Türkiye, dayak yemedi diyemeyeceğim maalesef. Henüz bir ay önce Kuzey Irak'ta, kendi mahallemizde bir çuval dayak yedik? Sadece bir çuval dayak olsa; bağımsız (!) yargımızın idama mahkum ettiği ve ma'şeri vicdanın cellat diye defe koyduğu 30 bin insanın katili teröristbaşını yıllardır kendi ellerimizle semirttiriyorlar; seyislik yapıyoruz. PKK'yı sınır komşumuzda iktidara taşıdılar. Daha ne dayaklar! Ne kırmızı çizgi bıraktılar, ne hayali de olsa stratejik ortaklık? Utancından klavyem dayanamıyor dahasını sıralamaya.
O halde bu ne hal, derseniz; derim ki, Ankara'dakiler sayı saymasını bilmiyor.
Manzaraya bakın şimdi...
Ankara'daki önceki AB'cilerin Uyum bahanesiyle çıkarttıkları idam paketindeki PKK affıyla yetinilmedi; şimdiki AB-ABD'ciler ilave olarak PKK-KADEK'e 'Eve dönüş' yollarını açtılar.
Bu kadar tesadüf de fazla canım?
Tam iş olgunlaşırken, "Irak'a kiralık asker" arayan Amerika namına pazarlık için NATO şapkasıyla Ankara'ya damlayan ABD'nin Avrupa Kuvvetleri Komutanı Orgeneral James L. Jones ve Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'la tanışma esnasında, PKK-KADEK, "ateşkesi sona erdirdiği"ni açıklıyor. Biz "eve dönüş" yasası çıkartıyoruz, onlar ateşkesin sona erdiğini bildiriyorlar.
Bu kadar üst üste tesadüf, bu kadar saati saatine çakışmalar olamaz... Apo'nun yakalanması kadar sürpriz bir tesadüf, PKK-KADEK'in ateşkesi sona erdirdiğini ilan etmesi ile ABD'nin pazarlık elemanlarının görüşme masasına oturmalarının aynı anlara denk düşmesi.
Başımıza çuval geçirenlerden, PKK-KADEK konusunda himmet dileniyoruz. Sonra da, pazarlık şartı öne sürdük, türünden kendimizi avutuyoruz. Şu kadar şehit vermiştik ama PKK-KADEK başımıza çuval geçirememişti. Herkesçe malum şu şimdilerin işgalcisi ve bölgedeki PKK-KADEK-Peşmerge hamisi yanında, "eve döndürülmeleri" için haklarında himmet dilendiğimiz PKK-KADEK cüce kalır. Pazarlık konuları arasına giremeyecek kadar cüce?
PKK dağda değil,
iktidarda?
Adamlar, PKK'yı Irak'ta iktidara taşıdılar. Yıllardan beri Misak-ı Milli sınırlarımız diye güya sahiplendiğimiz Kuzey Irak'a adımımızı attırmıyorlar. Kuzey Irak Türk askerine mezar olur, diyen Barzani'nin çapulcusu Hoşyar Zebari'yi Irak Dışişleri koltuğuna oturttular. Dün bunu söyleyen Zebari, bugün Sömürge Valisi Bremer'in Dışişleri Bakanı sıfatıyla hiç de eyvallah etmeden, Türk askeri bölgeyi karıştırır, Irak'ta asla Türk askeri istemiyoruz, beyanatı veriyor.
Ankara'dakiler de zannediyor ki, bunlar kendi kendilerine işkembe-i kübralarından konuşuyorlar. Hayır? Onları konuşturan güç, Ankara'da pazarlık masasında güya suret-i haktan ve stratejik ittifaktan görünerek oturan güçtür.
Hâlâ Ankara'dakiler, herhalde sayı saymasını bilmedikleri için, batağa saplanmış olan bu güçle pazarlık masasına oturuyorlar, "PKK-KADEK himmeti" dileniyorlar. Batağa saplandığınız şu Irak'ta hertürlü kurbanınız olalım, aman bizleri bari şu üç kuruşluk PKK-KADEK'inize kurban etmeyin, diyorlar.
Türkiye'nin düşürüldüğü şu hale bakın Allah aşkına.
Sınırımızda PKK yerine Peşmerge nöbette
Nitekim, tam Türkiye sınırına Peşmerge tugayı oluşturuluyor.
Kimin aklıyla yapılıyor bu iş? Bizim aklımızla olacak değil; tabi ki Sömürge Valisi'nin özel emirleriyle.
ABD, PKK-KADEK'i bir adım geri çekti, onların dayılarına nöbeti devretti. Artık Türkiye'nin başına çuval geçirilen o Kuzey Irak'ın güvenliği Peşmergeler'in "Milli Koruma Tugayı"na ait.
Kuzey Irak'ın Erbil kentindeki "Peşmerge Güçleri Bürosu"nda toplanan Kürdistan Demokratik Partisi lideri Barzani, Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Talabani ve aşiret güçleri tamamı peşmergelerden oluşacak yeni bir tugay oluşturmaya karar veriyorlar. Toplantıya ABD'li binbaşı Campell Alan, KYB'den Mustafa Seyid Kadir, KDP'den Hamdi Efendi katılıyor.
Vaziyet bu iken, bizim Ankara'daki netameli ve Washington'daki akçalı pazarlıklarla kendimizi avutmamıza, hiç kimse milli, makul ve stratejik bir gerekçe gösteremez.
Buna dense dense, Türkiye ya hiç dayak yememiş, ya da sayı saymasını bilmiyor, denir. Özellikle o bölgede başlarımıza çuvalları geçirecek kadar dayak yememize rağmen, hala akıllanmış değilsek; bu demektir ki, Ankara'da sayı saymasını bilen yok.
ABD gerçekten
samimi ise?
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin belirttiği üzere, ABD, Irak'ta Türk askerinin yardımı konusunda samimi ise, göstereceği adres Kuzey Irak bölgesidir, Türkmen bölgesidir. Türkiye için oralar avucunun içi gibidir; Türkiye'den gayrı hiçbir güç da orada Türkiye'nin alacağı verimin onda birini alamaz.
Bu bakımdan Türkiye için başka bir adres, başka bir bölge tuzaklarla dolu samimiyetsizliktir. ABD, bu bölgedeki yol güzergahı üstünde güvenlik gerekçesiyle Türkiye'nin karakol oluşturmasına dahi tahammül göstermeyerek gerçek niyetini ortaya koymaktadır. Ankara'dakiler sayı saymasını biliyorlarsa asıl bunu görmelidirler.
Dahası, Irak halkının bıldırcın avlama yöntemleriyle günlük birer-ikişer askerini öldürerek Irak'ı ABD'ye dar ettiği bir süreçte, haklılığı kadar yüreğini ve mertliğini ortaya koyabilen bir Türkiye, ABD'yi dizüstü çökertir, dizüstü... Böyle bir süreçte yalvar yakar olan, himmet dilenen taraf yürekli Türkiye değil, olsa olsa işgalci ABD olabilir.
Başımıza çuval geçirenlerden ne PKK himmeti, ne kredi dilenmesi ya hu! Çöldeki şaşkın ördekler Washington'dakiler mi, Ankara'dakiler mi; bu hesapta, bu pazarlıkta çok büyük yanlışlıklar var.
O halde, Ankara'ya sayı saymasını bilen adamlar göndermemiz şart. Aksi halde Türk Milleti olarak daha çoook dayak yedirirler; ne onurumuz kalır, ne delikanlılığımız, ne şerefimiz, ne istiklalimiz, ne de istikbalimiz? İzzet-i nefsimizi kaybedince de şamar oğlanına döner; hadi biraz daha dayak, hadi biraz daha kredi lütfen, diyerek farklı himmetler dilenme pozisyona düşeriz? Allah muhafaza etsin.
Böyle bir vaziyete Ankara'dakilerden hiç kimsenin bilerek razı olacağını düşünmediğim için, herhalde sayı saymasını bilmiyorlar, diyorum.
O halde bu ne hal, derseniz; derim ki, Ankara'dakiler sayı saymasını bilmiyor.
Manzaraya bakın şimdi...
Ankara'daki önceki AB'cilerin Uyum bahanesiyle çıkarttıkları idam paketindeki PKK affıyla yetinilmedi; şimdiki AB-ABD'ciler ilave olarak PKK-KADEK'e 'Eve dönüş' yollarını açtılar.
Bu kadar tesadüf de fazla canım?
Tam iş olgunlaşırken, "Irak'a kiralık asker" arayan Amerika namına pazarlık için NATO şapkasıyla Ankara'ya damlayan ABD'nin Avrupa Kuvvetleri Komutanı Orgeneral James L. Jones ve Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'la tanışma esnasında, PKK-KADEK, "ateşkesi sona erdirdiği"ni açıklıyor. Biz "eve dönüş" yasası çıkartıyoruz, onlar ateşkesin sona erdiğini bildiriyorlar.
Bu kadar üst üste tesadüf, bu kadar saati saatine çakışmalar olamaz... Apo'nun yakalanması kadar sürpriz bir tesadüf, PKK-KADEK'in ateşkesi sona erdirdiğini ilan etmesi ile ABD'nin pazarlık elemanlarının görüşme masasına oturmalarının aynı anlara denk düşmesi.
Başımıza çuval geçirenlerden, PKK-KADEK konusunda himmet dileniyoruz. Sonra da, pazarlık şartı öne sürdük, türünden kendimizi avutuyoruz. Şu kadar şehit vermiştik ama PKK-KADEK başımıza çuval geçirememişti. Herkesçe malum şu şimdilerin işgalcisi ve bölgedeki PKK-KADEK-Peşmerge hamisi yanında, "eve döndürülmeleri" için haklarında himmet dilendiğimiz PKK-KADEK cüce kalır. Pazarlık konuları arasına giremeyecek kadar cüce?
PKK dağda değil,
iktidarda?
Adamlar, PKK'yı Irak'ta iktidara taşıdılar. Yıllardan beri Misak-ı Milli sınırlarımız diye güya sahiplendiğimiz Kuzey Irak'a adımımızı attırmıyorlar. Kuzey Irak Türk askerine mezar olur, diyen Barzani'nin çapulcusu Hoşyar Zebari'yi Irak Dışişleri koltuğuna oturttular. Dün bunu söyleyen Zebari, bugün Sömürge Valisi Bremer'in Dışişleri Bakanı sıfatıyla hiç de eyvallah etmeden, Türk askeri bölgeyi karıştırır, Irak'ta asla Türk askeri istemiyoruz, beyanatı veriyor.
Ankara'dakiler de zannediyor ki, bunlar kendi kendilerine işkembe-i kübralarından konuşuyorlar. Hayır? Onları konuşturan güç, Ankara'da pazarlık masasında güya suret-i haktan ve stratejik ittifaktan görünerek oturan güçtür.
Hâlâ Ankara'dakiler, herhalde sayı saymasını bilmedikleri için, batağa saplanmış olan bu güçle pazarlık masasına oturuyorlar, "PKK-KADEK himmeti" dileniyorlar. Batağa saplandığınız şu Irak'ta hertürlü kurbanınız olalım, aman bizleri bari şu üç kuruşluk PKK-KADEK'inize kurban etmeyin, diyorlar.
Türkiye'nin düşürüldüğü şu hale bakın Allah aşkına.
Sınırımızda PKK yerine Peşmerge nöbette
Nitekim, tam Türkiye sınırına Peşmerge tugayı oluşturuluyor.
Kimin aklıyla yapılıyor bu iş? Bizim aklımızla olacak değil; tabi ki Sömürge Valisi'nin özel emirleriyle.
ABD, PKK-KADEK'i bir adım geri çekti, onların dayılarına nöbeti devretti. Artık Türkiye'nin başına çuval geçirilen o Kuzey Irak'ın güvenliği Peşmergeler'in "Milli Koruma Tugayı"na ait.
Kuzey Irak'ın Erbil kentindeki "Peşmerge Güçleri Bürosu"nda toplanan Kürdistan Demokratik Partisi lideri Barzani, Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Talabani ve aşiret güçleri tamamı peşmergelerden oluşacak yeni bir tugay oluşturmaya karar veriyorlar. Toplantıya ABD'li binbaşı Campell Alan, KYB'den Mustafa Seyid Kadir, KDP'den Hamdi Efendi katılıyor.
Vaziyet bu iken, bizim Ankara'daki netameli ve Washington'daki akçalı pazarlıklarla kendimizi avutmamıza, hiç kimse milli, makul ve stratejik bir gerekçe gösteremez.
Buna dense dense, Türkiye ya hiç dayak yememiş, ya da sayı saymasını bilmiyor, denir. Özellikle o bölgede başlarımıza çuvalları geçirecek kadar dayak yememize rağmen, hala akıllanmış değilsek; bu demektir ki, Ankara'da sayı saymasını bilen yok.
ABD gerçekten
samimi ise?
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin belirttiği üzere, ABD, Irak'ta Türk askerinin yardımı konusunda samimi ise, göstereceği adres Kuzey Irak bölgesidir, Türkmen bölgesidir. Türkiye için oralar avucunun içi gibidir; Türkiye'den gayrı hiçbir güç da orada Türkiye'nin alacağı verimin onda birini alamaz.
Bu bakımdan Türkiye için başka bir adres, başka bir bölge tuzaklarla dolu samimiyetsizliktir. ABD, bu bölgedeki yol güzergahı üstünde güvenlik gerekçesiyle Türkiye'nin karakol oluşturmasına dahi tahammül göstermeyerek gerçek niyetini ortaya koymaktadır. Ankara'dakiler sayı saymasını biliyorlarsa asıl bunu görmelidirler.
Dahası, Irak halkının bıldırcın avlama yöntemleriyle günlük birer-ikişer askerini öldürerek Irak'ı ABD'ye dar ettiği bir süreçte, haklılığı kadar yüreğini ve mertliğini ortaya koyabilen bir Türkiye, ABD'yi dizüstü çökertir, dizüstü... Böyle bir süreçte yalvar yakar olan, himmet dilenen taraf yürekli Türkiye değil, olsa olsa işgalci ABD olabilir.
Başımıza çuval geçirenlerden ne PKK himmeti, ne kredi dilenmesi ya hu! Çöldeki şaşkın ördekler Washington'dakiler mi, Ankara'dakiler mi; bu hesapta, bu pazarlıkta çok büyük yanlışlıklar var.
O halde, Ankara'ya sayı saymasını bilen adamlar göndermemiz şart. Aksi halde Türk Milleti olarak daha çoook dayak yedirirler; ne onurumuz kalır, ne delikanlılığımız, ne şerefimiz, ne istiklalimiz, ne de istikbalimiz? İzzet-i nefsimizi kaybedince de şamar oğlanına döner; hadi biraz daha dayak, hadi biraz daha kredi lütfen, diyerek farklı himmetler dilenme pozisyona düşeriz? Allah muhafaza etsin.
Böyle bir vaziyete Ankara'dakilerden hiç kimsenin bilerek razı olacağını düşünmediğim için, herhalde sayı saymasını bilmiyorlar, diyorum.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019