Evet sayın okurlar Polonya'ya talihsiz bir şekilde kaybettik: 2-1
Hemen söylemek lazım ki Arda varsa muhakkak ilk 11'de olmak zorunda. Maçın genelinde iyi oynadık ama asıl iyi oyun Arda'nın oyuna girmesi ortaya çıktı.
Arda'ya daha çok özgüven gelmiş. Yetenekleri daha da gelişmiş. Her ne kadar bazı final paslarında isabet sağlayamasa da topu onun ayağından almak mümkün değil.
Real Madrid'e gitmeden önce genelde topla rakibin üzerine gider ve sıklıkla topu kaptırırdı. Şimdi artık topla rakibi arasına vücudunu koyuyor. Zaten top hakimiyeti güçlü oyuncu olduğu aşikar.
Bu yeni stili ile top kaybetmesi çok daha zor. Eğer Euro24'te bir hedefe gideceksek Arda olmadan bu mümkün değil. Ben onu bunu bilmem.
Net bir şekilde Arda oyuna girdikten sonra bir başka oynadık. Arda çok da zeki. Kimi oynatacağını iyi biliyor.
Oyuna girmesi ile birlikte Hakan Çalhanoğlu ile çok uyumlu idi. Hakan, Arda ile daha etkili olur.
Ben işin açıkçası özellikle ikinci yarıdaki oyun ile ümitli olmamak için bir neden göremiyorum.
Tabii bazı sorunlar var. Savunmamızda eksiklerimiz var. Yediğimiz ilk golde Samet topu kaleye doğru uzaklaştırmaya çalıştı ve yaptığı kafa vuruşu rakibine pas oldu.
Hakan daha etkili olmalı. Hakan ancak ilk golü kalemizde gördükten sonra açılabildi. Yanında oynayan Orkun ve Salih Özcan etkili olamadılar.
Semih Kılıçsoy çok tutuktu. Topla ilk kez buluştuğunda dakika 34 idi.
Kerem Aktürkoğlu maça hareketli ve istekli başladı. Fakat isteği bir sonuç vermedi. Maçın başında bir hücumun heba olmasına neden oldu.
15'te Orkun'un bir pasını anlamayınca bir başka hücum daha heba oldu. İlk 20 dakikadaki isteği ve arzusunun devamı gelmedi. Oyundan düştü.
Bütün bu eksiklikler gerçek. Fakat neden ümitliyim derseniz ben şunu söyleyebilirim. Kanımca milli takım maç boyunca oynamaya çalışan taraftı.
Polonya, milli takımız karşısında taktik disipline dayalı bir şekilde savunmada kaldı. İkinci yarı mahkum oynayan taraf Polonya idi.
Tabii şu söylenecektir. Böyle bir Polonya'yı nasıl yenemeyiz? Oynama isteği olmayan bir rakip var ve sonuç alamıyoruz.
Fakat elimizde Arda var. Bu bile bir şeyler yapacağımıza inanmamız için çok önemli neden.
Bir diğer eksiğimiz ise yeterli pas üretememek bence. Özellikle ilk yarı iyi top çeviremedik.
İlk yarının sonunda 4 pasta rakip kaleye gittiğimiz harika bir hücumuz var. Hedefe gideceksek böyle aksiyonları artırmamız lazım.
Kalecimiz de başarılı idi. İkinci yarı özellikle iki karşı karşıya pozisyonda golleri önledi.
Bence futbolumuzun en büyük eksiklerinden biri özgüven sorunu. Yenilmeye şartlanmışlığımız var.
Bu şampiyona artık bunu aştığımız bir turnuva olsun. Başarılarımız hep takıma özgüven aşılayan saha içi ve dışı lider var olunca geliyor.
Şimdi biraz bu turnuvada böyle lider eksik gibi. Takımımızı sürükleyecek bir lider lazım.
Kerem Aktürkoğlu birkaç gün önce en zor maçımız Gürcistan maçı olacak dedi.
Kerem bunu söylerken aklında Gürcistan'ın kapanacağı ve bizi oynatmayacağı var hiç şüphesiz.
Fakat Gürcistan maçının en zor maçımız olacağını düşünerek bir yere varamayız. Bu tip düşüncelere kapılmak bir turnuvayı daha mutsuz kapatmamıza neden olur.
Milyon avroluk oyuncularımız Gürcistan'ı açmayı elbette bilmeli. Montella'nın bunlara da çözüm bulması lazım.
Evet yaz ayları geldi. Yaz ayları ve sıcak havalar güzeldir. Bu güzelliği şampiyonada alacağımız sonuçlarla daha da iyi hissedeceğimize inanıyorum.
Hemen söylemek lazım ki Arda varsa muhakkak ilk 11'de olmak zorunda. Maçın genelinde iyi oynadık ama asıl iyi oyun Arda'nın oyuna girmesi ortaya çıktı.
Arda'ya daha çok özgüven gelmiş. Yetenekleri daha da gelişmiş. Her ne kadar bazı final paslarında isabet sağlayamasa da topu onun ayağından almak mümkün değil.
Real Madrid'e gitmeden önce genelde topla rakibin üzerine gider ve sıklıkla topu kaptırırdı. Şimdi artık topla rakibi arasına vücudunu koyuyor. Zaten top hakimiyeti güçlü oyuncu olduğu aşikar.
Bu yeni stili ile top kaybetmesi çok daha zor. Eğer Euro24'te bir hedefe gideceksek Arda olmadan bu mümkün değil. Ben onu bunu bilmem.
Net bir şekilde Arda oyuna girdikten sonra bir başka oynadık. Arda çok da zeki. Kimi oynatacağını iyi biliyor.
Oyuna girmesi ile birlikte Hakan Çalhanoğlu ile çok uyumlu idi. Hakan, Arda ile daha etkili olur.
Ben işin açıkçası özellikle ikinci yarıdaki oyun ile ümitli olmamak için bir neden göremiyorum.
Tabii bazı sorunlar var. Savunmamızda eksiklerimiz var. Yediğimiz ilk golde Samet topu kaleye doğru uzaklaştırmaya çalıştı ve yaptığı kafa vuruşu rakibine pas oldu.
Hakan daha etkili olmalı. Hakan ancak ilk golü kalemizde gördükten sonra açılabildi. Yanında oynayan Orkun ve Salih Özcan etkili olamadılar.
Semih Kılıçsoy çok tutuktu. Topla ilk kez buluştuğunda dakika 34 idi.
Kerem Aktürkoğlu maça hareketli ve istekli başladı. Fakat isteği bir sonuç vermedi. Maçın başında bir hücumun heba olmasına neden oldu.
15'te Orkun'un bir pasını anlamayınca bir başka hücum daha heba oldu. İlk 20 dakikadaki isteği ve arzusunun devamı gelmedi. Oyundan düştü.
Bütün bu eksiklikler gerçek. Fakat neden ümitliyim derseniz ben şunu söyleyebilirim. Kanımca milli takım maç boyunca oynamaya çalışan taraftı.
Polonya, milli takımız karşısında taktik disipline dayalı bir şekilde savunmada kaldı. İkinci yarı mahkum oynayan taraf Polonya idi.
Tabii şu söylenecektir. Böyle bir Polonya'yı nasıl yenemeyiz? Oynama isteği olmayan bir rakip var ve sonuç alamıyoruz.
Fakat elimizde Arda var. Bu bile bir şeyler yapacağımıza inanmamız için çok önemli neden.
Bir diğer eksiğimiz ise yeterli pas üretememek bence. Özellikle ilk yarı iyi top çeviremedik.
İlk yarının sonunda 4 pasta rakip kaleye gittiğimiz harika bir hücumuz var. Hedefe gideceksek böyle aksiyonları artırmamız lazım.
Kalecimiz de başarılı idi. İkinci yarı özellikle iki karşı karşıya pozisyonda golleri önledi.
Bence futbolumuzun en büyük eksiklerinden biri özgüven sorunu. Yenilmeye şartlanmışlığımız var.
Bu şampiyona artık bunu aştığımız bir turnuva olsun. Başarılarımız hep takıma özgüven aşılayan saha içi ve dışı lider var olunca geliyor.
Şimdi biraz bu turnuvada böyle lider eksik gibi. Takımımızı sürükleyecek bir lider lazım.
Kerem Aktürkoğlu birkaç gün önce en zor maçımız Gürcistan maçı olacak dedi.
Kerem bunu söylerken aklında Gürcistan'ın kapanacağı ve bizi oynatmayacağı var hiç şüphesiz.
Fakat Gürcistan maçının en zor maçımız olacağını düşünerek bir yere varamayız. Bu tip düşüncelere kapılmak bir turnuvayı daha mutsuz kapatmamıza neden olur.
Milyon avroluk oyuncularımız Gürcistan'ı açmayı elbette bilmeli. Montella'nın bunlara da çözüm bulması lazım.
Evet yaz ayları geldi. Yaz ayları ve sıcak havalar güzeldir. Bu güzelliği şampiyonada alacağımız sonuçlarla daha da iyi hissedeceğimize inanıyorum.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Hikâyesi olmayan maç / 03.12.2024
- Eyüpspor hata yapmadı / 02.12.2024
- Ah Osimhen vah Osimhen / 29.11.2024
- Futbolda tempo her şey değildir / 25.11.2024
- Sonu başından belli / 24.11.2024
- Yolun sonunu beklemekten yoruldum / 20.11.2024
- Bitiremedik / 17.11.2024
- Yunus'u da görün / 11.11.2024
- Elbette favoriyiz / 08.11.2024
- Semih açıldı, Beşiktaş coştu / 07.11.2024
- Eyüpspor hata yapmadı / 02.12.2024
- Ah Osimhen vah Osimhen / 29.11.2024
- Futbolda tempo her şey değildir / 25.11.2024
- Sonu başından belli / 24.11.2024
- Yolun sonunu beklemekten yoruldum / 20.11.2024
- Bitiremedik / 17.11.2024
- Yunus'u da görün / 11.11.2024
- Elbette favoriyiz / 08.11.2024
- Semih açıldı, Beşiktaş coştu / 07.11.2024