin en kârlı işletmeleri kelepir fiyatına ecnebilere gitti. Borç arttı. Cari açık ve dış ticaret açığı rekor kırdı. Asayiş yok oldu. Ahlak iflas etti. Devlet ve millet malını ceplere indiren hortumların yerini borular aldı? Yani, AKP'yi ikaz edecek o kadar çok icraatı var ki?Vekilleri dahil artık herkes AKP'den kaçıyor? Vaziyet bu. Tam bu bağlamda yeni oyun devreye konuyor.AKP balonuna gaz...Bütün bu "tenbih ve tekdir lazım gelen" vahim hususlar dururken, Kutlu Doğum haftası münasebetiyle "ilahi veya Kur'an okuyan birkaç çocuğun vaziyeti"ni evirip çevirerek "Laiklik elden gitti, gidiyor; asker de AKP'ye muhtıra verdi" haberleriyle sansasyon oluşturmak, olsa olsa AKP'yi, taşeronu ve eşbaşkanı olduğu güç odakları namına cilalamak, millet ile askerini karşı karşıya getirerek AKP'yi mağduriyet havasıyla şişirmeye çalışmak olur. Nitekim öyle de oldu? Türk milletinin geleneğinde tenbih var: "Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" der milletimiz.Yaptığı vahim icraatlar sebebiyle AKP'yi herkes uyarmalı, ikaz etmeli, nasihat etmeli. Hatta tekdir etmeli? Bu demokratik bir hak olduğu gibi, zamanda bir vatan ve devlet borcudur da? Hatta bu bağlamda Anayasal görevi devletin bölünmez bütünlüğünü ve milletimizin birliğini korumak ve demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebed kollamak olan Türk ordusu ve Genelkurmay da tenbihini yapmalıdır.Ancak bu tenbih, bunca vahim icraatların sahibi olanların ve ikaz edilenlerin yanlışlarını engellemek yerine; onlara cüretkarlık kazandırıyor, onları horozlandırıyor, milletimiz ile devletinin ve askerinin arasını açıyor ve dahası bu icraat sahiplerinin milletimiz nezdinde yok olan kredilerini ziyadesiyle onlara kazandırıyor ise, burada çok ciddi bir usul, yöntem ve teşhis yanılgısı var demektir.CHP, bilerek veya bilmeyerek maalesef sürekli böylesi yanlış yöntemle iş görüyor.Askerin yıpranmaması tenbihinin sonucuna bağlıMuhalefet partileri veya sivil inisiyatifler, bu yanılgıyla yürüyebilirler; ancak Genelkurmay'ımızın böyle bir yanılgıyla ve yanlış anlamalara imkan verecek yöntemlerle yürüme lüksü yoktur. Çünkü Türk askeri ve Genelkurmayımız, yüce milletimizin dayandığı ve evlatlarının gerekirse can vermek üzere teslim ettiği son kaledir, devletin sahibidir, milletin sahibidir. Genelkurmayımız, sözü asla yerde kalmaması gereken bir devlet mercidir. Yanlış anlaşılan veya harakiri diye algılanan yöntemlerle halkımız nezdinde kendini yıpratma lüksü yoktur; devlet adına, millet adına, bağımsızlığımız ve geleceğimiz adına bu böyledir. Zaten AKP'nin stratejik ortaklığı ile sürdürülen BOP kapsamında "Amerika'nın çuval geçirme" operasyonu ile toplumumuz nezdinde Türk askerine "dış politik eksen"de epeyce irtifa kaybettirilmiştir. Bu sürecin yaraları henüz iyileşmemiş iken, "askerin halkımız tarafından yanlış alınabilecek ve sonuçsuz bırakılacak türden tenbihlerine karşı yapılan politik restler", iç politik eksende bir nevi "etek giydirme" operasyonuna dönüştürülmüş olur. AB ve sair küresel güçler onların içerideki toplumsal ve siyasal taşeronları bu vaziyeti çok ama çok iyi kullanırlar. Bu sebeple Türk askeri, tenbihlerinin sonucunu devlet ve millet namına almalı, ya da sonucunu almayacağı tenbihlerden ve yanlış algılanmalarda uzak durmalıdır.AKP'nin ekmeğine yağ?Abdullah Gül, Çankaya'ya çıksa da, çıkmasa da son tenbih ve meydan manevralarındaki yöntem yanlışları veya yanlış anlaşılmalar üzerinden geliştirilen "fedakar ve mağdur oyunu", AKP'nin ekmeğine yağ sürmüştür. Sosyo-psikolojik ortamın küresel güçler tarafından her gün karıldığı ülkemizde, onların eş başkanlığını veya stratejik ortaklığını yürüten AKP, böyle bir vaziyetten kendine siyasi pirim devşirerek ve dökülmüş cilalarını yenileyerek seçime gitmek istemektedir. Seçim tarihi de Haziran olarak belirlenmek üzeredir. Bu sebeple AKP, Genelkurmay'a ve CHP'ye "özel hizmet nişanı" borçludur.Küresel güçlerin ve onların Ankara'daki uzantılarının bu oyununu bozmak için gerçekten Bağımsız Türkiye sevdalısı olmak gerekiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019