Bu sefere, hicretin 9. senesinde Recep ayında çıkıldı. Tebük seferine Üsret (Güçlük) Gazvesi de denir.
Gerçekten de Müslümanlar bu seferde pekçok sıkıntılar çektiler. Tebük; Vâdilkurâ ile Şam arasındadır. Hz. Şuayb'ın (as) gönderildiği kavim Eyleliler Tebük'te otururlardı. Burası akarsuları ve hurma bahçeleri ile meşhur bir yerdi.Hıristiyan Araplar, Tebük ve civarında hüküm sürmekte olan Heraklius'u, Müslümanlar aleyhine kışkırttılar. Heraklius, 40 bin kişilik bir orduyu yola çıkardı. Bunu haber alan Peygamberimiz, ashabına savaş için hazırlanmalarını emretti. Bu sırada geçim sıkıntısı çeken halk, sıcaktan ve kıtlıktan kıvranıyordu. Peygamber Efendimiz (sav) hali vakti yerinde olan Müslümanları orduya yardımda bulunmaya teşvik etmekteydi. Bunun üzerine durumu iyi olan Müslümanlar, karşlığını Allah'tan bekleyerek ellerindekini getirmeye başladılar.Hayırda yarışın böylesi var mı?Hz. Ömer, sadaka vermede ve hayır işlerinde kendisini her zaman geçen Hz. Ebubekir'i kastederek, "Ben de bugün onu geçerim" demiş ve servetinin yarısını Peygamberimize getirmişti. Resulullah, "Ev halkına ne bıraktın?" diye sorduğunda, "Bunun yarısını" cevabını verdi. Bağışladığı, 4 bin dirhem gümüştü... Hz. Ebubekir ise, servetinin tamamını getirdi. Onun da getirdiği 4 bin dirhem gümüştü. Resulullah, ailesi için ne bıraktığını sorduğunda, "Allah ve Resulü'nü bıraktım" cevabını vermişti. Hz. Ömer der ki: "Ben anladım ki, hiçbirşeyde Ebubekir'i geçemeyeceğim"...Müslümanlar birer ikişer mallarını bağılaşmaya devam ettiler. Resulullah, "Kim bugün bir sadaka verirse, sadakası kıyamet günü onun lehinde şehadette bulunacaktır" buyuruyordu... "Varlık, istenildiğinde verilebilirse değer kazanır" gerçeği o yaşandı, herkes seferber oldu.Ensardan Ebu Akil, ençok ihtiyaç olduğu bir sırada Peygamber Efendimize bir sa' (4 avuç dolusu alan bir ölçek) hurma getirdi, "Ya Resulallah, iki sa' hurmaya karşılık bütün gece sırtımla su çektim. Bir sa'ını ev halkıma bıraktım. Bir sa'ını da Allah'ın rızasını kazanmak için sana getirdim" diyerek hurmaları Peygambere verdi. Resulullah (sav), "Allah, getirdiğini de, ev halkına ayırdığını da bereketlendirsin" buyurdu. Münafıklar, "Allah ve Resulü'nün bu kadarcık şeye ne ihtiyacı var" diyerek gülüştüler. Nifakları, "Herkes kudretince mesuldür" ölçüsünü görmeye engel oldu.
Gerçekten de Müslümanlar bu seferde pekçok sıkıntılar çektiler. Tebük; Vâdilkurâ ile Şam arasındadır. Hz. Şuayb'ın (as) gönderildiği kavim Eyleliler Tebük'te otururlardı. Burası akarsuları ve hurma bahçeleri ile meşhur bir yerdi.Hıristiyan Araplar, Tebük ve civarında hüküm sürmekte olan Heraklius'u, Müslümanlar aleyhine kışkırttılar. Heraklius, 40 bin kişilik bir orduyu yola çıkardı. Bunu haber alan Peygamberimiz, ashabına savaş için hazırlanmalarını emretti. Bu sırada geçim sıkıntısı çeken halk, sıcaktan ve kıtlıktan kıvranıyordu. Peygamber Efendimiz (sav) hali vakti yerinde olan Müslümanları orduya yardımda bulunmaya teşvik etmekteydi. Bunun üzerine durumu iyi olan Müslümanlar, karşlığını Allah'tan bekleyerek ellerindekini getirmeye başladılar.Hayırda yarışın böylesi var mı?Hz. Ömer, sadaka vermede ve hayır işlerinde kendisini her zaman geçen Hz. Ebubekir'i kastederek, "Ben de bugün onu geçerim" demiş ve servetinin yarısını Peygamberimize getirmişti. Resulullah, "Ev halkına ne bıraktın?" diye sorduğunda, "Bunun yarısını" cevabını verdi. Bağışladığı, 4 bin dirhem gümüştü... Hz. Ebubekir ise, servetinin tamamını getirdi. Onun da getirdiği 4 bin dirhem gümüştü. Resulullah, ailesi için ne bıraktığını sorduğunda, "Allah ve Resulü'nü bıraktım" cevabını vermişti. Hz. Ömer der ki: "Ben anladım ki, hiçbirşeyde Ebubekir'i geçemeyeceğim"...Müslümanlar birer ikişer mallarını bağılaşmaya devam ettiler. Resulullah, "Kim bugün bir sadaka verirse, sadakası kıyamet günü onun lehinde şehadette bulunacaktır" buyuruyordu... "Varlık, istenildiğinde verilebilirse değer kazanır" gerçeği o yaşandı, herkes seferber oldu.Ensardan Ebu Akil, ençok ihtiyaç olduğu bir sırada Peygamber Efendimize bir sa' (4 avuç dolusu alan bir ölçek) hurma getirdi, "Ya Resulallah, iki sa' hurmaya karşılık bütün gece sırtımla su çektim. Bir sa'ını ev halkıma bıraktım. Bir sa'ını da Allah'ın rızasını kazanmak için sana getirdim" diyerek hurmaları Peygambere verdi. Resulullah (sav), "Allah, getirdiğini de, ev halkına ayırdığını da bereketlendirsin" buyurdu. Münafıklar, "Allah ve Resulü'nün bu kadarcık şeye ne ihtiyacı var" diyerek gülüştüler. Nifakları, "Herkes kudretince mesuldür" ölçüsünü görmeye engel oldu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.