Allah, zikri kalplerin cilası kılmıştır
Hz. Ali (a.s) "Orada akşam sabah Allah'ı tesbih eden bir takım insanlar vardır. Onları ne ticaret ne de alış veriş Allah'ı zikretmekten alıkoyamaz."(Nur: 36-37) ayet-i kerimesini okuyunca şöyle buyurdu
24.06.2025 00:00:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Hz. Ali (a.s) "Orada akşam sabah Allah'ı tesbih eden bir takım insanlar vardır. Onları ne ticaret ne de alış veriş Allah'ı zikretmekten alıkoyamaz."(Nur: 36-37) ayet-i kerimesini okuyunca şöyle buyurdu:
"Münezzeh ve yüce olan Allah, zikri kalplerin cilası kılmıştır. Ağır duyan kulaklar onunla (zikirle) iyi duymuş, zayıf gören gözler onunla görmeye başlamış ve düşmanlıklar onunla teslimiyete dönüşmüştür.
Her zaman ve fetret dönemlerinde, büyük nimetler sahibi Allah'ın, fikirlerine ve akıllarına ilham ettiği, akıl ve düşünceleriyle konuştuğu kullar var olmuştur.
Bunlar, gözlerindeki, kulaklarındaki ve kalplerindeki uyanış nuruyla aydınlanmışlardır. Allah'ın günlerini (eyyamullahı) hatırlatmışlar, insanları Allah'ın azamet makamından korkutmuşlar ve çöllerde insanlara yol gösteren kılavuzlar makamında olmuşlardır.
Kim orta hedefi tutturmuşsa onu o yolda gitmeye teşvik etmiş ve kurtuluşla müjdelemişlerdir. Kim de sağa sola yönelmişse, onun gidişatını kınamışlar ve helak olmaktan sakındırmışlardır.
Böylece onlar, o karanlıkları aydınlatan lambalar ve o şüpheleri gideren kılavuzlar olmuşlardır.
Dünya yerine zikri tercih eden bir zikir ehli vardır. Onları ne ticaret ne de alış veriş bundan alıkoyabilmiştir. Bu şekilde yaşamaya devam etmişlerdir. Her zaman gafillerin kulaklarına Allah'ın haramlarından kaçınmayı fısıldamışlardır.
Adaletle emrettiklerinde kendileri de sarılmışlar, münkerden nehyettiklerinde kendileri de kaçınmışlar.
Dünyada oldukları halde, sanki dünyayı ahirete taşımışlar ve ötedeki şeyleri görmüşler, sanki orada uzun süre kalan berzah ehlinin gaybi hallerinden haberdar olmuşlar, adeta kıyamet vaatlerini onlara gerçekleştirmiş, böylece dünya ehlinin gözünün önüne gerilen perde aralanmıştır da onlar, insanların göremediklerini görüp, işitemediklerini işitmişlerdir.
Eğer onları kendi aklınca; övülmüş makamlarında ve o değerli meclislerinde amel defterlerini yaymış, nefislerini hesaba çekmek amacıyla emrolunup da kusur ettikleri veya nehyolunup da haddi aştıkları bütün küçük büyük işleri ortaya dökmüş, günahlarının ağırlıklarını sırtlarına yüklenmiş, ağırlığından bellerini doğrultamamış, ağlamaktan boğazı düğümlenmiş, pişmanlık ve itiraf içinde şiddetle ağlayıp feryat etmiş bir halde tasvir edecek/betimleyecek olursan, hidayet sancakları ve karanlığı aydınlatan lambalar gibi olduklarını da görürsün.
Etraflarını melekler almış, üzerlerinde bir sekine ve huzur inmiş, göklerin kapıları kendilerine açılmış, onlar için Allah'ın bildiği bir yerde keramet koltukları hazırlanmış, Rableri onların çalışmalarından memnun kalmış ve makamlarını övmüştür...
Allah'a dua ederken afv ve bağış havasını solumuş, O'nun fazlına çok muhtaç ve azametine boyun eğen esirleri olmuşlardır. Uzun hüzünler kalplerini yaralamış, dinmeyen ağlamalar gözlerini bozmuştur.
Allah'a rağbete açılan her kapıyı çalan bir elleri vardır. Onlar, geniş (bağış) toprakları daralmayan, isteyenleri ümitsizlikle çevirmeyen kimseden isterler.
O halde kendin için nefsini hesaba çek. Çünkü diğerlerinin senden başka hesap görücüleri vardır." Nehc'ul Belaga 222 Hutbe
"Münezzeh ve yüce olan Allah, zikri kalplerin cilası kılmıştır. Ağır duyan kulaklar onunla (zikirle) iyi duymuş, zayıf gören gözler onunla görmeye başlamış ve düşmanlıklar onunla teslimiyete dönüşmüştür.
Her zaman ve fetret dönemlerinde, büyük nimetler sahibi Allah'ın, fikirlerine ve akıllarına ilham ettiği, akıl ve düşünceleriyle konuştuğu kullar var olmuştur.
Bunlar, gözlerindeki, kulaklarındaki ve kalplerindeki uyanış nuruyla aydınlanmışlardır. Allah'ın günlerini (eyyamullahı) hatırlatmışlar, insanları Allah'ın azamet makamından korkutmuşlar ve çöllerde insanlara yol gösteren kılavuzlar makamında olmuşlardır.
Kim orta hedefi tutturmuşsa onu o yolda gitmeye teşvik etmiş ve kurtuluşla müjdelemişlerdir. Kim de sağa sola yönelmişse, onun gidişatını kınamışlar ve helak olmaktan sakındırmışlardır.
Böylece onlar, o karanlıkları aydınlatan lambalar ve o şüpheleri gideren kılavuzlar olmuşlardır.
Dünya yerine zikri tercih eden bir zikir ehli vardır. Onları ne ticaret ne de alış veriş bundan alıkoyabilmiştir. Bu şekilde yaşamaya devam etmişlerdir. Her zaman gafillerin kulaklarına Allah'ın haramlarından kaçınmayı fısıldamışlardır.
Adaletle emrettiklerinde kendileri de sarılmışlar, münkerden nehyettiklerinde kendileri de kaçınmışlar.
Dünyada oldukları halde, sanki dünyayı ahirete taşımışlar ve ötedeki şeyleri görmüşler, sanki orada uzun süre kalan berzah ehlinin gaybi hallerinden haberdar olmuşlar, adeta kıyamet vaatlerini onlara gerçekleştirmiş, böylece dünya ehlinin gözünün önüne gerilen perde aralanmıştır da onlar, insanların göremediklerini görüp, işitemediklerini işitmişlerdir.
Eğer onları kendi aklınca; övülmüş makamlarında ve o değerli meclislerinde amel defterlerini yaymış, nefislerini hesaba çekmek amacıyla emrolunup da kusur ettikleri veya nehyolunup da haddi aştıkları bütün küçük büyük işleri ortaya dökmüş, günahlarının ağırlıklarını sırtlarına yüklenmiş, ağırlığından bellerini doğrultamamış, ağlamaktan boğazı düğümlenmiş, pişmanlık ve itiraf içinde şiddetle ağlayıp feryat etmiş bir halde tasvir edecek/betimleyecek olursan, hidayet sancakları ve karanlığı aydınlatan lambalar gibi olduklarını da görürsün.
Etraflarını melekler almış, üzerlerinde bir sekine ve huzur inmiş, göklerin kapıları kendilerine açılmış, onlar için Allah'ın bildiği bir yerde keramet koltukları hazırlanmış, Rableri onların çalışmalarından memnun kalmış ve makamlarını övmüştür...
Allah'a dua ederken afv ve bağış havasını solumuş, O'nun fazlına çok muhtaç ve azametine boyun eğen esirleri olmuşlardır. Uzun hüzünler kalplerini yaralamış, dinmeyen ağlamalar gözlerini bozmuştur.
Allah'a rağbete açılan her kapıyı çalan bir elleri vardır. Onlar, geniş (bağış) toprakları daralmayan, isteyenleri ümitsizlikle çevirmeyen kimseden isterler.
O halde kendin için nefsini hesaba çek. Çünkü diğerlerinin senden başka hesap görücüleri vardır." Nehc'ul Belaga 222 Hutbe
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.