2002 seçimlerinden önce AKP, halkın karşısına iddialı söylemlerle çıkmıştı. İç politikada bu iddialarını 3Y olarak adlandırmıştılar.
Yani AKP iktidar olursa yoksulluğu bitirecektiler, yolsuzluğu bitirecektiler, yasakları kaldıracaktılar.
17 yıl oldu. Tablo 2002'den vahim. Hemen yüksek binaları, yolları, köprüleri aklınıza getirip tediyecilik yapmayın. Halinize, sofranıza, gelen faturalarınıza, bankalara olan borçlarınıza bakın.
Milletimizin %20'sinden fazlası yani 16 milyondan fazla kişi açlık sınırının altında bir gelirle yaşıyor.
Yine milletimizin %60'dan fazlası, yaklaşık 48 milyon kişi yoksulluk sınırının altında yaşamakta.
Resmi işsiz sayısı 4 milyonu aştı. Enflasyon zirvede. Dolar karşısında TL çaresiz.
Nedir açlık ve yoksulluk sınırı? Mart ayı rakamlarına göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2.014 TL, yoksulluk sınırı ise 6.561 TL.
Yani milletin ezici çoğunluğu aç ve yoksul iken 2005'lerden önce adını, şanını duymadığımız kişiler dolar milyoneri, dolar milyarderi olarak Türkiye sıralamasına girmiş, bazıları dünya sıralamasında yukarıları zorluyor.
Yani AKP'nin birinci 'Y' iddiası çöktü.
AKP'nin ikinci 'Y' iddiası ise yolsuzluktu.
Ayet, hadislerle devlet malının kutsallığını, işin ehline verilmesi gerektiğini, torpil, adam kayırma vs. gibi sapkınlıklara düşülmeyeceğini meydanlarda çok işittik, arşivler bu söylemlerle dolu.
İşte bu noktadan, 'hırsızsa bizim hırsızımız, iktidarı kaybedersek bizi yargı önüne koyarlar' noktasına geldik.
Kamu kurumlarında bakan ve vekillerin, eşlerinin, dayılarının, amcalarının, yeğenlerinin, kuzenlerinin kısaca yedi cedlerinin toplanma alanı oldu adeta.
Devletin, belediyelerin aile şirketine dönüştürüldüğünü bizzat yandaş kalemler yazıyor.
Bırak bunları yalanlamayı bir vekil bu torpil ve adam kayırmayı, 'akrabayı kollayın' ayetiyle meşrulaştırmaya çalışıyor.
Malum fetvacılar, 'rüşvetin, yolsuzluğun hırsızlık sayılamayacağını' açıklıyor. Yani yolsuzluk ve rüşvet var, diyorlar!
Haliyle ikinci 'Y' de çöktü.
AKP'nin üçüncüsü 'Y' iddiası ise yasaklardı. Yasakları kaldıracaklardı.
Kalkan tek yasak söyler misiniz? Örneğin lanetledikleri Kenan Evren'in koyduğu %10 seçim barajını en çok sahiplenen hükümet kimdir, sorusunun cevabı AKP'dir. Tartışılmasına bile izin vermiyor.
Yargının, baskı altında olmadığını iddia eden var mı?
Ya medya! Akrediteler dünden daha fazla. Savcılar, kolluk kuvvetleri her an kapını çalacak gibi bir ortam var.
Yandaş yazarlar bile 'eskiden bile bu kadar baskı altında hissetmezdik kendimizi' diyor.
24 Haziran'da Türkiye Cumhuriyeti rejiminin % 50 artı tek oy ile değişeceğini ifade eden anlayış şimdi 14, 15 bin oy farkını kabul etmiyor.
Üçüncü 'Y' iddiası da çöktü.
Tabi AKP'nin gerek kuruluş felsefesi ve gerekse meydanlardaki sözleri bu kadarla sınırlı değildi.
En önemli başlıklardan birisi de 'israf' idi. Devletteki israfa, lükse, şatafata son vereceklerdi.
Bu konuda yorum veya örneğe gerek var mı?
Ben yine de bir örnek vereyim; 50, 60 bin nüfuslu iktidar partili bir belediye başkanı 150 bin TL değerindeki makam aracını beğenmeyerek, 'benim, onlardan neyim eksik' açıklamasıyla 650 bin TL değerinde makam aracı almasını hep beraber izledik.
Varın yukarısını siz yorumlayın.
Ve ekonomi! Geçmiş hükümeti IMF kapılarında dilencilik yapmakla itham ediyor, Türkiye'yi bu noktadan IMF'ye borç verme noktasına taşıdıklarını iddia ediyordu AKP.
IMF'ye 27 milyar borcu ödeyen hükümet, Türkiye'yi 450 milyar dolar borca batırdı. Ne büyük başarı değil mi?
Ülkenin tek kâr eden kurumu bankalar. Bankalarında % 67'si de yabancı sermayeye ait.
Tarım ülkesi olan Türkiye şimdi gıda yetmezliğiyle karşı karşıya. 125 ülkeden 136 çeşit gıda ithalatı yapıyor.
Tablo siyah-beyaz film gibi biraz ama vatandaşın hoşuna gidiyor!…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025