Bizim medeniyetimiz, namusu, iffeti, helali, nikahı çok önemser. Böylece aileyi korur ve milleti sağlam aile üzerine inşa eder. Zinayı şiddetle reddeder, kerih görür. Hukukunu da tarih boyu bunun üzerine bina etmiştir.Ne yazık ki batılılaşma sevdası ve AB süreci ile girilen kulvarda, yürütülen müzakereler, AB müktesebatı gereği önümüze açılan fasıllar, medeniyetimizi değiştirmeye yöneliktir. Bunun böyle olduğunu 25 yıldır Prof. Dr. Haydar BAŞ söylüyor: "AB'ye girmek, 5000 yıllık Türk tarihinin, 1000 yıllık Türk İslam medeniyetinin Avrupa mezarlığına defnedilmesidir."AKP hükümeti, AB yolunda istekli, kararlı ve tempolu adımlarla yürüyor. AB isteklerini iç hukukta yerine getiriyor. Bunun en bariz örneklerinden biri de zinanın yasal olarak serbest hale getirilmesidir. Daha önceki hükümetler döneminde, zina kanunen suçtu. Bir otelde hiç kimse aile cüzdanı olmadan kalamıyordu. Bu yöndeki şikâyetler görevlilerce dikkate alınıyordu. En dindar (!) AKP Hükümeti tarafından hazırlanan ve 26 Eylül 2004'te mecliste kabul edilen, 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 227. maddesine göre zina artık suç sayılmıyor. Yürürlükten kaldırılan 765 sayılı TCK'nın cürümler başlıklı 8. babının zina başlıklı beşinci faslında 440'tan 444. maddeye kadar yer alan maddelerde zina suç olarak tanımlanıyordu. Artık yeni TCK 227 madde ile sadece fuhşa ait düzenlemeler var. Ancak zina yapana herhangi bir ceza söz konusu değil? Avrupa'da yaşam tarzı ve medeniyet anlayışı zinayı, aile dışı ilişkileri, homoseksüelliği ve pek çok sapıklığı normal görüyor. Kendilerini "zina medeniyeti" olarak tanımlayanlar da var. Hollanda'da, Almanya'da Türklerin ve Müslümanların uyumunu ölçen anketlerde ve Alman vatandaşlığına müracaat edenlere sorulan sorularda, homoseksüelliğe ve zinaya yaklaşımı da sorgulayan sorular var. Bunları uygun görmeyenler uyum yapmamış ve vatandaşlığı da hak etmemiş olarak telakki ediliyor. Yani AB'nin istediği uyum veya entegrasyon, tümüyle batı değerlerinin (medeniyetinin) kabullenilmesidir. İnancının, örfünün, ahlaki yapısının vb. hayata geçirilmesidir. Otto Şili adlı Alman Bakan: "En iyi entegrasyon, asimilasyondur." derken bunu kastediyordu. Tabi ki Hristiyanlaştırma da işin içinde?Ne gariptir ki, İslam diyerek iktidara gelenler, Avrupa başkentlerinden, oradaki Türklere seslenerek, "Alman vatandaşı olun, entegre olun, uyum sağlayın" diyerek Müslüman bir milletin evlatlarını, asimilasyonun kucağına atmaktadırlar. Tevhit medeniyetinden teslis medeniyetine; iffet ve namus medeniyetinden zina medeniyetine yönlendirmektedirler.Ülkemizde artık, zina aldı başını gidiyor. Aile yapımız derinden sarıldı. Boşanmalar, aldatmalar, çözülmeler başladı. Nesep bozulmaya yüz tuttu. Gayri meşru çocuk sayısı artıyor.Bunları dillendirince, AKP sevdalısı hacı efendinin mırıldandığı şeyi duyuyor gibisiniz: "Bu kanundan önce zina zaten yapılıyordu. Yasak olmasa ne olur?". Bu hastalıklı anlayışa her konuda rastlamak mümkün? Hatta AKP + Cemaat savunucusu bir savcı (şimdi hangi tarafa geçti bilmiyoruz.) "Zina yaygın zaten, suç olarak anılmasa ne olur ki" demeye getirmişti. Kendisine "hırsızlık çok yaygın, kanunen suç olmaktan çıkarın o halde" demiştik? Şimdi anlıyorum ki, yaygınlaşan zina kadar, ayakkabı kutularına kadar uzanan çalmanın da, mantığı ve planı bu çok dindar(!) kesimlerde oluşmuş bile?Şehirlerimizin belli mıntıkalarında fuhuş öylesi sistemli yürütülüyor ki bunun için devlet görevlisi, emniyetçi, istihbaratçı, yargı mensubu olmaya gerek? Sıradan bir vatandaşa bile sorsanız size adres gösterir: Şu bölge diye?Üniversite ekseninde "telekızlar" olayı, çok acı bir vakadır. Üzerinde önemle durulmalı?Daha vahimi ise, lise seviyesinde, okullarımızdaki gelişmelerdir. Ahlaki değerler yok olmaya yüz tutmuştur. Devlet hastanesinde poliklinik yapan bir aile hekimine, okul önlüğü ile gelip, bir hafta ara ile "gebelik testi" talep eden farklı kız öğrencilerin olduğu bir toplumdayız artık? "Dicle'nin kenarında bir kurt kuzuyu kapsa, adl-i ilahi onu Ömer'den sorar." deyişini Başbakan'a ve arkadaşlarına hatırlatırız. Nihayet bu milletin seçilmiş Ömer'i de o?Zina medeniyetine kapı aralarken, oluşacak yeni neslin vebalini yüklenenlerin ve onlara destek vererek bu vebali sırtlananların vay haline?
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019