AKP'nin türban siyaseti

"AKP başörtüsü meselesini çözebilir mi?" Bu soruya kimse 'evet' cevabı veremiyor. Ancak AKP de 'çözemem' demiyor. Meselenin özü bu. AKP gerçeği itiraf etse, mesele kapanmış olacak ve vatandaş da gerçeği görecek. Bugün'den Emin Pazarcı, gelişmeleri özetliyor Yıllardır hep aynı sıkıntı. Sürekli olarak dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz.Türban, hep tartıştığımız, ama bir türlü çözüm bulamadığımız bir sorun. Bazıları, türbanı Türkiye'nin en önemli meselesi olarak görüyorlar... Diğer grup ise tersi görüşte. Onlara göre türban takanlar, "mutlaka cezalandırılması gereken" insanlar. Türkiye, kısır bir döngünün içine girmiş durumda. Tartışıyor, çözemiyor, üstüne bir de geriliyoruz! Türban, elbette Türkiye'nin en önemli meselesi değil. Ama, bu ülkenin çözmesi gereken ciddi sorunlarından biri. Ama çözülemiyor... Türban üzerine girişilen her tartışma, daha fazla gerilime yol açıyor. Sorun, iyiden iyiye çözümsüz bir hal alıyor. Bu gidişle türban konusu daha uzun yıllar gündemimizi işgal edecek gibi görünüyor. AKP bu meseleyi çözemezGünlerdir, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in sözlerini tartışıyoruz... Haber Türk TV'de, Demirel'le birlikte "Basın Kulübü"ndeydik. Konu, dönüp dolaşıp türbana geldi. Demirel'e net bir soru soruldu: - Bu Hükümet türban sorununu çözer mi? Demirel de aynı netlikte cevap verdi: - Hayır çözemez. Ardından da tek tek gerekçelerini anlattı. Demirel'e başka bir soru soruldu: - O zaman okumak isteyen başörtülü kızlarımız ne yapacaklar? Demirel de Suudi Arabistan adresini verdi. Ortalık bir anda karıştı. Demirel'e sert tepkiler gösterildi. Konu, Demirel ile Başbakan arasında bir polemiğe dönüştü. Türban gerilimi de iyiden iyiye arttı. Belki Hükümet'i hedef alması, konuya yaklaşımı ve sergilediği üslup tartışılabilir. Ancak, Demirel'in söyledikleri çok da yanlış değil. Maalesef, ufukta bir çözüm görünmüyor. Hükümet'in önünde çözümü önleyen ciddi engeller var. Üstelik, Başbakan da Hükümet de bunun farkında. Çözüm istemelerine rağmen, "Ne pahasına olursa olsun" tavrı içine girmiyorlar. Gerilimi artırmaktan kaçınıyorlar. İşte bu yüzden Demirel'in "sorun çözülemez" sözleri tartışılmıyor. Türbanlı kızlara yönelik "Suudi Arabistan'a gitsinler" sözlerine tepki gösteriliyor. Oysa, asıl tartışılması gereken, sorunun özü. Türban, bu ülkenin ciddi problemlerinden biri. Ayrıca, küçük bir azınlığı değil, çok geniş kitleleri ilgilendiriyor. Bir insan hakları sorunu olarak önümüzde duruyor. Bu ülkenin türban takan insanları ile ilgili "Bize ne, başlarının çaresine baksınlar" denilemeyeceğine göre... Türkiye bu soruna çözüm bulmak zorunda. Zorunda, ama nasıl? Bu soruya cevap ararken, yapılmaması gerekenler var. Öncelikle türban konusunu bir gerilim haline dönüştürmemek gerekiyor. Tecrübelerle sabit. Gerilim arttıkça, çözüm ihtimali daha da uzaklaşıyor. Dün öyleydi, bugün de öyle olacak, yarın da... Önce sükuneti sağlamak lazım. Sonra da çözüm yolları aramak. Sonuçta da bir ortak nokta bulmak ve kurumlar arası mutabakatı sağlamak. Muhalifiyle ve muarızıyla herkesin artık bir gerçeği kabul etmesi gerekiyor. Bu çözümsüzlük ve gerilim, sonuçta ülkeye de zarar veriyor!