logo
29 MART 2024

ARTIK OYUN BOZULDU

28.07.2001 00:00:00
Karadeniz bölgesinde Kuvay-ı milliye kadrosu ile birlikte gezisini sürdüren Prof. Dr. Haydar Baş, Artvin ve Trabzon'dan sonra Rize'de de kuvay-ı milliye kadrosunun siyasi parti oluşumu için gerçekleştirdiği toplantıya katıldı.Hemşehrileri Rizeliler tarafından büyük bir coşku ile karşılanan Prof. Dr. Baş, burada yaptığı konuşmada enflasyon, siyaset, devlet, hürriyet, yenilikçilik, Türk kimliği, bayrak gibi konularda önemli tespitlerde bulundu. Türkiye üzerinde oynanan oyunlara dikkat çekti. Kuvay-ı milliye kadrosunun meseleye el koymasıyla bütün oyunların akamete uğrayacağı müjdesini verdi.

İktidarı muhalefeti ile

herkesi destekledik

Anadolu karış karış dolaşılarak Türkiye'nin meselelerinin siyasi tahlilleri yapıldığından hareketle, mevcut siyasetçilerin de artı ve eksilerinin gündeme gelmesi gerçeği dolayısıyla, "Bizim kastımız siyasette iddia sahibi kardeşlerimizi rencide etmek değil, hakikatleri lisan-ı hal ile ortaya koymaktır" sözleriyle konuşmasına başlayan Prof. Dr. Haydar Baş, Bülent Ecevit'i karizmatik bir lider olarak gördüğünü, Mesut Yılmaz ve partisini uzun yıllar desteklediğini, Devlet Bahçeli ve MHP'ye son seçimde güçlü bir destek verdiklerini belirterek, "Kim, Türkiye'yi dünyada en üst düzeye çıkaracağım, diyorsa bize düşen onu desteklemektir. Onun için biz, iktidarı ile muhalefeti ile herkesi destekledik" dedi.

Bu anlayışla enflasyon düşmez

Daha önce katıldığı toplantılarda olduğu gibi enflasyona değinerek konuşmasını sürdüren Prof. Dr. Baş, mevcut anlayış ve tedbirlerle enflasyonu düşürmenin mümkün olmadığını, hastalığı teşhiste yanlış yapıldığını, dolayısıyla tedavinin de yanlış olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Enflasyon talepten doğuyorsa alınacak tedbirler farklı, maliyetten doğuyorsa farklıdır. Türkiye'deki enflasyon maliyetten doğmasına rağmen talep enflasyonu reçetesi uygulanmaktadır. Maliyetten doğan enflasyon için talepten doğan enflasyon tedbirini alırsan gemiyi öyle bir batırırsın ki bir daha çıkaramazsın. Onun için bu enflasyonu önleme proğramının tutmayacağını söyleyen tek aykırı ses biz olduk. Ama sesimizi duymadılar. Kalabalıkta söylersek duyarlar diye Trabzon'daki mitingte söyledik. Biz bu işi 24 saatte çözeriz, dedik. Yine duymadılar, sormadılar. İstanbul ve Ankara mitinglerinde söyledik. Yine sormadılar. Şimdi şartlı gelin diyeceğim. Maliye'yi ekibimle bana bırakacaklar ve biz bu işi 24 saatte çözeceğiz."

Yenilikçilik çağa damga vurmaktır

"Kafamıza akıl koyalım. Bu milletin ilminin, irfanının zekatı, sadakası Batı dünyasını 50 defa satın alır" diyen Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: " Bizim görüşlerimiz dünyada kabul görmüş görüşlerdir. Ben hikaye anlatmıyorum. Hodri meydan diyorum. Yenilikçi arkadaşlar gelsinler, söylesinler. Türkiye'ye hangi tarımcılık, hayvancılık, ormancılık, sanayi politikasını getirecekler? Çocuk mu kandırıyorlar? Yenilikçi demek, hayata, çağa damgasını vurmak demektir. Sayın Erbakan'ı severim. Şahsını ilzam etmek haddim değildir. Ama fikirlerin çarpıştığı er meydanında eğer adam paşa ise 'ben çavuşum' diyemez ki. Ben bu işin paşasıyım. Bu işin tevazusu olmaz. O, dalkavukluk olur. Ben bu işi biliyorum."

Devleti küçültmek bir tuzaktır

İşçi-memur ve100 milyar liranın altında geliri olanlardan bir tek kuruş vergi alınmaması talebini Rize'deki konuşmasında da tekrarlayan Prof. Dr. Baş, kaynağı bulma görevinin ise devlete düştüğünü, devlet olmanın vasfının bu olduğunu hatırlatarak şöyle dedi: "Devlet, benim bulamadığımı bulan iradenin adına denir. Küçültüp, ufalayıp toz haline getirdiğin iradenin adına devlet denmez. Devleti küçülteceklermiş! Küreselleşmeciler böyle pompalıyorlar. Oysa kamu giderleri ABD ve Fransa'da % 40, İngiltere'de % 45'tir. Adamların kamuya harcadıkları para trilyon dolarlarla ölçülüyor. Adam senin bütçen kadar kamuya para harcıyor. Bize pompaladıkları devletin küçülmesi demek, ordunun, polisin, memurun vs. yok edilmesi, ondan sonra da çıplak şekilde ortada kalmak demektir. Bazı aklıevveller, karşılayamıyoruz, diyorlar. At sahibine göre kişner. Bizde öyle kaynaklar var ki... Sadece altın maden rezervimizin değeri 4 trilyon dolar. Bor madeninin değeri 1 trilyon dolar. Türkiye'ye bütün bunları devreye sokacak, hesabı, kitabı bilen bir irade lazımdır. Bu potansiyelleri harekete geçirmek istiyorsak evvelemirde proje mukabili emisyon hacmini genişleterek milleti rahatlatmak şarttır."

Siyasetçi milletini çok sevmeli

Türkiye'de siyaset yapan siyasetçilerin milletini mutlaka sevmesi gerektiğini söyleyen Haydar Baş, bu milletin nasıl bir millet olduğunu şu sözlerle ifade etti:

"Bu milletin içinde Laz vardır. Çerkez vardır. Arap, Kürt, Boşnak, Türk vardır. Türk milliyetçiliği bir üst kimliktir. Bir kültür birikimidir. Bu kültür birikiminin örfü var, adeti var, maneviyatı var. Kürt kardeşimiz, Türk milletinin örfünü örf yapmıştır. Adetini adet, geleneğini gelenek, dinini din yapmıştır. Laz kardeşimiz de Türk milletinin adetini adet, örfünü örf, dinini din yapmıştır. O halde bu millet bir millettir. Biz, milletimize bu esaslar çerçevesinde sahip çıkarsar tek vücut oluruz. Ama biri Amerika'nın kandırması, biri İsrail'in aldatmasıyla sağa sola çekerse Allah belamızı verir. O adamların hiçbiri bizi için hayırlı rüya görmez."

Oyun artık bozuldu

"İngilizler Osmanlıyı yıkabilmek için 100 sene Hicaz bölgesinde faaliyet gösterdiler. Sırf bu iş için bakanlık tahsis ettiler. Müslüman Arap kardeşlerimizi kandırdılar. Eline tüfeği verdiler. Bizi arkadan vurdurdular. Birçoğumuzun dedeleri orada şehit oldu. Bugün de aynı oyunlar oynanıyor.

Zaman içinde bu kardeş milleti birbirine hasım ettiler. Tavşana kaç, tazıya tut dediler. Biz de kot kafalılık yaptık. Adam devletine, askerine düşman olur mu? Ama artık oyun bozuldu. Artık hiç kimse askerine, polisine, devletine, çiftçisine, işçisine, çöpçüsüne hasım olmayacak. Niye olmayacak? Bu şanlı bayrağın altında olan herkes aynı örfü, adeti, imanı, geleneği yaşıyor da ondan olmayacak."

Türk bayrağına can feda

Prof. Dr. Baş, şanlı bayrağımızın nasıl bir mahiyet arzettiği, mana taşıdığı hakkında şu bilgiyi verdi:

"Ben bayrağımı çok severim. Benim dedem şehittir. Bu bayrağın çok büyük manası vardır. Bu bayrağa hayatımız feda olsun. Bayrağımızdaki kırmızı renk benim, senin dedenin, şühedanın kanıdır. Ay, Tevhid'i, Allah'ı; yıldız, Allah'ın sevgilisi Hz. Muhammed Mustafa (sav)'in ruhaniyetini temsil eder. Onun için Türk milletine asakirullah, Allah'ın askerleri denilir."

Asıl hürriyet benim ülkemde

Bazılarının Batı ülkelerinde hürriyet, din hürriyeti olduğu vehmine kapıldığını söyleyen Prof. Dr. Baş, hürriyetin Avrupa ülkelerinde Müslüman için nasıl uygulandığını misallerle şöyle dile getirdi:

"Almanya'da kardeşlerimiz kiliseleri camiye dönüştürmüşlerdi. Baktım ki Türk bayrağı yok. Sebebini sorunca 'eğer asar isek polisler gide gele bizi bıktırıyorlar. Ben de 'o zaman idare odasın asın. İndirmeyin' dedim de öyle yaptılar. Avrupa'da din hürriyeti varmış! 1976 yılında Hollanda'da bir camide dışarıya karşı ezan okudum. Namaz bittikten sonra hemen polis geldi. Hesap sordu. Burası Lahey Adalet Divanının olduğu yer. Yerin altında ezan okumaya evet, ama üstünde okumaya yer yok. İstanbul'da ise çan sesinden geçilmiyor. Onun için hürriyet benim ülkemdedir."

Bu kol Rizelinin koludur

Rize'nin Karadeniz'in incisi, bu memlekete başbakanlar, bakanlar, ilim adamları, takva ehli mübarek zevatlar yetiştirdiğini söyleyen Prof. Dr. Baş, "Onun için kündeye gelmeyeceğiz. Çok ayık olacağız. Bu kuvay-ı milliye yürüyüşü etrafında hep beraber Allah için bir araya gelmesini bileceğiz.

Sizlere bu teklifi yapıyorum" dedi ve "var mısınız?" diye sordu. Hep bir ağızdan "varız" cevabını aldıktan sonra Fuzuli'nin Leyla ve Mecnun hikayesini anlatarak "bu kol Rizelinin koludur" sözleriyle konuşmasınıbitirdi. Prof. Dr. Rize'den, "Bu vatan bu millet seni bekliyor" tezahüratı ile uğurlandı.

-RİZE / YENİMESAJ
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı

Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
28.03.2024 22:45:00
Anadolu Ajansı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Siverek-Şanlıurfa kara yolunun 3'üncü kilometresi Siverek Devlet Hastanesi yakınlarında, Mehmet Karakayalı idaresindeki 34 SRM 01 plakalı otomobil, Kudbettin Kazancı yönetimindeki 07 GHV 87 plakalı hafif ticari araç ve Hamdullah Kınış'ın kullandığı 63 N 5314 plakalı motosiklet çarpıştı.

Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye 112 Acil Servis, polis, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Kazada yaralanan 9 kişi Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan İbrahim Erol, Hamdullah Kınış ile kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Kaza nedeniyle ulaşıma kapanan kara yolu, araçların kaldırılmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sosyal medya platformu X hesabından, Siverek ilçesinde meydana gelen kazada 3 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 kişinin de yaralandığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Kazaya trafik ve sağlık birimlerimiz tarafından en hızlı şekilde müdahale edilmiş, yaralılar hastaneye kaldırılmıştır. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." 

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 

Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu

Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında "Kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler' sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
28.03.2024 16:32:00
İhlas Haber Ajansı
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in bir mitingde 'Tayyip Bey çağırınca oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi" ifadelerini kullanması üzerine hakkında suç duyurusunda bulundu.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Cafer Akın, 'CHP Genel Başkanı Özgür Özel haddini aşan açıklamalarda bulunmuştur. Bunun üzerine Kahramankazan 15 Temmuz Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak suç duyurusunda bulunacağız. CHP Genel Başkanı hadsiz Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyan vatandaşlarımıza utanmadan, sıkılmadan 'zibidi' dedi. 'Tayyip Bey'in çağrısına oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi' ifadesini kullandı. CHP, Mustafa Kemal Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaya devam ediyor. Özgür Özel'i kınıyoruz. 15 Temmuz şehit ve gazilerine zibidi diyemezsin, haddini bil' diye konuştu.

'Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz'

Özel'den özür beklediklerini söyleyen Akın, 'Aziz Türk milleti evlatları, söz konusu vatan olduğunda canlarından geçerek darbecileri ve darbeciliğe alkış tutanları durdurmuşlardır. 15 Temmuz'da devletinin çağrısıyla milletle kol kola şehadete yürüyerek tanklara siper olan aziz şehitlerimizin aileleriyle birlikte şehitlere 'zibidi' deme hadsizliğini gösteren Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz. Her halükarda ülkeyi sizin kurtarmayacağınız kesin. Tankların arasından sıvışıp giderken, televizyon karşısında kahvenizi yudumlayarak izlediğiniz 15 Temmuz'da meydanlarda can veren, kan veren o 'zibidi' dediğiniz korkusuz kahramanlardan öğrenecek çok şeyiniz var. Asıl zibidi kim biliyor musunuz' O gece darbe oluyor diye alkış tutanlar, o gece kadeh kaldıranlar, o gece tankların arasından sıvışanlar, o geceden sonra darbecileri savunanlar, kahpe teröristlerle iş birliği içerisinde olanlar; millet siz siyasi malzeme yapın diye kurtarmadı bu vatanı. Ne Çanakkale'de kefensiz yatan atalarımız ne de 15 Temmuz'da karşı koyarken şehit olan yiğitlerimiz. Kahraman gazilerimiz, bu ülke için zerre faydası olmayanlar, ülke yönetimine talip olmaktan utanmıyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den şehit ailelerimiz ve gazilerimizden acilen özür dilemesini bekliyor ve şiddetle kınıyoruz' dedi.

'Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir'

Özel'in sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Avukat Burakhan Çınar ise, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milleti için bir an olsun gözünü kırpmadan şehit olan ve yine bu uğurda gazi olanlara CHP Genel Başkanı'nın TV kanallarında da görüleceği üzere açık bir şekilde 'zibidi' şeklindeki hakaretini derin bir üzüntü ile hep beraber izledik, takip ettik. DEM Parti ile kent uzantısı neticesinde PKK'lı kişileri ilçe yönetimlerine sokan bir partinin genel başkanının her mitingde, hatta kendi partisinin genel başkanlık seçimlerinde dahi Selahattin Demirtaş'a, Osman Kavala'ya selam gönderirken, gazi veya şehit gibi kelimelerin nasıl bir maneviyat oluşturduğunu anlaması bizler tarafından beklenemez. Türk Ceza Kanunu'nun belirli maddelerini ihlal etmesi ve gazilerimiz ile şehit ailelerimiz üzerinde nasıl bir etki uyandırdığı kamuoyunun takdirindedir. Bu nedenle Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığımıza şikayetçi olmak için burada bulunuyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir. Bu nedenle de Özgür Özel'i kınıyoruz ve kendisinden şikayetçiyiz. Yüce Türk adaleti gereğini yapacaktır' ifadelerini kullandı.

Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor

Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Kurucusu Kenan Balcı, 'Gece geliyorlar, gündüz geliyorlar. Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyorlar' dedi.
28.03.2024 12:53:00
İhlas Haber Ajansı
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Türkiye Deniz Canlıları Müzesi'nin de bulunduğu Beylikdüzü Balıkçı Kenan Tesisleri sahibi balıkçı Kenan Balcı İmamoğlu aleyhinde yapmış olduğu açıklamalar sonrasında işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alındı ve mühürlenmek istendi. Evraklarının tam ve eksiksiz olduğunu belirten tesis sahibi Balıkçı Kenan Balcı, "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla işletme adeta abluka altına alındı. 150 bin lira olan arazimize 1500 lira verip almaya çalışıyorlar" dedi.

Zabıta ekiplerine direnen Kenan Balcı, 'Ben 15 yıldır Anadolu Caddesi üzerinde, 50 yıldır da esnaflık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa gördüm. Zabıta ekipleri talimatla işletmemizi mühürlemeye geliyorlar. Bizlere de 'bu mühür sembolik' diye ifadelerde bulunuyorlar. Gündüz ayrı ekip, gece ayrı ekip geliyor. zabıta ekipleri işlerini bırakmışlar, Balıkçı Kenan Tesisleri'ni ablukaya almışlar. Gündüz zabıta ekip araçlarla geliyorlar. Gecede vinçlerle. Bizim arazimizi, işletmemizi elimizden almak için her yolu deniyorlar' ifadelerini kullandı.

"Ben bir esnaf olarak kazanımlarımı korumak amaçlı çıktığım bu yolda her geçen gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalıyorum" ifadelerini kullanan Balcı, '50 yıldır balıkçıyım. Esnaflık yapıyorum. İmamoğlu tarafından yaklaşık 5 yıl önce kendi tapulu arazimden bir kısmını hediye etmem istendi. Ben bu isteği reddettim. Ondan sonra isteklerini yerine getirmediğim için kapsamlı olarak yıpratma ve yıldırma kampanyası başlattılar. Kendi tapulu arazime el koydular. Metrekaresi 150 bin lira olan arazimin metrekaresini bin 500 liraya almaya çalıştılar. Biz sesimizi yükselttikçe, itiraz ettikçe onlar daha çok üstümüze gelmeye başladılar' dedi.

"Paradan kuleler yapan İmamoğlu ve ekibi istediklerine ulaşamayınca zulmün dozunu artırmaya başladı" diyen Balcı, '30 yıldır bu bölgede balıkçılık yapıyorum. Ruhsatımı kendisi verdi. Ama şimdi beni ruhsatsız balık satmakla suçluyor. Ruhsatsız olduğu gerekçesiyle işyerimi kapatmak istiyor. Bu dükkanım tam 15 yıldır aynı yerde faaliyet göstermekte. 15 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışan işyerimi istediklerini yapmadığım için ruhsatsızdır diye ilan edip kapatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar burada balık satmaya devam edeceğiz. Arazimi, işyerimi İmamoğlu'na yem etmeyeceğim. Bu arazimin tapularını pankart yapıp suratlarına çarpıyorum' diye konuştu.

"İmamoğlu'na karşı bizi koruyun"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım isteyen Balıkçı Kenan Balcı, 'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Erdoğan sevdalısı esnaf olarak başımıza bu işleri açan, bize çökmeye çalışan, paradan yeni kuleler yapmak isteyen, İmamoğlu ve ekibine karşı bizi koruyun. Adaletin sağlanmasına vesile olun. Hz Ömer adaletinin temsilcisi sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyorum. Lütfen zulme karşı yanımızda olun' ifadelerini kullandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.