logo
26 NİSAN 2024

Anayasa, devlet egemenliğinin tapu senedidir

19.02.2021 00:00:00
'Anayasa, devlet egemenliğinin tapu senedidir' seslendirme dosyası:
Anayasa, bir milletin, bir devletin siyasi, hukuki ve kültürel bağımsızlığının teminatıdır. Toplumsal farklılıkları zenginliğe dönüştürerek devletin egemenliğini koruyan bir üst metindir.

Anayasa, uluslararası güçlerin, devletlerin, emperyalist baskılarına, dayatmalarına karşı sırtımızı dayayıp güç alacağımız millet mutabakatıdır. Biz, ondan güç alarak istediğimizi yapma, daha da önemlisi istemediğimizi yapmama özgürlüğüne sahip oluruz.

Onun için anayasalar milletlerin kaderinin değiştiği büyük olaylardan sonra ortaya çıkan milletlerin üst kimliğidir.

O halde Anayasa; ilk olarak tam bağımsızlığımızı, toplumsal barışımızı, adalet, özgürlük ve egemenliğimizi teminat altına almalıdır.

Anayasa, gelir dağılımındaki adaleti, hukukun üstünlüğünü sağlayarak bireyin onurlu yaşam standartlarını sağlamalıdır. Anayasa, tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet ortak idealine hizmet etmelidir. 

Biz neyi yapmak istiyoruz da mevcut anayasa bize mâni oluyor? Bu sorunun cevabı, anlaşılır bir şekilde net olarak ortaya konulmalıdır. Aksi takdirde anayasa değişikliği talebimiz, toplum tarafından şüphe ile karşılanacaktır. Türk milleti, millet adına yapacağımız hizmetlerde anayasayı eksik-noksan görmüyorsa, o zaman yeni anayasa talebimiz, millet tarafından nasıl yorumlanacaktır? Gayemiz başkanlık sisteminden parlamenter sisteme dönmek ise, o zaman da gecen zaman kaybını nasıl izah edeceğiz?

Mart 2011'de 42 akademisyenin bir araya gelerek hazırladıkları yeni anayasa önerileri, ister istemez insanın aklını meşgul ediyor. Yapılan bu çalışmadan hareketle şüphelerimizi yeniden sorgulamanın faydalı olacağına inanıyorum. En kötüsü kıssadan hisse çıkarırız. Yapılan 59 sayfalık çalışmayı beraber inceleyelim.

Bu çalışmada "temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşma hükümlerinin kanunlara üstünlüğü şeklinde düzenlenmesi daha isabetli olacaktır. Ayrıca, temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir kanun hükmünün ilgili uluslararası antlaşma hükmüyle kabili telif olması (bağdaşmaması) halinde, Anayasa Mahkemesine, ilgili kanun hükmünün iptali yetkisinin tanınması da yararlı olacaktır." İfadesiyse Anayasa Mahkemesi, uluslararası antlaşmaların taşeronu yapılmak isteniyor. Biz buna milletimizin menfaatleri adına HAYIR diyoruz.

Yine "yasama yetkileri bağlamında, özellikle doğrudan doğruya veya dolaylı olarak hak ve özgürlükler ile ilgili olabilecek kanunların hazırlanmasında, TBMM içinde gerçekleştirilebilecek bir ön inceleme sayesinde o kanun teklifi veya tasarının, Türkiye'nin uymakla yükümlü olduğu, söz konusu uluslararası antlaşmalar ile uyum içinde bulunup bulunamadığı hususunun saptanmasına fırsat verilmelidir" TBMM aklının, uluslararası antlaşmalarla teslim alınacağı anlamına gelmektedir bu bizim egemenliğimize gölge düşüreceği için bu değişiklik önerisine de HAYIR diyoruz."

1982 Anayasası'nın 92'nci maddesindeki "Savaş hali ilanı ve silahlı kuvvet kullanılmasına izin verme" başlıklı hükmün yeni Anayasada da korunmasında fayda vardır. Ancak gerek madde başlığı gerek içeriğinde bir değişiklik yapılması gerekir. Birleşmiş Milletler düzeninde "savaş" teriminin kullanılması, hem bir devlet egemenliğinden doğan yetki biçimi hem de bu durumu ifade eden bir terim olarak tercih edilmemiştir. Yeni Anayasada, bunun yerine, Birleşmiş Milletler terminolojisini takip ederek, "kuvvet kullanma" teriminin kullanılmasının kabulü isabetli olacaktır." Bu ifade devlet egemenliğinden doğan yetkimizin Birleşmiş Milletlere devrini öneriyor, bu teklif, bizim egemen ve bağımsız devlet anlayışımıza vurulacak en büyük darbe olacağı gerekçesiyle HAYIR diyoruz.     

"Dil, kültür ve ideal birliği formülasyonunun, çağımızın hâkim akımı olan çok kültürlülüğe meşru bir alan bırakmadığı açıktır. Türkiye üzerindeki ampirik araştırmalar, son on yılda kültürel kimlik taleplerinin, diğer bir deyimle "kimlik politikasının hissedilir derecede yükselmekte olduğunu göstermektedir."

Şahsen bu ampirik çalışmanın finansının kimler tarafından sağladığını ve bu çalışmanın nerede yapıldığını merak etmiyor değilim. Zira bizden istenilen, realiteye uymuyorsa masa başı çalışmaları istenilen neticeye varmamızda bize hep bir seçenek sunar.

Bizim azınlık tanımımız Lozan Barış Antlaşması'nda yerini almıştır. Azınlık olanlar Müslüman olmayanlardır. Bunun dışında kalan 83 milyon vatandaşımız Müslümandır ve Türk Milletinin ta kendisidir. Bizim bölgesel farklılıklarımız bizim zenginliklerimizdir. Onun için önerilen Anayasal değişiklik bizim kimyamıza uymaz ve birilerine de buradan ekmek çıkmaz.

Türkiye'de, millet olarak aynı kültürden, aynı inançtan besleniyoruz, bizim kültürümüz, inancımız birdir, resmi dilimiz Türkçedir, bir üst kimlik olarak Türk'üz ve bu manada Türk Milliyetçisiyiz demek, kendimizi böyle ifade etmek, önerilen yeni anayasada sakıncalı bulunuyor, bu ifadelerin anayasadan çıkarılması isteniliyor. Finalde de "âdem-i merkeziyet" adı altında eyalet sistemi makyajıyla, bölünmemize zemin oluşturacak bir anayasa öneriliyor.

Önerilen değişiklikler, yeni bir anayasa teklifi adı altında, bizden egemenliğimizin devredilmesine razı olmamızı ve Türk milletinin yok olmasına rıza göstermemiz isteniliyor. Buna rıza gösterirsek tarih önünde milletimize, mahşerde Allah'a hesap veremeyiz.

Türk milletinin bir bireyi olarak peşinen söylüyorum, yeni Anayasa olarak aşağıda ifade edilen önerilerin hiçbirini doğru bulmuyorum ve kabul etmiyorum.

"Yeni Anayasada yer alması uygun görülen hususlar şöyle sıralanabilir." "Yeni Anayasa, Türk milliyetçiliği ve Türk milleti kavramları da dahil olmak üzere, tüm etnik vurgulardan arındırılmalı"

a) Yeni "Anayasada kolektif haklar statüsünü de içerecek şekilde, bir kültürel haklar bölümü yer almalıdır."

b) "Türkçeden başka anadillerin isteğe bağlı olarak devlet okullarında kapsamlı biçimde öğretilmesi anayasal güvence altına alınmalıdır"

c) "Türkçeden başka anadillerin çoğunluk veya büyük bir azınlık teşkil ettiği yerel yönetim birimlerinde, o dilin Türkçe ile birlikte kamusal işlemlerde kullanılmasına imkân verilmelidir."

d) "Özellikle kimlik - temelli azınlıkların belli coğrafi bölgelerde yoğunlaşmış oldukları ülkelerde, bu kimlik taleplerini karşılamanın en etkili yollarından biri, geniş ölçüde bir yerinden yönetimin (adem-i merkeziyet) gerçekleştirilmesidir. Yerel demokrasinin gerekleri, çeşitli milli anayasalarda ve Avrupa konseyinin Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı gibi milletlerarası belgelerde de güvence altına alınmıştır.

Yerel yönetimlerin daha sağlam bir anayasal güvenceye kavuşması amacıyla, Anayasada yerel yönetimlerin görev alanına bırakılacak alanların tasrih (açıkça söylemek, belirtmek) edilmesi yerinde olacaktır. Ayrıca birkaç ili kapsayacak biçimde bölge idarelerinin kurulabilmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir. Yeni Anayasada belirtilmesi gerekmektedir."

Bu öneriler, değiştirilmesi dahi teklif bile edilemeyen Anayasanın ilk maddelerinin tartışılması, aşındırılması kodlarını taşıyor algısını uyandırıyor.

Biz gündeme gelen anayasa değişikliği talebinin böyle olduğunu söylemiyoruz ve düşünmüyoruz da. Kıssadan hisse çıkarılmasını istiyoruz.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın, "Anayasa'dan dört madde değişeceğimize, Türkiye'den dört siyasetçiyi değiştirsek tüm Türkiye rahat edecek." yorumu, kıssadan hisse çıkaramayan siyasilere, Türk milletinin vereceği cevabın neticesidir.

 

 



 
Harun Kayacı / diğer yazıları
Kurulan şirket sayısı azaldı
Mart ayında 1678 şirket kapandı
Son operasyon Hakkı Saral çetesine
10 ayda 454 suç örgütü çökertildi
Özgür Özel disiplin için harekete geçiyor
Partiden kesin ihraç edilecekler
323 gayrimenkul için ihale yapılacak
Kızılay taşınmazlarını satıyor
'Katliamınıza dikkat çekmek antisemitizm değildir'
Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt
'Hamas liderlerini öldürün, Refah'ı işgal edin'
İsrailli bakandan Mossad'a çağrı
İsrail'e de füze saldırısı düzenlendi
Husiler İsrail gemisini vurdu
Düşme anı araç içi kamerasında kaydedildi
Kapısı açık otobüsten düştü
Hande Fırat sergisi bakanlık desteği ile açıldı
Kabine toplantısı gibi sergi açılışı
Çocuğunu uyaran kadın öğretmeni yumrukladı
Zorba veli kamerada!
14 bin koşucu finişi görecek
Katılımda rekor geldi, şimdi sıra derecelerde!
İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu?
Ekonomiyi soğutmaya devam
IMF'siz IMF programı uygulanacak
Beyaz Saray'dan Erdoğan ziyareti sorusuna yanıt
'Takvime alınmış bir program yok'
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
Kurulan şirket sayısı azaldı
Mart ayında 1678 şirket kapandı
Son operasyon Hakkı Saral çetesine
10 ayda 454 suç örgütü çökertildi
Özgür Özel disiplin için harekete geçiyor
Partiden kesin ihraç edilecekler
323 gayrimenkul için ihale yapılacak
Kızılay taşınmazlarını satıyor
'Katliamınıza dikkat çekmek antisemitizm değildir'
Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt
'Hamas liderlerini öldürün, Refah'ı işgal edin'
İsrailli bakandan Mossad'a çağrı
İsrail'e de füze saldırısı düzenlendi
Husiler İsrail gemisini vurdu
Düşme anı araç içi kamerasında kaydedildi
Kapısı açık otobüsten düştü
Hande Fırat sergisi bakanlık desteği ile açıldı
Kabine toplantısı gibi sergi açılışı
Çocuğunu uyaran kadın öğretmeni yumrukladı
Zorba veli kamerada!
14 bin koşucu finişi görecek
Katılımda rekor geldi, şimdi sıra derecelerde!
İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu?
Ekonomiyi soğutmaya devam
IMF'siz IMF programı uygulanacak
Beyaz Saray'dan Erdoğan ziyareti sorusuna yanıt
'Takvime alınmış bir program yok'
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.