Kişi de olmayan veya az bir özelliği ona atfetmek bir nevi iftiradır. Hele hele böyle bir özelliği atfetmekteki amaç bir başkasının kimliği yok etmek, onu örtmek, gizlemek için yapılıyorsa bu başlı başına bir zulümdür.
İmam Ali Efendimiz ve tertemiz soyu yüz yıllardır bu zulme maruz kalmışlardır. Ama belirtmek isterim ki, kaybedenler hep zulmedenler olmuştur ve olacaktır da.
Tarih boyunca Emevi, Abbas ve özellikle Nakşi zihniyet, Ehl-i Beyt'i, İmam Ali'yi Müslümanlardan saklamak için bir bin kalıba girmişler, tefsirlerle oynadıkları gibi hadis uydurmaktan da çekinmemişlerdi.
Adalet konusunda da İmam Ali (a.s) gizlenmek, saklanmak istenmiştir. Nasıl, diye soracak olursanız Hz. Ömer ön plana çıkartılarak, Ömer eşittir adalet, algısı oluşturularak insanlar yönlendirilmişlerdir.
Bin bir kıssa, hikaye, devlet mumu, şahıs mumu gibi örnekler verilerek topluma bir kabullendirme gerçekleştirmişlerdir. Oysa gerçek çok farklıdır.
Peygamberimizden (s.a.a) sonra adaletin sembolü İmam Ali'dir. Bu gerçek bizzat Hz. Ömer'in ifadesidir.
İbni Abbas r.a şöyle demiştir: Ömer dedi ki: "Bizim en düzgün Kuran okuyanımız Ubeyy ibn Ka'b'dır. En isabetli hüküm verenimiz de Ali'dir." (Buhari, "es-Sahih", Tefsir kitabı, hadis 4211)
Allah'ın Resulü, Ehl-i Beyt'in bir numarası Peygamber Efendimizin (s.a.a) İmam Ali (a.s) hakkında binlerce Hadisi Şerifi mevcuttur ve bunlar Sünni kaynaklarda da geçmektedir. Örneğin Peygamberimizin, İmam Ali için; "Bu benim kardeşim ve benden sonra vasim ve halifemdir; onu dinleyin ve ona itaat edin." Hadisi malumunuzdur.
Tarih-i Taberi (c.2, s.319) ve Tarih-i ibn-i Esir'de (c.2, s.62) "Zamanın halifeleri zor durumda ve hallinden aciz kaldıkları bir olayla karşılaştıklarında "Bu düğümleşip zorlaşan bir konudur; bunu ancak Eb'ul Hasan Ali çözebilir" derlerdi, kayıtları mevcuttur.
Bu noktaya birkaç örnek verelim.
"Ömer, bir gün deli bir kadının zina ettiğini sübut bulduğundan kadının taşlanarak öldürülmesini emretmişti. Bunu duyan Hz. Ali derhal işe karışmış ve Müslümanlıkta cezai ehliyetin akla bağlı olduğunu, deliye ceza verilemeyeceğini söyleyerek kadını kurtarmıştı."
Bir başka olay da ise Hz. Ömer, evlenen ve altı ay sonra doğum yapan bir kadının taşlanmasına karar vermişti. Bunu haber alan Hz. Ali, Ömer'e, "Allah Kuran'da, Bakara suresinin 233. ayetinde, anaların emzirme müddetini tamamlamak istedikleri takdirde çocuklarına tam iki yıl süt verirler" buyurmuştur. Bir diğer ayette ise gebelikte sütten kesme müddetinin otuz ay olduğunu bildirmiştir. "Otuz aydan iki yıl, yani yirmi dört ay çıkarsa altı ay kalır ki bu gebelik müddetinin en azıdır, zina ettiğine hükmedemezsin" demiş, kadını kurtarmıştı.
Hatta bu yüzden Ömer, "ALİ OLMASAYDI ÖMER HELAK OLURDU ELBETTE" demiştir. Hz. Ömer'in defaatle, "Ebu'l-Hasan'ın (Hz. Ali'nin) bulunmadığı bir anda, müşkül bir işe düşmekten Allah'a sığınırım" derdi. (El-İstiab, 2, 474-475).
İmam Ali (a.s) Allah ve Resulünün adaletini ayakta tutan kişidir.
"Bir gece yarısı Kûfe sokaklarında dolaşırken birisine rastlamış ve o zat, "Ey Müminlerin Emiri! Düşmanın bu kadar çokken neden böyle yalnız başına gece yarıları dolaşıp duruyorsun" demişti.
Hz. Ali, "Bu koca ülkede bir kurt, bir kuzuyu kapsa benden sorarlar, nasıl rahat edebilirim" diye cevap vermişti.
Geceleri erzak torbasını yüklenir, yoksulların, dulların, yetimlerin evlerine gider, onlara dağıtır, ihtiyaçlarını giderirdi.
Cenazesi yıkanırken sırtının simsiyah olduğunu görenler, İmam Hasan'a sebebini sormuşlardı. İmam Hasan'da (a.s); "İhtiyaç sahiplerine erzak taşımaktan çürüdü" demiş, kendisi de ağlamış, dinleyenleri de ağlatmıştı.
Rabbim! Bizleri, imam Ali'nin yoluna kurban, şefaatine nail, sancaktarına evlat eylesin. (amin)
(Yarın devam edelim)
İmam Ali Efendimiz ve tertemiz soyu yüz yıllardır bu zulme maruz kalmışlardır. Ama belirtmek isterim ki, kaybedenler hep zulmedenler olmuştur ve olacaktır da.
Tarih boyunca Emevi, Abbas ve özellikle Nakşi zihniyet, Ehl-i Beyt'i, İmam Ali'yi Müslümanlardan saklamak için bir bin kalıba girmişler, tefsirlerle oynadıkları gibi hadis uydurmaktan da çekinmemişlerdi.
Adalet konusunda da İmam Ali (a.s) gizlenmek, saklanmak istenmiştir. Nasıl, diye soracak olursanız Hz. Ömer ön plana çıkartılarak, Ömer eşittir adalet, algısı oluşturularak insanlar yönlendirilmişlerdir.
Bin bir kıssa, hikaye, devlet mumu, şahıs mumu gibi örnekler verilerek topluma bir kabullendirme gerçekleştirmişlerdir. Oysa gerçek çok farklıdır.
Peygamberimizden (s.a.a) sonra adaletin sembolü İmam Ali'dir. Bu gerçek bizzat Hz. Ömer'in ifadesidir.
İbni Abbas r.a şöyle demiştir: Ömer dedi ki: "Bizim en düzgün Kuran okuyanımız Ubeyy ibn Ka'b'dır. En isabetli hüküm verenimiz de Ali'dir." (Buhari, "es-Sahih", Tefsir kitabı, hadis 4211)
Allah'ın Resulü, Ehl-i Beyt'in bir numarası Peygamber Efendimizin (s.a.a) İmam Ali (a.s) hakkında binlerce Hadisi Şerifi mevcuttur ve bunlar Sünni kaynaklarda da geçmektedir. Örneğin Peygamberimizin, İmam Ali için; "Bu benim kardeşim ve benden sonra vasim ve halifemdir; onu dinleyin ve ona itaat edin." Hadisi malumunuzdur.
Tarih-i Taberi (c.2, s.319) ve Tarih-i ibn-i Esir'de (c.2, s.62) "Zamanın halifeleri zor durumda ve hallinden aciz kaldıkları bir olayla karşılaştıklarında "Bu düğümleşip zorlaşan bir konudur; bunu ancak Eb'ul Hasan Ali çözebilir" derlerdi, kayıtları mevcuttur.
Bu noktaya birkaç örnek verelim.
"Ömer, bir gün deli bir kadının zina ettiğini sübut bulduğundan kadının taşlanarak öldürülmesini emretmişti. Bunu duyan Hz. Ali derhal işe karışmış ve Müslümanlıkta cezai ehliyetin akla bağlı olduğunu, deliye ceza verilemeyeceğini söyleyerek kadını kurtarmıştı."
Bir başka olay da ise Hz. Ömer, evlenen ve altı ay sonra doğum yapan bir kadının taşlanmasına karar vermişti. Bunu haber alan Hz. Ali, Ömer'e, "Allah Kuran'da, Bakara suresinin 233. ayetinde, anaların emzirme müddetini tamamlamak istedikleri takdirde çocuklarına tam iki yıl süt verirler" buyurmuştur. Bir diğer ayette ise gebelikte sütten kesme müddetinin otuz ay olduğunu bildirmiştir. "Otuz aydan iki yıl, yani yirmi dört ay çıkarsa altı ay kalır ki bu gebelik müddetinin en azıdır, zina ettiğine hükmedemezsin" demiş, kadını kurtarmıştı.
Hatta bu yüzden Ömer, "ALİ OLMASAYDI ÖMER HELAK OLURDU ELBETTE" demiştir. Hz. Ömer'in defaatle, "Ebu'l-Hasan'ın (Hz. Ali'nin) bulunmadığı bir anda, müşkül bir işe düşmekten Allah'a sığınırım" derdi. (El-İstiab, 2, 474-475).
İmam Ali (a.s) Allah ve Resulünün adaletini ayakta tutan kişidir.
"Bir gece yarısı Kûfe sokaklarında dolaşırken birisine rastlamış ve o zat, "Ey Müminlerin Emiri! Düşmanın bu kadar çokken neden böyle yalnız başına gece yarıları dolaşıp duruyorsun" demişti.
Hz. Ali, "Bu koca ülkede bir kurt, bir kuzuyu kapsa benden sorarlar, nasıl rahat edebilirim" diye cevap vermişti.
Geceleri erzak torbasını yüklenir, yoksulların, dulların, yetimlerin evlerine gider, onlara dağıtır, ihtiyaçlarını giderirdi.
Cenazesi yıkanırken sırtının simsiyah olduğunu görenler, İmam Hasan'a sebebini sormuşlardı. İmam Hasan'da (a.s); "İhtiyaç sahiplerine erzak taşımaktan çürüdü" demiş, kendisi de ağlamış, dinleyenleri de ağlatmıştı.
Rabbim! Bizleri, imam Ali'nin yoluna kurban, şefaatine nail, sancaktarına evlat eylesin. (amin)
(Yarın devam edelim)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025