Çok hızlı yayılan koronavirüsünün yayılmasının önüne geçmenin tek yolu, insanların temas etmesini engellemektir. Bunu sağlamanın en kestirme yolu da, sokağa çıkma yasağı koymaktır. Sokağa çıkma yasağı koymak kolay, ancak milyonlarca vatandaşına evinde bakabilmek ekonomik güç gerektiriyor. ABD buna cesaret edemedi. Avrupa ülkeleri de sokağa çıkma yasağı koyamadı ve on binlerin ölümünü izliyor.
Çin 1.5 milyar nüfusa, Hindistan 1.4 milyar nüfusa, Rusya 150 milyon nüfusa bakmayı göze aldı. Hiç tereddüt etmediler. Hemen sokağa çıkma yasağı koydular. Ancak çok güçlü ekonomisi var denen Almanya 80 milyon nüfusa, İtalya 60 milyon Nüfusa, Fransa 70 milyon nüfusa bakmayı göze alamadı. ABD 330 milyon nüfusa bakmayı hiç göze alamadı. Çin ve Rusya kendi halkına bakmanın yanı sıra batı ülkelerine yardımlar yapıyorlar. Uçaklar dolusu tıbbi cihaz gönderiyorlar. Koronavirüs ile blöf yapan ülkeler açığa çıktı. Herkes cebindekini çıkarıp masaya koysun" dendiğinde kimin cebinde ne var ortaya çıktı. Bu ortamda en acınası durumda olan ülke maalesef Türkiye.
Tüm ülkeler az çok cebinden bir şeyler çıkarıp masaya koydu. Vatandaşına destek olmak için paketler açıkladı. Türkiye hükümeti ise halka IBAN numarası verip yardım kampanyası başlattı. Ancak Türk devleti de Türk milleti de bu sonucu kendisi tercih etti. Çin'de, Rusya'da, Hindistan'da fikirleri uygulanan Haydar Baş Hocayı dinlemek yerine, 18 yıllık yönetimin sonucunda ülkeyi milletin SMS ile yapacağı 10 TL'lik yardımına muhtaç eden insanları seçti. Her seçimde aynı yanlışı yapmakta ısrar etti ve bu gün bu fatura ile karşı karşıya.
Şimdilik dünya koronavirüsün insan sağlığına etkilerini konuşuyor ve bundan korkuyor. Ancak önümüzdeki aydan itibaren dünya; virüsün ekonomik etkilerini ve sonuçlarını yaşamaya başlayacak. Şirketler batacak, milyonlar, belki de milyarlarca insan işsiz kalacak.
Yani insanlık büyük bir ekonomik travma yaşayacak gibi gözüküyor. Bu travma insanların kötü alışkanlıklarından vazgeçmesine, kararlarını değiştirmelerine sebep olacaktır. Dünya kendi iradesi ile bu çarpık kapitalist sistemi değiştirmediği için sakat temeller üzerine kurulu bu çarpık sistem, şimdi kapitalist ülkelerin üzerine çöküyor. Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve onun Milli Ekonomi Modeli'ni iyi okuyup anlamak lazım.
Milli Ekonomi Modeli'nde çözüm çok açık
Devlet, başkasının kâğıdını ya da bilgisayar ortamında gönderdiği rakamı, rezerv olarak tutarak kendini soydurmayacak. Milli Parasını, kendi GSMH'sına karşılık basıp kullanacak.
Devlet, özel bankaların; olmayan parayı sanal ortamda üretip kişilere borç vererek milleti soymasına izin vermeyecek. Ülkenin emek ve üretimine karşılık para basıp üretenin de, tüketenin de cebine maliyetsiz olarak kendisi para koyacak.
İhtiyaç duyulan parayı maliyetsiz şekilde ulaşma imkânı bulduğunda hiç kimse maliyetli parayı kullanmaz. Yani Para alıp satarak para kazananların devri sona erecek. Sadece emek ve üretim ortaya koyanlar kazanç elde edecek.
Bu soygunun önüne geçildiğinde geçek anlamada emek ve üretim ortaya koyanlar aynı çalışma ile çok daha fazlasını kazanacak.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021