İlk insan Hz. Âdem (a.s) dahi yaratılmadan evvel, Allah (c.c.) bir ruh yaratıyor adı Muhammed (s.a.a) ve ona aşık oluyor. Sevgilisi Muhammed (s.a.a)'e, "Sen olmasaydın ey habibim, sen olmasaydın Ben bu âlemleri yaratmazdım" dedi. Âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.a)'e göre ruhları yarattı. Ruhlar ilk insan Hz. Âdem'den (a.s), son insana kadar dünyaya gelecek olan tüm insanların ruhlarıdır.
Allah (c.c.), Bezm-i Elest'te ruhar meclisinde bütün ruhları toplandı. Henüz insanın yaratılmadığı bu meclise Cenab-ı Vacibü'l-Vücud tecelli ediyor. Yüce Allah (c.c.), "Ben sizin Rabbiniz değil miyim" diye seslendi tüm ruhlara. Ruhlar da aşkla hep beraber "Sen bizim Rabbimizsin, şahit olduk" dediler. Bu konu Kur'an-ı Kerim'de Araf suresinin 172. ayetinde şöyle geçer: "Bir de Rabbin, Âdemoğullarından, bellerindeki zürriyetlerini alıp da onları kendi nefislerine şahit tutarak, 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' dediği vakit, 'Pekâlâ, Rabbimizsin, şahidiz' dediler. (Bunu) kıyamet günü, 'Bizim bundan haberimiz yoktu' demeyesiniz diye (yapmıştık)."
Rablerine and içerek söz veren ruhları Allah (c.c.) beden kalıbına sokarak yarattı. İlk yaratılan ruh Hz. Muhammed (s.a.a) ve peşinden de Ehl-i Beyt'in ruhlarıdır. İlk yaratılan insan ise Hz. Adem (a.s)'dır. Habibullah Muhammed (s.a.a) nübüvvet (peygamberlik) yolunun rehberidir. Bütün peygamberlerin, peygamberidir. Allah (c.c.), Habibi aşkına tüm insanlığı ve âlemleri yarattı. Hz. Muhammed (s.a.a)'i sevmeyen, O'na tâbi olmayan hiçbir insanın kurtuluşu yoktur. Allah (c.c.) Maide 81. Ayet-i kerimede, "Eğer onlar, Allah'a, Peygamber'e ve O'na indirilen Kur'ân'a inanmış olsalardı, kâfirleri dost tutmazlardı. Fakat onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdir" buyurmaktadır.
Ümmetini çok seven, her an ümmeti için dua eden Hz. Muhammed (s.a.a) Mi'rac'da Allah (c.c.) ile görüştü. Allah (c.c.), bütün servetleri Habibine açtı, ancak Muhammed Mustafa (s.a.a) gözünün ucuyla bile bakmadı. Allah (c.c.) Habibi Muhammed (s.a.a)'e, "Seni çok seviyorum Habibim, sana bir hediye vereyim, ne istersen söyle" dedi. Âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.a) mübarek başını secdeye koydu, "Ümmetimi isterim ya Rabbi" dedi. Allah (c.c.) yeniledi isteğini, "Seni çok seviyorum, sana bir hediye vermek istiyorum" dedi. Hz. Muhammed (s.a.a), "Ümmetimi isterim ya Rabbi" dedi. Allah (c.c.) üçüncü defa yine teklifini tekrar etti. Hz. Muhammed (s.a.a) mübarek başını secdeye koydu, ağlayarak, "Ümmetimi isterim ya Rabbi" dedi. Allah (c.c.), "Senin ümmetini affederim, ancak Bana şirk koşanlar, ana-babasına asi olanlar ve kul hakkı yiyenler hariç" diye buyurdu.
Ümmeti için ağlayan, onlar için Rabbine yalvaran Peygamberin ümmeti kim? Peygamber (s.a.a)'in ardından, O'nun emaneti Kur'an-ı ve Ehl-i Beyt'i terk edenler mi? Emaneti olan Ehl-i Beyt'i din adına, dinsizlik ederek katledenler mi? Ya da Hz. Muhammed (s.a.a)'in yaptıklarının tam tersini yaparak kâfirleri dost tutan, onları da hak gösteren, besmele ile kilise açan, zinayı serbest bırakanlar mı?
Yoksa asla O'nun yolunu hiçbir dünya menfaatine, makama değişmeden, satmadan, kimseden korkmadan hakkı haykıran ve dinini Allah'ın Peygamberi Muhammed Mustafa (s.a.a) ve O'nun vârisleri olan Ehl-i Beyt'e uyarak yaşayanlar mı?
Allah'ım, Sen bizi Kendine hakkı ile kul, Muhammed Mustafa (s.a.a)'e ümmet, Ehl-i Beyt yoluna hayırlı bir evlat eyle.
Allah (c.c.), Bezm-i Elest'te ruhar meclisinde bütün ruhları toplandı. Henüz insanın yaratılmadığı bu meclise Cenab-ı Vacibü'l-Vücud tecelli ediyor. Yüce Allah (c.c.), "Ben sizin Rabbiniz değil miyim" diye seslendi tüm ruhlara. Ruhlar da aşkla hep beraber "Sen bizim Rabbimizsin, şahit olduk" dediler. Bu konu Kur'an-ı Kerim'de Araf suresinin 172. ayetinde şöyle geçer: "Bir de Rabbin, Âdemoğullarından, bellerindeki zürriyetlerini alıp da onları kendi nefislerine şahit tutarak, 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' dediği vakit, 'Pekâlâ, Rabbimizsin, şahidiz' dediler. (Bunu) kıyamet günü, 'Bizim bundan haberimiz yoktu' demeyesiniz diye (yapmıştık)."
Rablerine and içerek söz veren ruhları Allah (c.c.) beden kalıbına sokarak yarattı. İlk yaratılan ruh Hz. Muhammed (s.a.a) ve peşinden de Ehl-i Beyt'in ruhlarıdır. İlk yaratılan insan ise Hz. Adem (a.s)'dır. Habibullah Muhammed (s.a.a) nübüvvet (peygamberlik) yolunun rehberidir. Bütün peygamberlerin, peygamberidir. Allah (c.c.), Habibi aşkına tüm insanlığı ve âlemleri yarattı. Hz. Muhammed (s.a.a)'i sevmeyen, O'na tâbi olmayan hiçbir insanın kurtuluşu yoktur. Allah (c.c.) Maide 81. Ayet-i kerimede, "Eğer onlar, Allah'a, Peygamber'e ve O'na indirilen Kur'ân'a inanmış olsalardı, kâfirleri dost tutmazlardı. Fakat onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdir" buyurmaktadır.
Ümmetini çok seven, her an ümmeti için dua eden Hz. Muhammed (s.a.a) Mi'rac'da Allah (c.c.) ile görüştü. Allah (c.c.), bütün servetleri Habibine açtı, ancak Muhammed Mustafa (s.a.a) gözünün ucuyla bile bakmadı. Allah (c.c.) Habibi Muhammed (s.a.a)'e, "Seni çok seviyorum Habibim, sana bir hediye vereyim, ne istersen söyle" dedi. Âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.a) mübarek başını secdeye koydu, "Ümmetimi isterim ya Rabbi" dedi. Allah (c.c.) yeniledi isteğini, "Seni çok seviyorum, sana bir hediye vermek istiyorum" dedi. Hz. Muhammed (s.a.a), "Ümmetimi isterim ya Rabbi" dedi. Allah (c.c.) üçüncü defa yine teklifini tekrar etti. Hz. Muhammed (s.a.a) mübarek başını secdeye koydu, ağlayarak, "Ümmetimi isterim ya Rabbi" dedi. Allah (c.c.), "Senin ümmetini affederim, ancak Bana şirk koşanlar, ana-babasına asi olanlar ve kul hakkı yiyenler hariç" diye buyurdu.
Ümmeti için ağlayan, onlar için Rabbine yalvaran Peygamberin ümmeti kim? Peygamber (s.a.a)'in ardından, O'nun emaneti Kur'an-ı ve Ehl-i Beyt'i terk edenler mi? Emaneti olan Ehl-i Beyt'i din adına, dinsizlik ederek katledenler mi? Ya da Hz. Muhammed (s.a.a)'in yaptıklarının tam tersini yaparak kâfirleri dost tutan, onları da hak gösteren, besmele ile kilise açan, zinayı serbest bırakanlar mı?
Yoksa asla O'nun yolunu hiçbir dünya menfaatine, makama değişmeden, satmadan, kimseden korkmadan hakkı haykıran ve dinini Allah'ın Peygamberi Muhammed Mustafa (s.a.a) ve O'nun vârisleri olan Ehl-i Beyt'e uyarak yaşayanlar mı?
Allah'ım, Sen bizi Kendine hakkı ile kul, Muhammed Mustafa (s.a.a)'e ümmet, Ehl-i Beyt yoluna hayırlı bir evlat eyle.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020